Tuttular dirseklerimizden
Kekremsi bir buğuya saldılar bizi
Topukları çıplak taşlar
İnce bileklerin acılı serzenişleri arasında kaldık
Kalakaldık ziftten bozma bir gecenin boynunda sarhoş
Parmak uçlarımız bile dokunamaz mı birbirine
Şu akıp giden çayın çığlığını duy
O bile çirkin yeşil, yosun karası
Hatırla
Kaldırdığımız yumrukları, bölüştüğümüz ekinleri
Gülüş gülüşe yaptığımız dostluk hasatlarını düşün
Düşün ve çırpınsın yüreğin
Düşün ve biraz olsun titresin toprağa dönmeyen kirpiklerin
Uzağız, hem de öyle uzak
İklimler değişiyor aramızda kıvrılan yollarda
Güneşlerimiz ayrı, gecelerimiz serkeş birbirine
Akrepler alevden bir halkanın içinde bu saatlerde
Meltemlerin fısıldamıyor kavaklara salkım saçak bir bulutla
Yine de uzatıyorum sana dili farklı ellerimi
Umarsızca, kırık bir beklentiyle okşuyorum başını
Geçecek diyorum
Geçecek bu günler
Gözünden süzülen sivrilmiş o asi oklar
Akşam güneşi tenine kavuşmadan geçecek hem de
Altın Sülün çığlık atmayacak bu defa
Belki Sitareleri konduramayacağım omuzlarına
Ama
Dayan ve diren
Avuç içlerimizin tekrar buluşacağı güne kadar
Kayıt Tarihi : 16.4.2020 21:58:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!