Bu yüzden, yüz milyar Kelvin derece sıcaklık; elektron, pozitron, proton, nötron gibi, kuark parçacıkların; eşik sıcaklık noktalarının, çok çok üstünde bir sıcaklıktır. Eşik sıcaklık parçacıkların özgür giriştiği ve artık son yok oluş artıkların, bir daha yok olmayıp, yenilerinin de, yaratılamadığı bir değer sıcaklık olduğu hatırlanmalıdır.
Eşik sıcaklık değeri üstünde, bu elektron ve pozitron gibi kuarktan oluşan parçacıklar ve foton ve nötrinolarda sanki ışınımın birçok farklı parçasıymış gibi davranırlar.
Dolaysıyla ortamdaki toplam enerji yoğunluğu, yine ortamdaki saf elektromanyetik ışımanın, yoğunluğundan daha fazladır. Bu fazlalık enerjinin nedeni, elektron ve pozitronun, mevcut ışınıma karşı fotonsu etkilerle davranmasındaki katkısından dolayıdır. Bu enerji yoğunluğu, o zaman ortamındaki, litre hacim başına; 3,8 milyar kilogram olduğu düşünülüyor. Bu, 3,8 milyar kilogram olan ortamın yoğunluğu da, şimdiki yeryüzü su yoğunluğunun 3,8 milyar katına denk gelmektedir.
Olay şudur: Birinci karede evren hızla soğuyup genişlemektedir. Her bir parça, her bir keyfi rastgele merkezden, tam olarak hızla kaçmaktadır. Bu evrede kaçma hızı, bilim çevresinde genişleme zamanı 0,02 saniye değeri ile hesaplanan bir uzaklaşmadır. Her dönemin belirleyici özelliksel (karakteristik) genişleme zamanı, o dönemdeki Hubble (Habıl) sabitinin tersidir.
çatı katındaki odanın
kuytu bir köşesinde
kumaşındaki eski yağmurların
hüzünlü kokusuyla