1-Dalga boyu 1cm olan bir fotonun enerjisi; 0,000124 elektron volttur.
2-Fotonun enerjisi, dalga boyu ile ters orantılıdır. Dalga boyu artıkça, enerjisi azalır. Dalga boyu azaldıkça, enerjisi artar.
3- 1K'lik sıcaklıkta tipik bir dalga boyu 0,29 cm. 300 Kelvinlik bir sıcaklıkta kara cisim 0,001 cm. bir ışıma yapar. Yani bu ışıma, kırmızı ötesidir. Gözümüzün göremeyeceği denli büyüktür. Sıcaklık artıkça dalga boyu kısalır. Bu nedenle Yıldızların (Güneş'in) yüzey sıcaklığı önemlidir. Çünkü gezegenlerindeki muhtemel hayat forumları bundan etkilenecektir. Biçim alışları yıldız damgasını yiyecektir. Örneğin Güneş'imizin yüzey sıcaklığı 5800 K'dir. Yani ışınım dalga boyu 0,29/5800K= 0,00005 cm. Eş deyişle angström olarak söylersek; 1angströmle (1cm'nin yüz milyonda biri) çarptığımızda 5000 angström eder ki bu görme sınırlarımızın ortalama frekansıdır.(görünür ışık yaklaşık; 4000 ila 7000 üzeri angströmdür.)
5- Işığın tipik dalga boyu, birimi sınır bir birim gibidir. Yani bir ışınımı (radyasyonu) tipik dalga boyundan (0,29cm'den) daha küçük bir alana sığdırma güçlüğünden dolayıdır ki iki foton arası uzaklık, tipik dalga boyu kadardır. Yani 0,29 cm. kuantlarıdır.
6-Kara cisim ışımasında kural: Sabit bir hacimdeki, parçacık sayısı yoğunluğu sıcaklığın küpü ile orantılıdır. Foton enerjisi de, o şeyler arasındaki uzaklığın küpü ile ters orantılıdır.
Yani bir birim hacimdeki foton sayısı sıcaklığın küpü kadardır. Sıcaklık, artıp azalmakla; fotonlar arası mesafeyi artırır Ya da azaltırdır. Diyelim ki birim hacmimiz bir litre olsun. 1 lt deki foton sayısı bu hacmin sıcaklığının küpü kadardır. Ortalama foton enerjisi de sadece sıcaklıkla ilişkilidir. O halde kara cisim ışınımının birim hacim enerji yoğunluğu sıcaklığın 4. kuvveti ile (a.a.a.a dır) . Bu da 10 K'lik bir sıcaklıkta 47200 elektron volttur.
7-İşte böylesine bir geçmişte madde ile ışınım arasında bir ısıl denge durumu oluşmuştur. Bu anda madde atom çekirdek ve elektronlarına ayrışmış bir plazma düzeyidir. Elektronların ani kaybolması demek, bu ısıl denge durumu sona erdiren durumdur. 3000 K’de ışıma artık hür ve özgürce gelişebilecektir. Tipik bir foton, dalga boyu 1 mikron olmalı ve iki foton arası uzaklık tipik dalga boyu (0,29cm) olmalıdır.
Evren sıcaklığı, 3000K’nin altına düşer düşmez, Artık ne arka alan fon ışıması, ne çekirdek parçacıkları hem yaratılmadı, hem de yok edilmedi. Artık basınç ve sıcaklık yoğunluğu görece değişmişti. Böyle olunca da oranlar sabit yani değişmez kaldılar. Bu arka alan ışımasından çıkacak bir sonuçta, her bir çekirdek parçacığı (proton ve nötron) için 10 milyon ila 20 milyar foton vardır. Bu yuvarlanırsa, her bir çekirdek parçacığı başına 1 milyar foton var denebilir.
Yani ne zaman kütlesel çekim, ışınım basıncını yendi ise, o zaman ancak elektron çekirdeğe hapis edilip, süreç gök adalara evirilmiştir. Çekim kuvveti topağın büyüklüğü ile artarken ışıma basıncı büyüklükle değil, hacimle, sıcaklıkla, vs artar ve azalırdı. Verilen bir yoğunluk ve basınçta, çekimsel topaklanmayı engelleyip, ona karşı direnemeyecek minimum bir kuvvet vardır, buna “”jeans kütlesi”” denir.
Evrenin büyüklüğü Ya da gök adaların uzaklığı, foton dalga boyunu çekip uzatacaktır. Bu da kırmızıya kayan büyük dalga boyutlarıdır. Ancak foton dalga boyu, evrenin genişlemesi ile artarken, iki foton arası uzaklık da, yine kara cisim ışımasında olduğu gibi, tipik dalga boyunda kalacaktır.
Kara cisim ışınımının sıcaklığı, tipik dalga boyu ile ters orantılıdır. Evren genişledikçe foton dalga boyu artar. Sıcaklığı ise, buna uygun ters oranda azalır.
Buradansa şuraya varırız. Evren; 3000 K'lik sıcaklıkta, ısıl dengede idi. Bu ısıl denge zaman durumundan bu yana, diyelim evren 1000 kat genişledi ise, sıcaklıkta en az 1000 azalır. Yani sıcaklıkta 3000K'den 3 K'e düşer. İşte bu kozmik gürültü yani kozmik arka alan ışıması, bu madde ısıl denge durumunun belleği olan fosil ışınımdır. Bu da big bengin en büyük kanıtı olacaktı. Önce kuram, sonra da pratiği gerçeklenecekti. Sonra bu kuramın ikinci öngörüsünde, dalga boyunun genişleyen evrenle birlikte, kırmızıya kayıp, büyümesi ve sıcaklığın azalması idi, yani Doppler etkisidir. Ki bu da gözlemlenmiştir. 0,3 cm dalga boyunda Dünya atmosferi saydam ve açıktır. Bundan daha küçük dalga boyu ışımalarda Dünya atmosferi matlaşır.
Bir ışımanın tayfında siyah bantlar olmamalıdır. Eğer bir tayf siyah bantlar içeriyorsa bu ara yıldızlar arası gaz ve toz bulutlarınca Ya da, o cismin ışımalarının bizimle cismin arasındaki birimlerin atmosferlerince soğrulmuştur (emilmiştir) .
Bu soğrulan tayf bant frekansları, bize hangi titreşimli maddenin emildiğini verir Bir dalga boyu da kendi arasında üçe yarılır. Bu yarıklardan en düşüğü, o frekansın, en temel durumunu gösterir. Yani bu temel durum, o frekans kesikliğinin (kuantum durumun) en düşük enerji düzeyi profilidir. Yani bir foton, bu düzlemdeyken, enerji alarak bir üst ve daha üst enerji durumuna buradan titreşerek geçer. Tekrardan da, geri enerji kaybederek, gerisin geri bu en temel, kararlı düzlem duruma geçer.
Molekül Ya da atomlar veya elektron Ya da fotonlar kesikli yani kuantumlanmış, topaklanmış alan düzlem durumları vardır. Enerji alarak bir üst durumlara devinirler Ya da enerji yitirip kaybederek, bir alt durum topaklanma düzlemlerine kayarlar.
Temel durumun üstündeki diğer iki çizgi alanı, partikülün enerji alma durumu ile dönme ve diğer çeşit titreşen yeni durum düzlem alanlarıdır. Bunlar göreceli şiddetlenmelerdir. Bu alanları tetikleyen, etkin sıcaklıklar vardır. Ve her bir kesikli, topaklı, kuantumlar için bu sıcaklıklar göreceli ve farklıdır. Her bir sıcaklık, o kuantum, tedirginliğini (pertürbülansını) sağlarlar. Tedirgin olan kuantumlar Ya da kesikli yapılar, sıcaklığın etkisi ile bir üst; Ya da alt yarık, dönme titreşme durumuna geçirilirler.
Bir tayftaki siyah bantlar, tayfta ışıyan maddenin ışıma enerjisi, ara birimlerdeki toz ve gaz bulutlarınca soğrulur. O bant aralığı siyah bant olarak bize ulaşır. Siyah bantın bulunduğu enerji değer düzeyi, o bantta ışıma yapan maddenin frekans değerlerini bize veriri. Emilen bu enerji değer ışıması, emen maddeye, fazla enerji yükler. Bu fazla yük soğuran maddenin foton enerji düzeyini artırarak, emen maddenin foton düzeyini bir üst kesikli kuantum yarığa doğru davrandırır. Buda ancak eşit enerjili fotonların dalga boyu ile olanaklı olurdu.
İşte bu gizemli tedirginlik, siyanür bulutlarının (CN) dönmesini sağlayan kara cisim ışıması idi
Bu dönmeyi gerçekleyen fon ışıma foton boyları 0,263 cm. Bu da siyanürün yaklaşık 3875 Angström dalga boynu, 3873, 998 angström birinci, 3874,608 angström ikinci; 3875,763 angström. Üçüncü üç bileşenli yarık durumlarını buldular. Yani soğrulma çizgisi 3875 Angström. Dolayı idi.
Her kuantum belli bir enerji frekans düzlemindedir. Ancak bu üst sınırları 0,1 cm den küçük dalga boylarındaki ışınım enerjisi yoğunluğu için üst sınır koyulmuştur. Bu yoğunluktan sonra hızla düşüyordu. Buda kara cisim ışımasından bekleneceği gibi bir tetikleme noktasıdır.
Sürecek
a href='http://www.ozgurlukicin.com' target='_blank'img border='0' alt='Pardus... Özgürlük İçin...' title='Pardus... Özgürlük İçin...' src='http://www.pardus.org.tr/banner/buton3b.png'/a
Kayıt Tarihi : 15.2.2009 14:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)