Gerilere gittiğimizde, evrenin öyle sıcak olduğu döneme geliriz ki, işte bu ortamda, fotonların birbiri ile çarpışması ile saf enerjiden sadece maddesel parçalar üretilirdi. Böylelikle yaratılan parçacıklar, evrenin ilk bir kaç dakikasında iki çok önemli etkiyi ortaya koyacaktır.
Bu sıcaklıklar, ilk önce çeşitli çekirdek parçacıklarının tepkimesinin hızlarını belirleyecektir. İkinci olaraktan da evrenin genişleme hızını belirlemede etkili olacaktır. Bunun için parçacık yaratacak evrenin bu durumdaki sıcaklığını bilmek hayli önemlidir.
İki ışık kuantumu, yani foton çarpıştığında, yok olurlar; Yani tüm enerji ve momentumlarını, iki Ya da daha fazla sayıda parçacık yaratılmasına harcarlar. Bunlar bugünkü laboratuar ortamında gözlenebilmektedirler.
Çarpışan fotonların, momentum enerjilerinin yok olması demek, yeni parçacıklara dönüşmesi demektir. Özdeğin durgun enerji, yani madde enerjisi olan E=mc2 (ışığın hızının karesi) ilişkisi sağlar. Çekirdek tepkimelerinde salınan enerji bu durgun enerjidir.