Yaprak hışırtısı gibi düşüyorsun zihnimin derinliklerine;
Alıp götüren, büyüleyen güzelliğinle.
Birazda rüzgara yenilmiş, titrek, üşüyorsun….
Velhasıl, hazin bir sonbahar ezgisi oluyorsun;
içimde dalgalanan, gelgitler oluşturan.
Yazdığım sayfanın üstünü örtebilirim ötekiyle.
Oysaki, seni kaybetmek için yaşanalar arasında,
Ruhumun sayfalarına ulaşabilecek ellerim yok.
Sen, her zaman görebileceğim yerdesin;
kendi penceremden baktığımda.
Sen, yaprak hışırtısı, sen, titrek…
Sen, içimi acıtan keskin kenarlarınla.
Bazende kanatan, kaçmak istediğinde.
Oysaki, seni hiç yakalamayı istemedim.
Zira biliyordum,
Sen yaprak hışırtısı,
Yeşilin en sevimli,en derin rengi.
Ama paslı yaraları hatırlatacak olan.
Çok eskiden kırılmış olan parçamı bulup,
önce nazikçe avuçlarıma bırakacak,
sonrada hızla dönüp gidecek olan bir ses.
Sadece, bir sessin sen;
zihnimde calkalanan,
kulaklarımda uğuldayan,
maceraperest bir yolcu olan.
Evet sırtında anılarla yürüyen yolcum!
Rüzgarın değilsem bile,
birgün odalar bulacağım senin için;
açık pencereleri olan.
Gökyüzünü soluyacaksın.
Özgürlükler tadında maviliklerin olacak.
Uçup gideceksin kalp kapakçıklarımdan.
Maviliklere yakın dalgalanacağın dallarda,
başka yeşiller olacak sevişip karışacağın.
Ben şarkılar söylemeyeceğim ardından,
sen nedenini sormayacaksın.
Sen yaprak hışırtısı;
Gittikçe uzaklaşan,
ama halen zihnimde fırtınalar yaratan.
Kayıt Tarihi : 26.3.2015 03:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Orjinal...
Sonra duygulu ve etkili.
Kaleminiz güzel. Beğendim. Takipteyim inşallah.
Saygıyla.
TÜM YORUMLAR (3)