Müellifinin mürekkep yalamış kalem ucundan
Sararmış sayfalara gözyaşı gibi dökülüveren
Bir şiirin tam ortasında buldum benliğimi
Yalnızlık mayasıyla yoğrulmuş
ayrılık kokan kelimeler gibi hissetmem
bundandır belki
bakır tenler düşledim sabaha
kargısında geçmiş bir zaman anıtı gibi
yanıtını almakta gecikmeden
durakta bekleyen adamlardan
daha yalın bir bakışla
elde var ben, elde var sen
Hezeyan geçti gözlerimden
İçimde kurtarılmış bir bölge
Kan tutmuş tavan aralarından
Sızan bin bir türlü pencereme
Erimiş bir yalnızlık
Unutulmuş bir gerdan
I
karton şehirlerden geçtim sensiz
karton kulelerden...
bir kadının gözbebeklerinden,
gözlerinden vurulmuş bir çocuğun,
çocuğun masumluğundan soyunmuş
Ey Nebi!
‘Sen gitmiştin.’
...
Ardından, Ebubekir gitti.
Aşk sadakatını yitirdi. Ebubekirler gitti.
Sonra, adaleti sessizce gömüp toprağa,
Yeryüzünün aydınlık erleri sizlersiniz,
Uzansanız göğe erecek elleriniz...
Hangi bahçede açsanız,
O bahçenin gülüsünüz siz.
Hangi dala konsanız,
Toparlanın! ..
Yolculuk var! ..
Ufukta yol,
yolculukta umut var..
Toparlan ey kalbim!
Sen yangınlar çıkaran yaramaz çocuk
Ben, her yangında yanan itfaiyeci
Sen, sigaramda duman, sigaramda zemheri tat
Ben, her ölümde sana mahkum cellat
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!