(Ekrem -Gülderen Bahri ÇağlarYüksel' lere)
Sinan’da Doğan Bebeğime
Cici Bebek
Yolunu özledik de yenimi geldin?
Yaş
Kırk beş âşık gördüm
Ne zor imiş bu sevda
Kurutmuş iplik etmiş
Gözyaşı sel sel olmuş
Yaşlıyı çocuk eder
Sen!
Benim kara bahtımın umudu
Senin için yollara düştüm bir kuşluk vakti.
Baş kırdım
Kalp kırdım
Ben
Kızılay Meydanın’ da
Haykırıyorum
Kızgın asfalt üstünde
Yanıyor-yanıyorum.
Sense
Bu onur treni
Bu böyle gider
Ne yolu ne sonu biter.
Sarptır dönemeçli yolları
Döner ha babam döner...
Gece vardiyasında Madenci Hasanali
Boğuşmuş taş-toprak altında
Beş saat
Şunun şurasında ne kaldı
Vardiyayı devredip
Zaferi kazanacaktı.
Kızılay Meydanı’nda 17 Haziran
Yürüdüler dört bir yandan yurdumun
Bayrak-bayrak,
Oturarak-kalkarak
İstemini haykırarak!
Değil bu bir yel
Açın gözlerinizi Bebeklerim
Dağlara bahar gelmiş
Gülmüş Serap
Ağlamış Sema
İçten gelen öpücükleriyle
Çiçekler açmış Kaçkar ’da Süphan’ da ve Ağrı’da
Şişe lambalı günlerim
Öğretmenlik yıllarım
Çocuklarım çiçeklerim dertlerim
Gece yıldızları paylaştığım günlerim
Özledim sizi...
Sizinle meydanları paylaşmaya hazırım
Çocuklar,
Şura benim, şura senin demeden.
Sıkılmış tüm eller bir yumruk gibi
Bir sapa balyoz olmuş,
Kayaya iner gibi...
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!