Bilinmeyen bir Şehre doğru girmek üzereyken
zifiri sessizlik geceye karanlık verdiğinde
Nüfus/Rakım yazan fosforlu tabela beliriverir birden.
İşte o zaman
bilinmeyen büyülü şehrin esrarı çözülürken
elektrikler kesiliverir aniden.
Şehrin asıl muhteşem heybeti
ay ve yıldızların aksi
apartmanlara
belki de su birikintilerine
vurduğunda belli olur...
Hayatında hiç tanımadığın bir insanı
ilk görüşte dostun olarak hissetmek de böyle değil mi?
Kelimeler bazense cümleler
duyguları anlatmaya yetmediğinde
vücut dili devreye giriverir birden.
İşte o zaman
dostluğun gizemi çözülürken
anlamsız tartışmalar çıkıverir aniden.
Sıkı insanın asıl muhteşem heybeti
kalbinin
belki de
beynindeki kıvrımların ışığı yüzüne
yansıdığında belli olur...
(İstanbul, Kasım’2002.)
Hüseyin KıyakKayıt Tarihi : 13.8.2003 00:14:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Hüseyin Kıyak](https://www.antoloji.com/i/siir/2003/08/13/bilinmeyen-sehirdeki-dost.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!