Bilir misiniz? Şiiri - Yasemin Tuğba Algın

Bilir misiniz?
Uykusuzluk nedir bilir misiniz?
Ağrıyan göz kapaklarımı taşıyamadığım sabahları,
Bir hicran seline kapıldığım hançerli akşamları,
Kül olduğum ateşli kırık odunları,
Artık çözemediğim buzdan insanları,
Gün doğana kadar izlemek nedir bilir misiniz?
İğneli kitlelerin ortasından,
'Günaydın’ diyen kalıplaşmış bir toplumun,
Aydınlıkta karanlık bulan,
Bir yoklukta kavrulan,
Küçük safderun çocuğu olmak nedir bilir misiniz?
Boşlukların yoğunluğuyla dolu dimağda,
Kendi kendini bitiren yitik simada,
Acıyan gözlerini bırakmış ki toprak yollarda,
Bu sarsıntı nedir bilir misiniz?
Serseri gibi gezinirken virane sokakta,
Sevgim serilir yamalı asfalta,
Bir kaç kişi çiğneyip geçerken duygularımı,
Siz dertsizler! Dert nedir bilir misiniz?
Çaresizliğin çaresi var mı sanki…
Yanımda değil, karşımda durur sevdiğim kişi,
Ve değer bile değersizleşmiş,
Koynunda para beslemiş,
Her çökmüş topluma hükmeden; insanın sahtesi…
Siz makineleşmiş varlıklar!
Dürüstlük nedir bilir misiniz?
Her makine bir gün bozulur,
Yalan için işleyen çarklar yorulur,
Paranın kölesi insanlar!
Durmak nedir bilir misiniz?
Yalnızlığımı çoğaltan kalabalığın içinden,
Müziğe benzemeyen müziğin zehrinden,
Kitapları fırlatan zalimin şerrinden,
Kaçmaya çalışmak nedir bilir misiniz?
Büyük insanlar vedalaşıp da gider,
Küçük insanlar paramparça eder,
Aşkı üzerine uymayan taştan bir gönlün,
Her bir zerrenizi kırması nedir bilir misiniz?
Düşünen ruh ızdırap çeker,
Bazen bomboş bir ruh, karadeliğe döner,
İsyanım fısıltıymışçasına yansırken,
Boğuk sesimin barındırdığı kelime nedir bilir misiniz?
‘İyi uykular’ diyen bir hayal isterdim,
Ve o hayal gerçek olsun isterdim…
Caddelerinde dolaştığım şehrin mahvolmuş,
İzlerle çevrelenmiş meydanından geçerken,
Eskitilmiş bir soruya,
Cevap istiyorum kalemimden çıkıp gelen;
Siz bilmek nedir bilir misiniz?