Bilinçaltının Ağlasıl Atlasın Kumruzen

Hayrettin Taylan
1968

ŞİİR


23

TAKİPÇİ

Bilinçaltının Ağlasıl Atlasın Kumruzen

Adının her harfine harfsiz yarınlar ekledim yar diliyle.Tercümesiz
kalışların hecelerinde kavlarını ısmarlayan gün görmüşlüğün gözünde seni düşledim.
-Bir düşle zengin olan tek aşık benim.

Sana uyanışımın uyanık hallerindeydim. Meşakkatli yolun aşk uçurumlarında başlardı şelalen. Ben bekleyişin dev kazanı gibi isimsiz hasretlere derinleşiyordum.
Yine aklıma düştü bütün gözleri özetleyen gözlerin...Rujlu dudakların..ruhun, içsel dünyan..yine adının her harfinde eridim, suya dönüşüp, dönmeyişinin buzullarında kendimle dondum, kendimle döndüm dünyanın etrafında...Gecemi hecelerin parçalamıştı, gündüzlerimi çevrimdışı acıların içi geçmiş yılları hızla bitiriyordu.
-Oysa gün görmüş sevdamızın aziziydim. Zelal sularıma karışırdı damlaların. Maşrığın kışlarında terk edilmiş sensizlik pederi değildim.
*Hicranlarıma kara sular henüz inmedi.Vazgeçilmez denilen yaranın dibinde kavruk , savruk,ayrık, bilindik, masallar anlatıyordum.
- İki damla ömrün özetinde kavlarını yolladı sulara. Sulara yakan sulak özlemlerin iklimisin diye aşk kav oldum.Belki benimle aynı aşk sularında yanarsın diye. Demiri eriten sözlerim var, suları güldüren güleç imgelerim var. Anlamı ağlatan sözler babasıyım; ama sensin bu ağlasıl sözlerin mülhidi.
-Şimdi gözümde akan ilk damlanın bedelini ödemek için metafizik okyanuslar derliyorum. Kavrulmuş vicdanı ıslatan hatanın hattındayım.
-İstanbul minibüsçüleri gibi her güzelin değeri bir bilet kadar; yalnız sensin bütün İstanbul’a bedel.Yalnız sensin şoförün yanında yeri olan.
-Muavini olmayan yoldaşlığın bitmeyen yolundayım. Tıklım tıklım dolu sensizliği taşıyorum. İş ve ekmek parası gibi içime işlenmiş ömrün sonsuz adılısın Kumruzen

. İsimsiz bir yol, işsiz bir Mecnun.Çöl değil,İstanbul burası.Güzeli çok olan Leyla’nın olmadığı , senin olmadığın metruk sahiller bakiresi gibi azizliğini tümleyen yedi tepeli yar şehri bu.Seni burada bulmanın çözümsüz bulmacasındayım..
-Bana çok yakından yakınsın biliyorum; ama yakınlığın aşka yakınlığı getirmez ki?
-İstikameti alıngan bir gidişin öznesiyim, yükleminde erimeye geldim.Dil kuralınca gönlünce yüklemin önünde vurgulanmaya geldim. Bulamadığın benin arasözleri arasında aramızı açan güzellerin güzleri ,göz koymaları belki koynuna almalar alması var bilemedim.
-Gittikçe sıklaşıyor öylesine gidişinin izleri.İzinsiz gösteriler yapıyor içimde unutamamazlık.
-Derbendi ala derbendi diyor anlamsızlığı seven kapalılık.
İçimde kapanamayan manasını taşıyan bir derinlik gibi beni anlatıyor

-Mücadele ettim düşlerden sonra, akil mendereslerde.Kıvrımlarımın kozmozlarını anlattı bilinmezlik.
-Yarabendi yarabendi dedim Ya Rabbe’l alemin. Bu benim sınavımdı.
Yeryüzünün bütün şekilleri gibi içimde anlatılmaz şekiller oluştu.Damlaların bazen vadilerimi, bazen falezlerimi, bazen ovalarımı ıslattı.
-Sen ağladıkça aşk büyüdü.

-Aykırı can kırıkların arasın açıldı aramız. Arafların yolunu açtı öylesine gidişin.Seni ruhumda emziren ali gelgitlerin ay yüzünde okudum sevda ateşimizi.İlk yazın aklıma geldi.İlk yazı sayılmazdı o.Hani bütün büyük aşkları özetleyen Leyla, Şirin, Züleyha ‘dan öte özünden özetler vardı.
-Bana ithafların vardı.Hangi ithafa ihtilal yapayım ki? Hangi özel ismime gönül bayrağını asayım bilemedim.
-Senin gibi ağlamayı denedim.
Ağladım, bilinçaltımda seller aktı .Yazılara, algılara, egolara kadar ıslandım.
-Kurların ancak kurutabilirdi. S’elin ortasında dudak uçları kayasındayım. Yalnız sen kurtarabilirsin. Bir öpücük halatı uzatsan yeterdi bu ağır aksak ömrüme.
-Ruhumu kirleten algılar toplumu arasında temyizi imkansız zorluk isimsizliğindeyim.
Bilinçaltı filtresi yırtık, içsel mazi pırtıklarını sunuyor.Kim ile kimlik arasında kimin eli kimince cebinde belli değilin ,değillenmesinde her şey ilgeç.
-Deliren ben miyim yoksa delinmiş zaman mı bilemedim Kumruzen.

ölümsüzlüğe ergin yaşanırlığın tanımsız tutkusuyum seninle
çıldırmış yarınların yamacında uyanır amaçlarım
bildirilmiş özlemlerin sahilinde dalgalanır sevgilerim
anlatılmamış ilk kezlerin deryasında berraklarını sunar vuslat
yaşanılmamış son kezlerin girdabında çözülür kördüğüm
varsın diye ,bütün varlar ,varlarını sunar böylece
varsın diye, bütün yoklar, yoklamasını yapar yokluğun künhünde
varsın diye, bütün iyiler denizini sunar, bilen bilirin öyküsünde
varsın diye,bütün varışlar sarhoş, uyanış senle uyanır öylece

Hayrettin Taylan
Kayıt Tarihi : 12.11.2012 20:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Hayrettin Taylan