Sen bulmaca çözerdin dergiden
Ben yakınırdım vergiden
Sanırım buna benzer bir hâlde
Uyuklamıştık sol köşelerde.
Hazır soyunmuşken
Sarılmak geldi içimden
Sense kaş çatıp azar ettin
“Geç kaldım!” deyip tersledin.
“İş yemeği!” yalanında
Gördüm seni Boğaz yolunda
Dımtıslı züppenin yanında;
Böğrüme zıpkın gibi saplandın
Kalpte çentik
Sinede çatlak…
Sevincin kundakçısı
Hüznün işaret parmağı
Küçük ölümdür aldatılma acısı,
Her gecesi cenneti yakar isyanı…
Sen ruh göçeren nedir bilir misin?
Son umut bile değildir gömülen
Ne kaybolan yollar
Ne pişmanlık eziği yıllar;
Sendeki sinsilik bendeki ruh göçeren
Güvenim elinden kalbime hançer gömen…
Sen bilir misin nasıldır intikam?
Geçtim kalbimi soğuk yedirmekten
Heykelini dikeceğim
Arkanda kalan hiçliğinden…
Kayıt Tarihi : 12.11.2015 14:17:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
İhanetin hammaddesi herkesin kendi cevherindendir.
Öfke baldan tatlıdır. Ben acımsı balı tercih ettim. :)
Kaleminize sağlık sayın Muharrem Soyek...
Artık hiçlikten ne çıkarsa odur.
Evet; sevdanın hiçlikten bir heykelini yapmak hüzünlü bir şey.
TÜM YORUMLAR (4)