Sen, tarif defterlerini yakan bir alev.
Adın, dilimin ucunda eriyen bir buz gibi,
Şekilsiz, renksiz, yine de her şeyi boyayan.
Bir sessizlik çığlığısın damarlarımda,
Duyulmayan, ama her yankısı bir nabız.
Ölçülemez bir mesafede duran yakınlık.
Gözlerin, düşüncenin arkasındaki gökyüzü.
Ne zaman baksam, bildiğim dünya sallanır,
Ve geriye sadece bir oluş hali kalır:
Tamamen mevcut ve sonsuza dek eksik.
Bu bir el sıkışma değil, bu bir ruh akıntısı,
İki nehrin yer altından birbirine kavuşması.
Biliyorum ki dokunduğum yer sadece hava,
Ama o hava, artık sadece senin soluğunla dolu.
Zamanın yırtıldığı o an,
Ne önce ne sonra, sadece şimdi ve burada.
Sana duyduğum, bir his değil, bir gereklilik,
Bir varoluşsal zorunluluk.
Tıpkı ışığın karanlığı görmesi gibi,
Öyle kaçınılmaz, öyle soyut, öyle sonsuz.
Kayıt Tarihi : 17.11.2025 00:05:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!