İslam dünyasının hali,
Neden feci?
Çünkü öksüz kalmış,
Bilim ve teknoloji.
FLA
Bilimsel Yöntem Basamakları
1.Problemi tanımlama.
2.Varsayımlar üretme.
3.Veri toplama.
4.Varsayımların toplanan verilerin ışığında deney ortamında sınanması.
5.Sonuçlar arasından en doğru olanın belirlenmesi.
Teknoloji; tekniğin yani amaca ulaşmak icin; uyulması gereken kuralların, kullanılan aracların ve izlenmesi gereken yolların bilimsel olarak incelenmesidir.
Düşünmeyi, sorgulamayı ve bilmeyi sevme demek olan felsefe bilimsel yöntem basamaklarının yalnızca ilk ikisini kullandığından bilim değildir. Bilgiyi, bilimsel yöntem basamaklarına uygun ve sistemli bir şekilde üretmek demek olan bilime kapı açar.
FLA
Konuyla ilgili Mü'min Müslüman ayrımı adlı yazım aşağıdadır.
Hucurat Suresi, 14. Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir."
Allah rahmet eylesin, Yaşar Hoca’nın dediği gibi, Müslüman etiketi taşımakla Müslüman olunmaz. Bunu genellersek, insan bedeni taşımakla insan olunmaz. Ancak Evrensel Ahlâk ve Hukuk İlkeleri hayata geçirilerek, insan olunabilir. Elbette ki bu da aileden başlamak üzere eğitimle olur.
Eğitim: Olumlu yönde davranış değiştirmedir.
Olumlu yönde, insanlık yönünde davranış değiştirmedikten sonra,Tüm Evren'i okusan hepsi boşuna.
Eğitim: Olumlu yönde, istendik ve kalıcı davranış değiştirme sürecidir.
Olumlu yönde: Haksızlık içermeyecek şekilde.
İstendik: İnsanın kendi isteği ile olmalıdır. Baskı ile olursa kişi baskı kalktığında, olumsuz davranışını sergilemeye devam eder.
Kalıcı: Kalıcı olmalı, kişi olumlu davranışı hep yapmalı, benimsemeli, ruhuna işlemeli.
Süreç: İşlem,sistemde, girdilerin çıktıya dönüşünceye kadar ki geçirdiği aşamalardır.
Sistem: Girdilerin, belli işlemlerden geçirilerek çıktıya dönüştürüldüğü ve geri bildirimlerle beslendiği düzendir.İnsanoğlu da Tam insan üretme sistemi olan bu dünyada bir girdi olarak çeşitli imtihan işlemlerinden, sürecinden geçer.
Hataların geri bildirimle tekrarlanmamasını sağlarsa sistemden, Kamil ( Tam ) İnsan olarak çıkabilir, Hz, Allah'ımızın izniyle. F.L.A.
Not: Sistemin daha iyi anlaşılabilmesi için bir bardak portakal suyu, sistemin çıktısı olacak şekilde, örnek olarak verilebilir.
Girdiler ( inputs ): İnsan, bardak, su, portakal sıkacağı ve bıçak.
İşlem ( süreç, process ): İnsan girdileri yıkayıp temizledikten sonra bıçakla portakalı keser ve portakal sıkacağında sıkar. Çekirdekleri ayıkladıktan sonra portakla suyunu bardağa döker.
Çıktı (output): Bir bardak portakal suyu.
Geribildirim ( Feedback ): Sistemdeki hataların ve eksikliklerin not alınarak bir sonraki süreçde yinelenmemesini sağlamak.
Örnek: Bıçak kör olduğu için portakal düzgün kesilememekte ve parçalanması nedeniyle portakladan tam verim alınamamakta ( yani portakal suyunun bir kısmı ziyan olmakta ). Ayrıca kör bıçak insanın elini kesmesine ve zaman kaybına yol açmakta. Bu notlar alınarak bir dahaki süreç için düzgün bir bıçak kullanılır. F.L.A.
https://www.antoloji.com/cennete-girmesi-umulanlar-siiri/?siralama=b
Konuyla ilgili bir başka yazım olan matbaa aşağıdadır.
1517 çok ilginç bir tarih. Bu tarih Martin Luter King adlı bir Alman papazın Protestanlık bildirisini kilisenin duvarına astığı tarih. Bu papaz İncil'i Almanca'ya çevirmiş.
Aynı zamanda Yavuz Sultan Selim'in Mısır fethi sonrası halifeliği ve beyni kof ulemaları İstanbul'a getirdiği tarih.
Avrupa matbaa etkisiyle Almanca'ya çokça çevrilen İncil ile aydınlanmanın sabahına uyanırken biz bilimsizliğin karanlığına gömüldük.
Bu çeviri 1450'de Gutenberg'in matbaayı bulmasından dolayı çokça basıldığından, insanlar papazların öğrettiği dogmaların yerine bilime sarılmış.
1517'de Avrupa Alman papaz ile Engizisyon'dan kurtulmanın ilk adımlarını atarken biz Mısır'dan getirilen ulemalar ile Engizisyon karanlığına gömüldük.
Not: Padişahım çok yaşa.
Elveda bilime ve sorgulamaya.
Matbaa, 1450'deki bulunuşundan 40 yıl sonra Fatih'in oğlu 2.Beyazıt döneminde Osmanlıya gelmiş ama halka bir yararı olmamış. Ayrıca Çin'de çok önceden ilkel teknikle matbaa bulunmuş.
2. Beyazıt zamanında Arap harfleri bırakılıp, Türkçe ile uyumlu olan Latin harfleri kullanılsaydı matbaanın belki halka yararı olurdu.
Kendi cebinden Kur'an'ı Türkçe'ye çeviren Atatürk 1517'de başta olsaydı, bizde de matbaa erken yaygınlaşır ve Kur'an çok daha önce Türkçe'ye çevrilirdi.
Bir buluşun halka yararının olması için yaygınlaşması, hesaplı ( halkın kesesine uygun ) ve anlaşılır olması gerekir.
Sonuç olarak matbaa Osmanlıya erken dönemde gelmiş ama halka ulaşamamış.
Fatih Lütfü AydınKayıt Tarihi : 12.7.2022 10:47:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!