Bi kısım bi şeydin zahtı
Günlerini tarlada çift sürmek,buğday mısır ekmek,mısır belleme,orak biçme,harman sürme,değirmen de un öğütüp ekmek yapma, ahır da hayvanların yemi tımarı sağımı bakımı,tavuklar civcivler köpekler,odun toplama ev işleri gibi köy işleri ile vakti geçer yaşayıp giderdi. Uzak bir köyden gelin gelmiş ana evinden aldığı bilgi kültür görgü ile yeni yuvasında bildikleri ile yaşamak için çabalayıp duruyordu.
Evleri mahallenin aşağı kısmında iki derenin birleştiği yerde kurulmuş Mahalle ile haşır neşir olması coğrafi konumu bakımından da müsait olmadığı için köye gelin geleli 20 yıla yakın zaman olmuş hala kapısını açmadığı evler vardı mahalle de olsa olsa ,15/20 hane ve bir uçtan bir uca evler arası mesafe beş altı yüz metre ancak vardı.
Oğullu ğu zaman sonra evlenmiş karşı mahalleden kocasının uzaktan akrabası olduğu bir kız evlerine gelin olarak girmişti ne var ki aralarında ki sorun her ne ise kavgası gürültüsü pek duyulmaz ama günlük işlerde pek yan yana gözükmezler,
ancak düğüne bayrama misafir oturmaları Kur'an merasimleri gibi toplantı olduğu zamanlar birbirlerine yakın oturur yine de pek konuşmazlar konuşulanları dinlerler di şu var ki halklarını vermek lazım gelin kaynana ne birbirlerinin ne kimsenin hakkında dedikodu da yapmazlar kendi yağları ile kavrulup giderlerdi
Bu yörenin rençberlik dışında İki asra yaklaşan mesleği taş kömürü madenciliği işçiliği idi çoğu kadınları dul çocukları öksüz bırakmıştır.Madencilik mesleği zor ve tehlikelidir yerin yedi sekiz yüz metre altından çıkarılan maden kömürü işçiliğinde işçiler bir ayı köylerinde bir ayı maden ocaklarında geçirirler bu sisteme gruplu çalışmak denir köyün erkeklerinin tamamına yakını maden ocaklarında çalışır yani bu evdeki baba oğul ayrı ayrı da A ve B grbunun işçileridir Maden de çalışan baba oğlu da madene işçi olarak girdiğinde ikisininde bir grupta çalışması mümkün değildi bu da köy hayatının sürekliliğini sağlamak adına belki de dünyada uygulanan tek yöntemdi
gelin ve kaynana her ay birisi madene göndereceği eşi için üzülürken birisi madenden gelecek eşi için sevindirdi
köylerin üzerinden geçen bulutlar ay sonları hüznü ve sevinci bir arada
taşır çocuk aklımıza göre de zamanlı zamansız iş kazalarında hayatını kaybeden maden işçileri için gözyaşı olur yağmur olarak yağardı
köyde gıda ihtiyaçları herkes kendine yetecek kadar hatta çok fazlasını ürettiğimiz den kasabadan gaz yağı tuz yağ şeker ve bu yörede yetişmeyen narenciye ürünleri satın alınır bu yüzden kasabaya köyden ihtiyaç için gidip gelen olmazdı kasabaya yılda bir kez kurulan mahya (panayır) yılda iki kez dini bayramların arifelerinde et pazarı dediğimiz arife günü ise hemen hemen köylerin tamamı kasabaya iner köylerin yüzde sekseni kasabaya akın ederdi etmesine ama Azime ana bu günlerde bile Nadir kasabaya iner hayatında üç beş defa kasabayı görmüştür
Pazara çarşıya çıkma ihtiyacı olmaz evin ihtiyacı olanların tamamına yakınını zaten kendileri üretirler di
Bir sabah kalktıklarında hanım bu yıl kurulacak olan panayıra seni de getireceğim gözün gönlün açılır gelin ve iki kızımızı da alır
Gezer eğlenir akşama da erkenden döneriz dedi karısının bu na hepimiz evimizi terk edip gidince ev yanı ne olacak hayvanlar tavuklar kedi köpek diyecek oldu kocası bu tepkinin geleceğini bildiğinden az yukarılarında ki ağabeyine durumu anlatmış onlarda ben yaşar yengene söyler evinize hayvanlarınıza göz kulak oluruz diyerek onan bu onayı çoktan almıştı bile bunu hanımına söyleyince içinden yalnızca beş altı kez gittiği kasabaya hem gitmek istiyor hem kasabanın kalabalığı onun içine bir korkuya sebep olmuştu kocasına ben gitmiyeyim dese bu seferde kızlarının kasabaya gitmesine mâni olacak onların arkadaşları arasında ezik kalmasına sebep olacaktı seneden seneye gidilen panayırlar çocukların aylar boyunca birbirlerine anlattıkları anılar arasındaydı erkek çocukların panayır maceraları daha değişik olur panayır öncesinden aldıkları pantolonlar gömlekler çedük ler hazır edilir saçlar pirgantil yağı ile parlatılır şekil verilir panayıra hazır olurlardı onların ilgi alanları masalara yerleştirilen samsun Bafra yenice gibi sigara markalarının laneten yerleştirilmiş masa üzerindeki sigara paketlerine iki metrelik mesafeden yirmi cm lik halkalardan atmak eğer halkaları sigara paketlerinin üzerine atıp halka sigara paketini içerisine alırsa sigara kazanmaktır ve en büyük merakları da önü bir perde ile kapatılmış kaderci kızlardan güya kaderlerini öğrenmek ti esas amaç bir metre karelik alanda kızlar ile yakın dan konuşmaktı,salıncaklar atlı karıncalara binmek v.s ve etrafta bir çok işletmenin hoparlöründen Gelen müzik sesleri omuzlarında teyp ile ölüm ve ayrılık olaylarını çalışmak için Almanya ya giden işçilerin hayatlarından kesitleri acıklı bir şekilde okuyan destanlar uçan balonlar kağıt helva elmalı şeker hepsi bir güne sığacak yaşayıp hafızalara kayıt edilecek
Nihayet beklenen gün gelmiş uzak bir köyden çağrılan traktör mahallenin yarım saat yürüme mesafesine kadar gelmişti sabah erkenden kalkıp diğer komşuları ile yola çıkmışlar traktör kasasında bir saate yakın yolculuk sonunda kasabaya inmişler di.
Sabah ilk işleri kasabadaki durakları ve uğrak yerleri olan köfteci hacının dükkanına girip çorba içmek ti çorbaları içince kocası onlara siz artık kendiniz gezin akşamleyin burada buluşuruz deyip yanlarından ayrıldı yalnız kalınca analık iç güdüsü ile çocukların ellerinden sımsıkı tutup panayır yerine doğru ilerlemeye başladılar arkalarından gelini onları takip ediyordu kalabalık o kadar çoktu ki git gide de artıyordu hava da bunaltıcı sıcak,bir yandan çocuklara göz kulak olma telaşesi bir yandan kendi içinde yaşadığı stres buram buram terlemesine sebeb oluyor önüne gelen çeşmeler den bol bol su içiyordu,panayır yerine vardıklarında şaşkınlığı bir kat daha arttı panayırın kalabalık olduğunu biliyordu ama bu kadar kalabalık beklemiyordu öğleye doğru tuvalete gitmek ihtiyacı duydu duymasına ama bu kalabalık ta tuvaletin yerini bulsa bile bulması imkansızdı,gelinine tuvaleti bulması için yardımcı olmasını istedi bir kaç kişiye sorarak tuvaleti buldular tuvalete girip ihtiyacını gördükten sonra dış kapıya yakın yerdeki musluktan ellerini yıkadı ellerini eteğine silip dışarı çıkacakken arkasından birisinin sesine kulak verdi ama bu sözün kendine söyleneceğine ihtimal vermiyordu üç beş senede bir uğradığı kasabada ne bir tanıdığı ne kimseye borcu vardı sesin ısrarla yükselmesi ve içerden çıkan bayan olarak kendisi bana mı sesleniyorlar diyerek gayri ihtiyari arkasına baktı evet küçük bir pencere den bir bayan ücretini ödemeden nereye gidiyorsun abla diyerek sitem etti tuvalet ihtiyacını gidermek için ücret ödeyeceğine ihtimal vermiyor içinden aniden gelen bir refleks ile ellerini en küçük hacim olacak şekilde birleştirerek kendine seslenen kadına gösterdi bi kısım bi şeydi yaptığım ne parası istiyorsunuz der gibi bakarken gelin durumu anladı bir rezalet çıkmaması için elinden tuttuğu görümcelerini tuvaletin küçük penceresi önüne adete sürüklercesine yürüterek üçü birden kayınvalidesinin tuvalet ücretini ödedi
Muharrem Akman
4/07/2021
Zonguldak
Muharrem Akman
Kayıt Tarihi : 4.7.2021 21:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Muharrem Akman](https://www.antoloji.com/i/siir/2021/07/04/bi-kisim-seydin-zahti.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!