O kadar çok
O kadar çok sustuk ki
konuşacak tek laf bile kalmamış geride
Mavinin, duvaya duran Ağaç dalları
ucu açılmayan kalemlerin
Beyaz sayfalarımıza bıraktıgı, kör bir noktaymış!
Trende
cam kenarında
kimsesizliğin sarhoş yolcusuyum.
Öyle zorki yalnızlık,
helede bu saatlerde
pencere dibinde
tutup kendime diklenirim Semra
Endişem, sevginle dövüşür
sakalım yağ keser kirli yakamda
ve it gibi uykusuzum
kirpiğim ok olup
geceyi deler inadina
Bos sanma kalbimi,
iki adim ötemdesin oysa, Semra!!
Kaçtığımı
Arandığımı
Pazar günü tarandığımı
demek ki henüz duymamşsın ,
oysa seni gün gün
ağzımda besledim..
Sarı halkan
parmagına beni doladıda ne oldu?
Işte kopup gidiyorum
Ayağın izinden
Gamzeli yüzünden..
Kataaar Katar uzaklara..
Vuracaklardı döşümden
yada çalacaklardı 20 yılı ömrümden!
Sevdiğim, iki defa yirmi yıl geçti buradan
oysa sen, omzumdan hiç tutmadın
sensiz zamana, yerçekiminede lanet olsun
eskiye dair ne varsa, bir bir yok ettin!
Sana her Cuma günü,
saat ikide bağdaş kurup
Ren´e şişe içinde mektup bırakıyorum.
Bu Nehir sana hiç akmayacak biliyorum
Olsun, Balığın gümüşüne yapışan Mektuplarım
Aşk kovalayan Gemilere
Pusula olmuş diyorlar..
O kadar çok, o kadar çok ayrıldık ki
40 yılın hatırına TONHALLE de içiyorum
Fazıl Say, Nazım Hikmet´ten
“Yaşamaya dair“i okuduğunda
Seni, bekliyorum Türkan!
Haydar Metin
Haydar Metin
Kayıt Tarihi : 20.4.2019 20:35:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (2)