BiLiNMEZ Şiiri - Mücella Pakdemir

Akbaba gölgesinde çakallar
Salyalı dişleriyle
Av peşindeler…
Dağların tüm lâneti
Pis kokulu postlarına sinmiş
Ulumalarından kopan ihaneti
Ta yamaç köylere kadar inmiş

Yakamozlar oynaşırken fırtınalı denizlerde
Ay ışığı yansır sarı kızın
Kırmızı-yeşil eldivenlerinde
Ötelerde bir yerlerde divan durulur
Derin etiketli sinsi ayaklar
Çıkar yollara, çember daraltmaya
Son sürat…
Karakolların cılız ışıklarına inat
Telsizlerden görev yerleri sorulur
Kafes açılır…
Kurt kapanı kurulur…

Söyleyin ulan hain uşaklar!
Yiyeceğiniz herze midir bu çalımlar?
Hangi mihrakların desteğidir?
Pimi çekilmiş bu afili cesaretiniz?
Kimdir sırtınızı sıvazlayan
Maskeli katil itiniz?

Kader midir bu senaryoda
Sipere düşer koçlar, ta ta ta ta!
Toprağa karışır tertemiz kanlar
Kanatlanırlar birbiri ardınca
Ukbalara…

Nasıl olur? Neden? Niçin?
Yasak sorular pazarında bedeli ödenmiştir
Kahrolası bir hiçin…

Kaosa en ucuz malzemedir onlar
Ananın bağrında kor
Yavukluda suskunca sitem
Tutuşmuş tabutlar bayrak yangınında
Ocaklarda yaşanır kapkara mâtem

Başlar sallanır, beyinler düşünmez
Diller ezberlerini sayıklar
Sonra yürekler haykırır hep bir ağızdan
“Şehitler ölmez, vatan bölünmez! ”
Derken… Bir fısıltı duyulur arkalardan
İyi de… Güzel de… Pek âlâ da…
Böyle pisi pisine de ölünmez

Sus be ayrık otu! Sus!
Nasıl ölünmez, nasıl ölünmez!

Mücella Pakdemir
*

GÜN GELİR BİLİNMEZLERİN ÜZERİNDEKİ KARA PERDEYİ YIRTIP ATACAK YİĞİTLER DOĞURUR ANALAR. ACILAR DİNER. ORTALIK BAYRAM YERİNE DÖNER. TEKRAR ŞAHLANIR BU MİLLET. MASKELİ KATİL İTLER DE HAK ETTİKLERİ CEZAYI BULUR.
*
Dünyanın var oluşu av ve avcı prensibine göre biçimlenmiş bir kere.
Bir nedenle, uyduruk bahanelerle bu sürer gider.
Kurt suyun gözüne olsa da suyunu bulandırır düzdeki kuzu.
Ölümü göze alanların arkasından işbaşı yapanlar gene talancılardır.
Ölenlerin payına gene gözyaşı kalır kuşaklar boyu sürüp giden.
Talancılar da üleşirler bu yalan dünyayı.
Yalanırlar da yalanırlar...

... Ve bu öykü yinelenerek devam eder.......suskunköy

TERSYÜZ çarşılar

Ya o âlem sizsiniz
Dönerken kendinizde,
Yada âlemsizsiniz...
Sönerken renginizde!

Ya o sevgi sizsiniz
Varlıklara konsantre,
Yada sevgisizsiniz...
Yârlıklarda konsepte!

Ya o kader sizsiniz
Başlarken her birşeyde,
Yada kadersizsiniz...
Taşlanırken herşeyde!

Ya o kardeş sizsiniz
Örerken lehçenizde,
Yada kardeşsizsiniz...
Döverken bahçenizde!

Ya o minnet sizsiniz
Senlerken ferinizde,
Yada minnetsizsiniz...
Benlerken terinizde!

Ya o cennet sizsiniz
Atarken kâlbinizde,
Yada cennetsizsiniz...
Yatarken kabrinizde! ......................................Ahmet Durgut

Şehitlik makamı her ciddiyetten daha önemlidir
Karşılığını almadan ölüp gitmek bu vatan içindir
Yürekten bakmak kadar yürekten duymakta önemlidir
Şehitlik konusunda şiir yüreklere temas etmelidir...Kemal Tavlacı

Vurma Gafil

Acıma vur demiş birileri sana
düşünmeden çekmişsin tetiği
düşmüşüm vatan toprağına.
Gözümde iki damla yaş
yetimlerim yasta.

Vurma gafil
Bir ben değilim bana muhtaç
bebelerim var
gözü yolda can dostum.
Kadınım yetim kalan yanım.

Vurma gafil
Yolum gözler anam,
Yaşlı hastadır babam.

Ne zaman düşman olduk
Karışmıştı bir birine çoluk çocuk
İçmiştik ayranı aynı tasta
Bıraktın tüm sevenlerimi yasta

Acıma vur demiş birileri sana
Düşünmeden çekmişsin tetiği.
Düşmüşüm vatan toprağına
gözümde iki damla yaş
yetimlerim yasta.

Kurşun yedim canım yanmaz
Yavrularım aklımdan çıkmaz
Namusun bekleyene
kurşun sıkılmaz
Bu kahbeliğin sanada kalmaz.

Kardeş kardeşe kurşun sıkmaz
Ölüm gence yakışmaz
Bu pis savaşı yazanlar
Bu akan mazlum kanıdır
Yanınıza kalmaz..............................................Haluk Serdar

Gazabımdan kork benim.....

Emperyalist çakal yeter uluma...........
Yüreğimde bileğimde berk benim.........
Sen kimsinki taş koyasın yoluma.......
Töre benim,adet benim,erk benim............

Vazgeç bu bölücü -kahpe huyundan........
Tanırsın ceddimi asil soyundan......
Yirmidört kol ile oğuz boyundan........
Kürdü benim, alevi ben, Türk benim..................

Aç oku tarihi geçmişe bir bak.....
Asırlardır aynı din-aynı devlet ve toprak.......
Özbe öz kardeşiz kâr etmez nifak........
Başım etse bedenimi terk benim..................

Dörtbin yıldır hep el ele vermişiz.....
Selçukluyu Osmanlıyı kurmuşuz......
Kardeş yaşamışız-kardeş ölmüşüz........
Hiç olmamış kitabımda şirk benim.......................

Bin yıldır yurt tuttum Anadoluyu.....
Kanımla yoğurdum taşı-toprağı-suyu.........
Hatırla Sakarya Geliboluyu.....
Verdiğim ders ne otuz ne kırk benim................

Vatan için şimşek olur ağarım........
Ufukları karanlığa boğarım......
Yıldız yıldız her tepede doğarım.......
Cenub benim,Şimal benim, Şark benim..........

Kaç mazlumu bulup kanat gerdim ben...
Bu toprağa ne şehitler verdim ben....
Atatürkle -Cumhuriyet kurdum ben.....
Fatihlerle çağ değişen ırk benim.............

Ezelden ebede coşar gelirim....
Mevlana-Yunustan feyiz alırım....
Vatan deyip geçmem! Namus bilirim.....
Namus için ölüşümde fark benim..............

Ey step sırtlanı haddini aşma....
Sabrım sonsuz değil-yeter sataşma.....
Allah Allah deyip kükrersem şaşma.....
Aman vermem-gazabımdan kork benim.....Naki Baki

Nasıl ölünmez ve nasıl ölünmez ise
Hiç bölünmez....
Nasıl bitmez ve nasıl bitmez ise
O ilk ışık hep yüreklerde ve beyinlerde sürekli parlar...
Ayrık otları her salyalı rüyanın baş kahramanıdır..
Ama onlarda uyanırlar rüyalarından ya da her rüyanın bir sonu olduğu gerçeği onları da bulur....

Ama gidenler-yitenler gelmez geri....
Gideceklere-yiteceklere kendi uzaklarından yer tutarlar....Cevat Çeştepe

Bu topraklara ne sehitler verdik hala veririz
Bacimin bas örtüsü namus icin ölürüz
Gafillerin gözünde ölü ama aslinda diriyiz
Yeterki kardes kardese kirdirmasinlar.........Mehmet Harimdar

Kendi çocuklarının
Arkasına saklanan
Yüzü maskeli
İt sürüsü korkak

Hiçbir vatan yoktur
Böyle yıkılan
Kimse sanmasın
Dökülen kanla
Verilecek eşkıyaya
Tek karış toprak.............................................Kadir Tozlu

Bu nasıl bir yürek

Şehitler ölmez desekte,
ALLAH tan rahmet dilesekte,
Uygulayanları hiç sevmesekte,
Mehmetçiğe kurşun sıkmak.
Bu nasıl bir yürek.

Görev yapan polisimize,
Çavuş ve üsteğmenimize,
Astsubay ve üst komutanımıza,
Bütün emniyet görevlimize,
Sılahlı kuvvetlerimize kurşun sıkmak,
Bu nasıl bir yürek.

Çoluk çocuğu yetim kalan,
Şehit haberini er geç alan,
Anne baba, yas tutarak ağlayan,
Askerimize kurşun sıkmak,
Bu nasıl bir yürek.

Çoluk çocuk demeden,
Asker sivil seçmeden,
Vahşetten vaz geşmeden,
Halkımıza bomba patlatmak,
Bu nasıl bir yürek.

Anneler perişan yollarda kalmış,
Çocuklar yetim babasız kalmiş,
Kimisi evli kimisi nişanlanmış,
Bu evlatlara kurşun sıkmak,
Bu nasıl bir yürek.

Ülkemizin bölünmezliğine karşı,
Bayrağımızın dalgalanmasına karşı,
Geleceğimizin aydınlığına karşı,
Göz kırpmadan kurşun sıkmak,
Bu nasıl bir yürek.

Ata larımızdan kalan emanete,
Tertemiz havası, ovası, benzer Cennet e,
Karşı gelmek Adalete,
Düşünmeden kurşun sıkmak,
Bu nasıl bir yürek.

Türkü, Kürdü, Lazi, çerkezi,
Vatanını sevenin Türkiye,dir Ülkesi,
Varmı bunun başka ötesi,
Kalleşçe bu Ülke ye kurşun sıkmak,
Bu nasıl bir cesaret.
Bunlarda yürek ne arar,
Kalleş ve lanet bunlar lanet.............................Hikmet ATİŞ

bir kaşık suda kopsa fırtına denen afet
yağmazmıydı onlara Allahtan gelen lanet
ne istiyorlar bizden nedir ki bunca inat
Apodan başka kimse yokmu takacak kanat

yıllardır birlikteyiz hiç olmadı davamız
kardeşlik içindeyiz olmaz bizim kavgamız
bu kadar velveleyle bozulmaz hiç havamız
Aponun karşısına yokmu çıkacak inat.........zaman yeli

İt ürür kervan yürümez
Böyle gelmiş böyle gitmez
Prangalar paslanır dost
Yürekler yosun tutmaz.....................................Mehmet Kındap

Gün gelir içimizdeki hainlerle
Elbet bu ihanetler biter
Sönmüş sanılan ocaklar yeniden tüter
Çok zorlandı sabrımız, çok...
Bitirilmeli bu ihanetler, yeter artık, yeter........KEMAL POLAT