Her yükseliş
Düşüşün habercisidir
Yükselişe aldanıp
Kibirle yürüyenlere
Yeryüzü dar gelir
İster hayatın özü de
İstersen bilimsel de
Veya tecrübelerim de
Ne fark eder?
Yeryüzünde yaşayan
Nice insanlar
Krallıklar, imparatorluklar
Yıkılıp gittiler…
Yeryüzünü dolaşmadınız mı?
Nice kavimler geldi geçti…
Direkler sahibi
Saraylar, bağlar sahibi
Ordular, kazıklar sahibi
Niceleri yerle bir oldu
Yıkılmış viraneler bıraktılar
Şimdi ise sadece bir anılar
Onları hiç düşünmediniz mi?
Yaşarlarken nice şanlıydılar
Sanki dağları onlar yaratmıştı
Sanki dünyanın tek sahibiydiler
Ama bir ses, bir çığlık, bir ışık
Onları yokluğa mahkûm etti…
İnsan düşünmez mi?
Dün yoktu, bugün var
Yarınsa yok olup gidecek
Yıkık viraneleri bilinecek
Neyine güveniyorsun ey insan?
Daha kendini tanımlayamayan aklına mı?
Yoksa sınırlarının ötesini duyamayan kulağına mı?
Sadece gösterileni gören gözlerine mi?
Yoksa gerçeğini arayan sözlerine mi?
Nice zamanlar geldi geçti
Bir soluk, bir ses, bir ışıltı
Har vurup harman savurduğun
Anlam ararken anlamsızlıklarda yorulduğun
Sanki adı konulmamış bir yolculuğun
Hatıralarını, hatırasızlıklarını mı anarsın?
Bir kalbin içinde yer alabilmekle
Bir kalbi yaralamış olmanın bilinçsizliğinde
Dolaşırken şuursuzluğunun içinde
İllaki sen ben olmalısın mı diyorsun?
İllaki benim sevdiklerimi sev mi diyorsun?
İllaki benim taptıklarıma tap mı diyorsun?
İllaki benim yolum aydınlık mı diyorsun?
Bir karanlık, ışık olduğunu sanırken
Yol yarım kalır mezar başında musalla
İyi bilmezlerin “iyi biliriz” korosunda
Boğulurken riyakârlık girdabında
Yalancı bir insanlık bırakılır yaşama
Ağlayarak gelinen dünyadan
Güle güle git, anlamsızlığına
Sorulmayacak sandığın hesabınla
Hazırlan artık, ne yüzle hazırlanacaksan hesaba
Bir tatlı meltem ararsan başının ucunda
İşte aklın, kalbin, inançların, şaşkın bakışta
Bir ahi devran döngüsü değil hayat gerçek hesapta
Aldanışını bilinç sandığın kavganla
Yarım kalmış bir ömür yaşamışsındır, kalır ahınla
İstesen de, yaprak kımıldasın
Rüzgârlar yaşamına fısıldasın
Olan olmuştur, üflenir sura
Açılır kapılar yenidünyaya
İster inan, istersen inanma
Uyanırsın herkesle kol kola
Bir uykudan uyanır gibi
Sallanırsın beşikte sallanır gibi
Daha dün dünyada imiş gibi
Anlamsız kalırsın dünyadaki gibi
Ey insan
Nesin sen?
Akıl edebildiğin mi?
Duyabildiğin, hissedebildiğin mi?
Terli yaşamların garibi
Şanlı tapınakların esiri
Azgın düşüncelerin kiri
Aydınlık inancın makberi
Söyle nesin sen?
Bir kez olsun
Gerçeğini görebildin mi?
Bir kez olsun
İnsanca var olabildin mi?
Dağlar zulüm ateşiyle erirken
Yağmur olup yaşama yağabildin mi?
Rüzgâr olup fısıltılarla esebildin mi?
Selam olup insanlarda coşabildin mi?
Bir garip, silahların esiri
Bir azgın, ölümlerin taciri
Bir fakir, benciliğin kiri
Bir şaşkın, bilinmezlerin feneri
Söyle nesin sen?
Acizliğini / kibirliliğini bilebildin mi?
Evet demek isterdim
Evetime inanmak isterdim
07.06.2009 - İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 7.6.2009 01:56:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
:?
çok çalışılmış( çok okunmuş)
şiir tadı yok
Daha kendini tanımlayamayan aklına mı?
Yoksa sınırlarının ötesini duyamayan kulağına mı?
Sadece gösterileni gören gözlerine mi?
Yoksa gerçeğini arayan sözlerine mi?
Nice zamanlar geldi geçti
Bir soluk, bir ses, bir ışıltı
Har vurup harman savurduğun
Anlam ararken anlamsızlıklarda yorulduğun
Sanki adı konulmamış bir yolculuğun
Hatıralarını, hatırasızlıklarını mı anarsın?
Bir kalbin içinde yer alabilmekle
Bir kalbi yaralamış olmanın bilinçsizliğinde
Dolaşırken şuursuzluğunun içinde
İllaki sen ben olmalısın mı diyorsun?
İllaki benim sevdiklerimi sev mi diyorsun?
İllaki benim taptıklarıma tap mı diyorsun?
İllaki benim yolum aydınlık mı diyorsun?
Söyle nesin sen?
Acizliğini / kibirliliğini bilebildin mi?
Evet demek isterdim
Evetime inanmak isterdim
Kaleminiz hiç susmasın........saygılar....
TÜM YORUMLAR (23)