Yitirdikleri demir parayı
Dönüp dönüp arayan
Tozlu yollarda
Ve kendi sesine çarpan
Kuş ölülerine
Göğsünü mezar yapan
O çocuklar gibi
Düşürdüm ürkekliğimi
Hayatın orta yerine
Biber sürdüler kalbime anne.
O ceviz sandıkta kaldı
Beyaz bir tülbende sarılı
Düğümlenmiş göbek bağım
Beklerim şimdi bağlasın diye
Beni ellerine
Biber sürdüler kalbime anne.
Kır çiçekleri takmıştın oysa
Her bahar saçlarıma
Ve sımsıcak bir ekmek gibi
Öpüp bırakmıştın
Çocukluğumu avuçlarıma
Şimdi derin bir uçurum
Bakamam gözlerine
Biber sürdüler kalbime anne.
Yağmurları yamardın sökülen yerlerime
Bense, eski bir ceketin iç cebinde
Unutulan mendillere ağlardım
Bileklerimde köreltip dikenini
Öyle oğul yapardım sesimi bir güle
Biber sürdüler kalbime anne.
Her mevsim biraz daha uzağa düşen
Anne adlı ağacın son yaprağıyım belki
Güz desenli kazağıyla parklarda gezen
Çocuklara armağan ettim düşlerimi
Bak nasıl kanattı dudağımı ismin
Tam yaklaşmışken yüzüne
Biber sürdüler kalbime anne.
Sarı bir mektup zarfı yüreğim
Yokluğunla pullanmış
Bilemem postacı hangi adrese verir
Hangi fotoğrafta dokunurum
Bir daha nefesine
Biber sürdüler kalbime anne.
Gözlerinle sevmiştin duyduk hepimiz
Yangınları öğrendik gülümsediğinde
Bir de susmayı aynaların önünde
Bendim yakıştıran menekşeleri
Saçlarının gümüşlenmiş teline
Biber sürdüler kalbime anne.
Aynı trenin bitişik kompartımanında
Yola çıkmış iki yolcu gibiyiz
Valizimiz gül dolu
Mühürlü biletimiz
Yetişir mi rüzgârlar
Bindiğimiz trene?
Biber sürdüler kalbime anne.
Kayıt Tarihi : 23.6.2006 22:51:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

müzeyyen başkır
TÜM YORUMLAR (29)