portakal ağacına yaslanırken
yine afilli durmuşsun
bulutlar kambur göklerin çatısında
ayakların zamanın kapısına dayalı
saçlarına kar yağmış
aklının ucundan geçiyor mu turnalar?
yürek yakan feryadın
iliklenmiş karanlık gövdene
umutlar göç etmiş dudağından
ihtişamı kalmamış adımın
unutmuşsun...
nefesinde tufan kokuyor karayağızım
gözlerinde ki mor yalnızlıklar
sığınacak yer arıyor
dokunamıyor pencerede duran kelebeğe
oysa
defterimde ellerinin kokusu var
şiir sen kokuyor ıhlamur ağacım
saatler tarihe tutuklu
biad istiyor çürüyen hasretlik
hücrelerin yağmur ormanı
ıslığın rüzgara emanetken
hüzzam şarkımız kuşlara sarılmış
meşk ediyor saçaklarda
yıldızlarda yanıyor hatıralar
yitip giden şafaklar
ölümden ölüm beğeniyor
biz neden çok öldük?
ölemiyoruz
gönül hanem sen doluyken
tümcelerim öksüz yaşıyor
patika yollardan geçip gelen kalem
dip not düşüyor sevdaya
küf kokulu yalnızlığımız
ağlatıyor ardından koşan çocukları
kızıl rüyalar mavileri boğuyor
bugün sen de düşündün mü beni?
aşkı öğreten serseri... 03.12.2013
Kayıt Tarihi : 3.12.2013 18:30:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!