Bilir misin, suskunluk en çok kalpte yankı bulur,
Ve en derin acılar dille değil gözle konuşur.
Bir bakışla yıkılır yüzyıllık sabır sarayları,
Bir gülüşle başlar, aşkın en büyük yangını.
Bilir misin, adını andıkça içimde bir çağ büyür,
Sanki her hece, bin yıllık bir hasreti sürükler.
Zaman bir külfet olur, sensizliğin omzunda,
Ve ben her saniyede biraz daha eksilirim.
Bilir misin, yokluğun bazen varlıktan ağırdır,
Bir boşluk değil, bir uçurum taşır içimde.
Ne yel susar ne gece, sen sustuğunda,
Fakat ben susarım, senin suskunluğunu dinleyerek.
Bilir misin, en çok seninle sessizliğe yakışırım,
Çünkü aşk sükûtla tamamlanır derinlerde.
Ve bazen en güzel cümle, hiç kurulmamış olandır,
Tıpkı seninle yaşayamadığım o sonbahar gibi…
Bilir misin, yüreğimde adınla mühürlü bir zindan var,
Geceler orada uyanır, günler orada donar.
Seninle başlamayan her sabah yarımdır bana,
Ve sensizlik, en suskun azapla yazılmış bir duadır.
Bilir misin, gözlerin geçerken içimden,
Zaman eğilir, bütün saatler sende susar.
Bir an bakışın düşse yüreğime yeniden,
Bütün ölü mevsimler birden bahara koşar.
Bilir misin, senden sonra her şey eksik,
Güneş bile doğarken boynu bükük sanki.
Bir sokak lambası gibi titreşir kalbim,
Adını duymadığım her sabahın yankısıyım.
Bilir misin, bir gün döner mi diye susuyorum,
Her dua, dudağımda bir çığlığa dönüşüyor.
Ben seni sevmekle kaldım, sen geçip gittin,
Ve kalbim, gittiğin yerin kapısında bekliyor hala...
Kayıt Tarihi : 21.6.2025 00:23:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!