Yaşım elli yedi; eksik fazla yok,
Ömrün neresidir artık bilemem.
Bu gün için şükür gözüm, gönlüm tok,
Ne vakit tükenir rızık bilemem.
Kalkmasına vakit varsa kayığın,
Diyeceği olmalıdır aşığın.
Kafamda hayaller, düşler bir yığın,
Pilavdan döner mi kaşık bilemem.
Yol yok, iz yok bulamadım sılayı,
Çözemedim neden, kimden dolayı.
Gönül en son şaşırdı pusulayı,
Kime hayran, kime gıcık bilemem.
Yaşarsın ekmeğin varsa üç dilim,
Bunların yokluğu daha da elim.
Tebessüm, tevazu, terbiye, talim
Dördünden lezzetli azık bilemem.
Kiminin tadı çok, kiminin hayrı,
Tercih senin neyi yersen ye gayrı.
Her nimetin yeri, değeri ayrı,
Turptan olur mu bir cacık bilemem.
Beyinmiş hükmeden boğaza, bele
Yetkiyi elinden çekip al hele.
Ehlindeyse idare yok mesele,
Amaç mı, araç mı sandık bilemem.
Başın, dişin ağrır kopar kıyamet,
Bir hap verir doktor, okursun rahmet.
Alınan her nefes en büyük nimet,
Bundan daha büyük sağlık bilemem.
Anlam veremedim hiç bu geziye,
Hayatımı çevirdi bir diziye.
Hüznü aralayan gözler maziye,
Niye dalar gider sık sık bilemem.
Elli yıl dolaşıp durunca ancak,
Öğreniyor insan dünya kaç bucak.
Şükür iyi; kafa, gövde, kol, bacak
Kalp muamma; sağlam - kırık bilemem.
Demeyeyim nerededir, nereli
Kırk yıl geçti beni çöle süreli.
Osman Mecnun gezer onu göreli
Belki de sevdalı, aşık bilemem.
31/03/2021
Kayıt Tarihi : 2.4.2021 19:04:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!