Gürültüler var dışarıda
Sesler karışıyor kornalara
Suskun şehrin kulağına
Vuruşuyorlar dalgalarla
Motor sesleri bir tarafta
Korno sesleri bir tarafta
İnsanlar koşuşturmakta
Kayboldu doğal çevre
Sokaklarda pislikler gezinmekte
Doğa dilsiz, gürültüye yenilmekte
Yeşiller her gün kesilmekte
Betonlar yükselmekte
Asfaltlar serilmekte
Sular zehinlenmekte
Kayboluyor denge
Doğa beklemekte
İntikam günü gelir elbette
Sivri sinek saz olduğundan beri
İnsan çıkarına kurban olduğundan beri
Çıkıyor kulaklardan sözler, girmiyor içeri
Yağmurlar; yağacak deli
Sular; seller olacak belli
Hortumlar: döndürecek feleği
Yaşam sayfalarını oluşturacak yeni
Hortumlar, tayfunlar, tsunamiler
Eriyen, buzullar, taşan nehirler
Gün geçtikçe yükselen denizler
Yürüyor tufana sessizce
İnsan kazıyor ecelini derince
Ey insan. haydi söyle
En çok sevdiğin ne?
Hayatın mı?
Eşin mi, çocukların mı?
Bak; gün geçtikçe bozuluyor dünya
Mahkum oluyor doğa betona
Üç kuruşluk çıkar uğruna
Kurban oluyor insanlık savaşlara
Yeşiller kaçıyor dağlara
Dağlar yakılmakta
Denizler kabarmakta
Söyle nasıl bırakınsın çocuklarını yarına?
Gürültü, zehir, pislik yayılmakta
Yazık; insan çocuklarına kıymakta
Çağ; akıl, bilim çağı, güya
Uyuşturucu yaşı indi ilk okullara
Sorumsuz yaşam çağdaşlık adına
Sunulur gençlerin yaşamına
Alkol, uyuşturucu, sigara
Yaşamlar iflasta
Çıkarcılar koltuklarda
Ceplerine dolduruyorlar para
Ölüm kusan kahkahalarıyla
Arkalarında kirli politika
Yaramaz bir kuş oldu hayallerim
Uçtu, kaçtı, tutulmadı sözlerim
Şahin bakışlı bilim
Aldı götürdü beni, ne bileyim?
Teknoloji, elektronik derken
Güç, silah, para, yaşam derken
Modernlik, çağdaşlık derken
Dilim, dilim dilimlendi hayallerim
Yaktı kavurdu beni gerçeklerim
Yaratıcı yasasıdır bilirim
İntikamı alınır her katlin
Haddi bildirilir her caninin
Kendine insanlık diyen katilin
Sonu yaklaşıyor bilirim
İşte size gerçekler
Sıra nöbetlerinde katiller
Çekinmez, tetiktedir eller
Saf, iyi insanları bekler
Tek, tek öldürecekler
Adına barış diyecekler
Kutlu olsun barışınız ey insan
Çocuklarınız öldürülüyor her an
Dualarınızdan yükselir kan
Aminlerinizdir canlara kıyan
Değilsiniz Allah’tan utanan
Yoktur devri zalimin zulmünde aman
Açılır kapılar doymaz çıkardan
Çıldırır, çıkarına insan
Doğadır, yaşamdır kıyılan
Bekle gelecek tufan
Dabbe-i arzdan
Hallaç pamuğu yanında yalan
Atılacaksın dünyadan
Kuş değilsin göklere fırlayıp uçan
Yere düşmez pervane kanatlarından
Damlamaz gözyaşlarındır akan
Her an ölüme ağıt yakan
Sensizliği bilirim ey insan
Sensiz doğa daha mutludur inan
Nice doğada koşturan hayvan
Göklerde özgürce uçan
Yeşillikler içinde çağlayan
Gökyüzüne doğru fışkıran
Sen geldin ey insan
Oldu her şey figan
Bıktı insanlık, bıktı yaşam
Kesip durduğun bindiğin dallardan
28.10.2014 – İzmir
Mehmet ÇobanKayıt Tarihi : 28.10.2014 15:11:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

ileride gelecek daha büyükleriyle
takaz edebiliyor, mesela sigara
içen bir kimse istikbaldeki sigaranın
açacağı yaraları umursamadığı gibi..
Bir gün öğretmek sınıftaki çocuklara
demiki; çocuklar bakın ben şimdi sizlere
elimdeki kutudan çikulata ikram edeceğim
'şimdi hiç almak istemeyen olursa ona seneye
bir kutu vereceğim. Ama şimdi bir tana alan
seneye hiç almayacak' demiş
Bütün çocuklar şimdi bir adet alalım seneye
istemiyoruz demişler. Demek insan fıtratı
peşin lezzetlere kanaat ediyor. Demek
istikbal önemli değil, gayri meşru lezzetlerin
cenneti unutturması gibi..
Yahudilerin bir yumurtayı pişirmesi için
dünyayı ateşe verebilmesi de böyle.
TEBRİKLERİMLE
TÜM YORUMLAR (5)