Bulanık bir gece daha dokunuyor şakaklarıma,
inadına sessiz ve lacivert,
şöylece uzanıyorum
takvimsiz çocukluğuma,
sabrım kelebek, dilim nedensiz nasırlanıyor durmadan...
...............
Adı aşk olurken kentin gelişinle,
teselliye boğuluyor bahar, bir dokunuşunla
hasedinden değil,
geçici konukluğundu hüzne bulayan çiçekleri,
biliyorum,
en çok kardelenler seviniyor şimdi,
Şiirim bitti,
buğulanmış camlara
adını yazacak aşkım da yok bu gece,
gidişinin
ayak seslerine dokunuyoruz durmadan,
soğuk bir lacivertle
Yuvası Amed de kurulur şiirin,
sur içinde saklanan,
hiç bir şair anlatamaz,
ne bu kenti,
ne de kurşuna taş atan
yeşil gözlü çocuklarını,
Yalan yok,
geceyi daha çok seviyorum,
saklamaya gerek yok ,
Buz tutmus geceler kadar yalnızım...
Soluğum,
sesine karışıyor sokak köpeklerinin,
Her hayat,
kendini öğütür burada,
öpersen eşiğini bu kentin,
istikametin bellidir,
kalın giyin, ranzalar soğuk,
Gölgesiz tenhalığına sığınıyordu nemli aşkım,
uyandım,
çürümüştü gözlerim,
ikimiz de aynı yerinden İZ'leniyorduk hayatın.
uyandım,
Alnındaki derin çizgi
kaderi kadar yıkık,
acısı kadar uzundu Dersimin.
yorgundu,
taşıyamıyordu çocuklarını,
kızıl kıyamet akan Munzur,
Bir soru işareti asıyorum yüzüne göğün,
en siyahından rengin,
sığındığım kadehler kadar doluyum,
boşalırsam,
sarhoşum körkütük,
bir şişe küfrediyorum yarına,
Merakın ağırdır cezası,
öpersen saçlarından AŞK'ı
müebbetsin dokunduğun gözlere,
kalmasa da bir sırrı,
mahremiyetinin.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!