Asuman sürme çekmiş mi bakayım.
Gece yine içine çekmiş beni.
İzmarit adam oldum.
Leş kargaları niye peşimde?
Uygun adım kaç!
Cânana giden yolda hüzünlerim itişir,
Yeter, gönlümün üstünden şu gökyüzünü indir!
Gazâb-ı aşkın yankısı azâb-ı kalbe erişir,
Yeter, gönlümün üstünden şu gökyüzünü indir!
Uzun gri yoldalar, gözleri fena sabit.
Kişnemekti hayal meyal, tepinmekti aşikâr.
Kül koyu merdaneler yok yere koşardılar.
Salkım saçak kuyruğu fırça mırça tam tırıs,
Azer zifir yeleler rüzgârda coşardılar.
Yaprak, şimşek, ahteran, ayaklara mugaylan.
Mah cemalli ak atım.
Gümüş kanatlı ahım.
Fersah fersah uzakta,
Santim santim yakınım..
Şir yeleli günahım.
İçler acısı ahvâlim,
Sönmez nar-ı suzânım,
Hakkın kelamına lâlım,
Lakırdıya lafazanım.
Helalin zevcesi fıtratım,
Haramın metresi ruhum.
İster misin aşkım?
İster misin sevdamızın patikalarında el ele yürüyelim.
Umut katili şeytanın gırtlağını beraber sıkalım.
Hüzzam bestelerini ömrümüzün yerle yeksan edelim.
İster misin sevgilim?
Narin varlığınızla ömrüme dokundunuz,
Suskun bakışlarınızla gönlüme sokuldunuz.
Bir buz dağı kadar soğuk değildiniz ama
Şüpheli tavırlarla, gizemle doluydunuz.
Şuh haliniz bir girdap, endamınız azaptı.
Ruhumun tek mevsimi hazandı, sen yoktun.
Belki başka sevdaların koynunda uyuyordun,
Belki köhne yelkenlerin rüzgârıydın kim bilir,
Belki de dul bir yüreğin sitemkâr bakışıydın.
Ya da sen de benim gibi doğmayı bekliyordun.
Ama hazandı sensizlik, tek mevsimdim evvelinde.
Birkaç masum anı gıdıkladı ayaklarımı dün,
Bir fıstık kabuğuna binip mazimin su birikintilerine döndüm.
Duvarlarından atladım kaygılarımın.
Topuklarına sıktım duygularımın.
Yemyeşil yapraklarını öptüm sevda ağaçlarının,
Sonbaharda gazellerini ezdim tüm aşklarımın.
Karanlık çökmez hiç Ankara'nın üstüne,
Ankara çöreklenir karanlığın üstüne.
Ankara ışıksızdır.
Nefessizdir gri, hasta sokakları.
Öksürdükçe öksürür.
Havası puslu, suyu paslı, yolları tozludur.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!