Adam gibi adam, solmaz azim
Bir sahne ki, düşürmüş maskeleri
kalemini âsâ diye kuşandın, kağıtlarını sahra
mahşerî bir sükûnetle haykırdın çağın sadrına
iki parça cama sığmayan o canlı bakışlarında
son nefesini verir gibi Allah diyen erler
doğmadan doğmak için ölmeden ölen alpler
tasavvur ey Musavvir, tahayyül imkânı ver
Narin ellerinde serin sular çağıldar
Cevherinde varaklar, nadide, çocuksu
Çokça gökyüzleri, çokça soluyuş
Dallarında kırgın ıssızlıklar mevsimi
Şimdi yürek bir saatli bombadır
Pençleriyle sadrımı boğazlayan
ROZA
Yoldular, soydular, kırıştılar
İnsanı insanla yıktılar
Aşna fişne iskandiller ağında
Bıçkınları puluçlarla oydular
ÖKSÜZLÜĞÜN TÜRKÜSÜ
Ne ışık, ne hatıra, ne de bir seda,
Gittikçe küllenen bir ıslık ufukta…
Rıhtımlarda, derin tenhalar meltemi,
AŞKIN ŞEHRENGİZİ
ne canlar yakmış İç Kale
sararmış resimlerce
mahzun Viran Tepe
ROZA
Yoldular, soydular, kırıştılar
İnsanı insanla yıktılar
Aşna fişne iskandiller ağında
Bıçkınları puluçlarla oydular
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!