Ne tuhaf. Hani nefes alamıyormuşsun gibi oluyor ya böyle. Herkese oluyor mu bilmem ama bana oluyor işte. Acı ne soğuk! Ve acı ne çabuk. Hemencik işliyor içime. İçim acıyor. Kaburgalarım, omur iliğim ve kuyruk sokumum. Damarlarım acıyor en çokta bileklerim acıyor. Ben ağlayamam pek, şarkı da söylemem, bağıramam. Bayılacak gibi olurum bazen, kırarcasına sıkılır dişlerim üstelik ben diri diri yakılsada "gitme" diyemem kimseye, az önce öğrendim. Az önce inanılmaz büyüklükte bir bıcak darbesi aldım sırtımın en pürüzsüz yerinden, en sevilenin ellerinden. Az önce yüzüme kapandı bir kapı çat diye, hızlı. Canım acıdı. Göğüs kafesim acıdı. Düşündüklerim acı. Nefesim acıdı. En çok da bileklerim! Bileklerim acıdı.
aşkımız bir gün uçup giderse aramızdan sevgilim
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken
Devamını Oku
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken