Bir vazo kırılır, çaresiz kalır ya insan
Dalgalar gelir, kumdan kaleyi yıkar ya
Hani; o nefesin boğaza düğümlendiği an
Bir refleks ile ağızdan, anne çıkar ya
Çaresizliğimizin gölgesidir hayata karşı
Platonik bir anne ve yavru aşkı
Herzaman canlı ve sırılsıklam
Hayalinden uzaklaştığım her adımda
Dudağımın kuruması ondanmıdır dersin?
Onların gözünde hiç büyümeyizde
Büyümelerini içimizde bir burukluk ile izleriz
Alışmışım saçımı okşarken yatmaya
Ve dalıncaya dek uyku denen ölüme
Öpülesi ellerini sıkı sıkı tutmaya
Şimdi üşümesi avuç içimin,
Yabancılaşmam yatağıma,
Saçlarıma el sürdürmemem,
Ve; inadına büyümem ondanmıdır dersin?
Çıkmaz sokağımdın benim
Her yol sana çıkardı
Ah annem, canım annem, bi tanem,
Kendine bu kadar alıştırmasan ne vardı.
Beni böyle yalnız koymasan,
Yanına alsan beni olmazmıydı?
Senmişsin beni hayata bağlıyan
Ve sıkı sıkı saran,
Şimdi ipi koparılmış bir kukla gibi
Yere yığılmış olmam ondanmıdır dersin?
Kundaklanmış bir resmim var elimde
Çaresiz bırakan beni,
Elimi ayağımı tutmaz yapan,
Şimdi de bir farkım yok aslında;
O zaman bedenimi kundaklamıştın,
Şimdi yalnız bırakarak,
Geleceğimi kundakladın.
Hep geçmişi yaşamam,
Her hayalde seni aramam,
İçin için kanamam ondanmıdır dersin?
Bir karış toprak,
Bir soğuk mermer,
Hangi yürek dayanır da,
Torunlarına gösterip seni
İşte babaanneniz der?
O insan üstü varlığın,
Bu bir karışa sığmasını kim bekler?
Şimdi geleceğimin kararması,
Sensiz hayatın zindan olması,
Gözümün toprağa dalması ondanmıdır dersin?
Kayıt Tarihi : 3.4.2007 21:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)