Lavoisier ve Eınsteın!
……………*……………
“Madde Yoktan Var 0lmaz
Var olan madde yok olmaz”
“Madde, enerjinin yoğunlaşmış halidir”
……………*……………..
Yukarıdaki sözlerin ilki , 1743-1795 yılları ara-
sında Paris’te yaşamış ve 1789 yılında gerçek-
leşen Fransız Devrimi sırasında ihtilâlcilerin
yanında yer aldığı için 3400 ihtilâlci ile birlikte
başını GİY0TİN’e kaptırmış olan ,kimya bilimi
dalında ün yapmış Fransız bilim insanı
………………….ANTONİA LAVOİSİER’e aittir
Atmosferimizin yaklaşık % 21 ini oluşturan ,
yeşil yapraklı bitkilerin ürettiği , yavaş ve hızlı
yanma olaylarını gerçekleştiren ve canlıların
solunumda kullandıkları gaza OKSİJEN (Yakıcı
Gaz) adını 0 vermiştir.
Yaptığı çok sayıdaki deney sonunda, DÜNYA-
DA’ki fiziksel ve kimyasal değişmelerde hiç bir
maddenin yoktan var edilemeyeceğini, var
olan maddelerin de yok olmayacağı gerçeğinin,
bir doğa kanunu olduğunu deneylerle kanıtla-
mıştır…
Günümüz kimya bilimi dalında bu yargıya KÜT-
LENİN KORUNUMU YASASI denmektedir..
0 günden günümüze bütün bilim dünyasında ,
bu söz, bilimsel bir gerçeklilik , bir doğa yasası
olarak kabul görmektedir..
Bilim dünyasına önemli hizmette bulunmuş
olan Lâvoisier’in ölümünden iki yıl kadar sonra
devrim mahkemesi LAVOİSİER’in itibarını iade
etmiş, giyotinle adamına karar veren yargıç mah-
keme tarafından giyotinle idama mahkum edil-
miş ve yüz yıl sonra da heykeli dikilmiştir..
(Kyn:Google)
Lavoisier, gerçek bir BİİLİM İNSANI KİŞİLİĞİNE
sahiptir..Gerçeğe ulaşmak için canını vermekten
çekinmemiştir..Örneğin, giyotin cezasına çarptırıl-
dığında, bir arkadaşına ,”Başım sepete düştüğün-
de gözlerime bak..Beynim hâla çalışıyorsa gözle-
rimi iki kez kırpacağım” der..Ve Lâvoisier’in kel-
lesi sepete düştüğünde ,gövdesinden ayrılmış o-
lan kellesindeki gözlerinin İKİ KEZ kırpıştığı söyle-
nir….
Ama, dünya'nın kendi etrafında döndüğünü söyle-
yen GALİLEO böyle davranamamışır...Her ne ka-
dar mahkemeden çıkarken kendi kendine "Biz ne
dersek diyelim, dünya dönmeye devam ediyor! "
dediyse de, ceza almaktan kurtulmak için Engi-
zisyon Mahkemesi'nin yargıçları önünde bu
fikrini savunamamıştır...
Yukardaki II. söz ise,Lavoisir’den sonra gelen EİNS-
TEIN’a aittir..Eınsteın, lâvoisier’in ulaştığı gerçeğin
daha ötesine ulaşmış :”Kâinattaki madde
ve enerjinin toplam kütlesi sabittir..Sadece madde
enerjiye , enerji maddeye dönüşür..Bu dönüşüm
süreklilik arz eder.
MADDE, ENERJİNİN YOĞUNLAŞMIŞ HALİDİR” di-
yerek, hem ATOM BOMBASI’nın hem de HİDRO-
JEN bombasının yapılmasının yolunu açmıştır..
ATOM BOMBASI, radyoaktif madde dediğimiz ,
nötron sayısı proton sayısından çok fazla olan
kararsız atomların çekirdekleri içinde depo edil-
miş enerjinin açığa çıkması (FİSİON reaksiyonu)
olayıdır...
Bilindiği gibi atom çekirdeğindeki nötronlar yük-
süz ,protonlar ise pozitif yüklüdürler..Aynı yükle-
rin birbirini ittiği , Yaradan’ın doğa'ya koyduğu
bilimsel olarak kanıtlanmış bir ayet , bir gerçek-
liliktir…
Pozitif yüklü protonların birbirini itmesi sonucun-
da atom çekirdeğinin dağılması gerekir.0ysa ezil-
me ,bükülme, yanma, çürüme, parçalanma gibi
her çeşit fiziksel ve kimyasal değişmelerde atom
çekirdekleri dağılmamakta ,yani parçalanmamak-
tadır..Öyleyse atomun çekirdekleri içinde , itme
kuvvetine rağmen protonları ve nötronları bir a-
rada tutan, protonların birbirini itmesinden daha
güçlü bir enerji olmalıdır..İşte ATOM BOMBASI ,
protonları ve nötronları bir arada tutup dağılma-
larını önleyen bu enerjiyi atom çekirdeği içinden
çıkarma işidir..(Nükleer parçalanma”(FİSİON RE_
AKSİYONU)
Ancak ,bu olay bir anda gerçekleştiğinden çevre-
ye zarar veren BOMBA halini alır..ABD'nin II.Dün-
ya Savaşı'nda Hiroşima ve Nagazagi''ye attiğı iki
bomba işte bu bombalardır..
HİDROJEN BOMBASI ise, EINSTEIN’nın söyledi-
ği ”Maddenin enerjiye dönüşmesi yani FÜZYON
(Birleşme) adıyla anılan nükleer bir tepkime ola-
yıdır.
Maddenin enerjiye dönüşümü yıldızlarda , örne-
ğin; güneşimizde sürekli olarak gerçekleşmekte,
hidrojen atomları helyum atomlarına dönüşür-
ken, maddenin bir kısmı enerjiye dönüşmekte-
dir..Dünyamıza hayat veren enerji işte bu enerji-
dir…Eınstein’a göre, evrendeki madde ve enerji
miktarı sabittir…Onların nasıl var olduğundan,
yaratılıp yaratılmadığından söz etmez..Çünkü e-
linde bu konuda fikir yürütecek deneysel bir ve-
ri yoktur...Bu konuda sadece BİG BANG teorisi,
evrenin sonradan olduğunu , günümüzden yak-
laşık 13,5 milyar yıl önce BİG BANG denilen bü-
yük bir patlama ile oluşmaya başladığını ve bu
oluşumun devam ettiğini söyler..Evrenin genişle-
diği görüşü de buna dahildir….
Bu konudaki çalışmalar , kuşkusuz, insanlık var
oldukça,, kendisine tanınan sınırlar içinde kıya-
mete kadar sürecektir.
İlâhi dinler de , Kâinat’ ın yüce yaratıcı tarafın-
dan yoktan var edildiğini söylerler..
Örnek: SECDE SURESİ’nin 4.ayeti:
“Allah; gökleri , yeri ve her ikisi arasında olanları
ALTI GÜNDE yaratıp arşa istiva etti….”
“Rabbimiz o Allah’tır ki, gökleri ve yeri altı günde
yarattı…..Araf Suresi-54.ayet”
Günümüzün bilim insanları , insanlığa, atom ener-
jisini (nükleer enerji) gemilerde ATOM PİLİ olarak
ve elektrik santrallerinde elektrik enerjisi elde et-
mek için kullanıldığı yılları yaşatmaya başlamıştır.
……………………*……………………..
Kayıt Tarihi : 7.2.2021 14:07:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kaynaklar :1-Mesleki bilgilerim...2-Google bilgileri 3- Giyotinde can verenlerin 3400 sayısı-2021 yılı şubat ayındaki bir TV Programında EROL MÜTERCİMLER'in anlattıklarından
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!