Bilemiyorum Nasıl Olurdu?

Vedasını yapmak da varmış
Yalan dünyadaki çılgın düşlerin
Tat kalmadı hiçbir şeyde
Güzellik adına ne varsa kırgın gönlümde
Ağlamaklı, yanmış yüreğim
Ruhum yorgun bin bir ıstıraptan
Girdaplarda çalkalanan heveslerim
Sevmelere küskün artık.
İçerim daralırken,
Karanlıkta kapışıyor bedenimde hayaller
Artık yaşlandı sevdam
Yılların yorgunluğu çöktü sevinçlerime.

Küskün gecelerin karasında
Çağıl çağıl gözyaşıma koşuşturdu
Yıldızlardan süzülen ışık huzmeleri
Tutunamadım,
Kor alev yangınlarda eriyip
Küllerimle sığındım toprağın bağrına
Beynimi kemiren ihanetse
İnce dişleriyle parçalıyor hülyalarımı
Halbuki,
Sadakat gönlümde nakış nakıştı
Ama, kader örmüştü bir kere ağlarını
Çok sular aktı ırmağımdan
Köprülerim yıkıldı zaman tünelinde
Sitemim semada yankılanırken
Olanca hızıyla sustu çaresizliğim.

Sefasını eller mi sürecekti şimdi?
Çılgın mavi sevdaların?
Çaresizliğin kucağında
Tesellinin umutlu bakışlarını beklerken
Sisli yamaçlarda boynunu büküp
Titreyen hüznüme ağladı hilâl
Neye yarar ki? Ben bende değilim artık
Güz yangını demişler adına
Okyanusun suyu kavruldu alev alev
Akşamın ağlamaklı kızıllığında
Acılarla dağlanırken umutsuzluklarım
Gecenin ıssız arkadaşlığına
Hızla yol alıyor düşüncelerim.

Suskun ve çâresiz aşklara
Armağan mıydı korkulu titreyişler?
Çiçek huzmeleri taçlandırırken ruhumu
Derman olur muydu dalgın bakışlar?
Oysa,
Eksiksiz, tastamamdı sevdam
Tutkum da gururumken
Zerre kadar şüphem yoktu sevdalı gözlerden
Yalnızlığımla
Sessizce dertleşecek yürekten
Boşuna değildi umutlu bekleyişim.

Yanakların gamzesinde
Gülücükler goncalanırken
Ateş böceği gibi yanıp sönen yüreğim
Coşsaydı deli deli zamana
Sanki,
Aydınlanırdı geleceğim
Ilık seher yellerinde serinlerken hüznüm
Acaba yüreğime sorsaydım?
İlgilenir miydi sevdayla yeni baştan?
Bir rüya olmamalıydı gördüğüm
Gözlerimi çevirseydim
Israrla ruhumda yeşeren bahara
Bilemiyorum nasıl olurdu?
Gönlüme düşen sevdanın hayali?

(27.02.2005)