haftanın karmasını sayabilecek kadar tanıyorsam futbolu
yükseleni kova olan yok bilmem ne insanı kadarsa burçtan haberim
en azından ömründe bir defa dahi gebze harem minibüslerinde bazen ayak bazen oturaksam
yürümelerim bir defa dahi balatta tulumba tatlısında son buldu ise
bir internet sitesinde yayınlanabiliyorsa en hazin hallerim yahut hayallerim
çövür otu siyahlığında kirlenebiliyorsa her kaşımada ellerim
uzunca ortadan ayrılmış saçlarımla bir defa dahi çektirebildimse bir adet surat
ve yine bir defa dahi fransız filmi izleyebildimse ömrümde ve jova pa hüseyin diyebildimse bir keresinde
ve bana ait olmayan bir dört tekerde yüz yapabildimse benzinden habersiz
ve yine öğretmen pasosu almaktan acizsem..
ve her indi bindi de oluşan bozuklukları maraş usulü bir algida kutusunda biriktirebiliyorsam
ve yine bir zamanlar deli bi fizikçi arkadaşın aldığı sivil örümceğin ağında isimli kitabı yastık yapabildimse ebatını sevdiceğim
ve ömer göger isimli bi öğrencime diğerleri ile beraber olup bende google lakabını takabildimse..
ve yine enteresandır duran isimli bir öğrencime yine diğerleri ile beraber olup duran cisim diyebildimse..
ağaç dikme soruları diye açılan parafta anlatım bozukluğu arayabildimse fidan dikmek adına..
ilk girişte kazanabildimse össyi..
son tercihe inadına tıp yazabilmeyi ne kadar istediysem
ve tüm tuhaf isimleri sayıp asla doğru tercihi yapamayan nineme ne kadar kızamadıysam..
ve yine aynı nineme mesenesini soramadıysam
yahut sorsam bile bişey bişey alt tire68 et hatmail cevapcığını alamadıysam
ve yine dedemle dedem gofret ve ben olamadıysam
ve yine babam ve oğlum ve kutsal ruh adlı senaryoyu bir erkek arkadaşla izlemek zorunda kaldıysam..
sarılamadıysam boğaz tıkanıklığında..
ikinci cildini bulamadımsa da anna karenınanın lakin kurgusunu anladıysam..
ve şekersiz tad alamasamda hiç bir çaydan..su yoksa çay da olmasa yahut..
ünlem işareti ile faktöriyelin benzerliği benzemezliğini düşünsem ve bunu da yazsam mı ki acep diye düşünsem ölmeden evvel yapacağım yüz şey listesine..
ve yeğenimle kaza yapabildimse ellerin fethiyelerinde..
ve ellerin umurunda bile olmasa pek..ve ellerimden çok dizlerim yara bere içinde kalabildiyse
ve diz kapaklarında biriken taş toprak parçacıklarını bir acil servisin bağıttırmasından korkup saklayabildimse bi müddet ve ölüdenizde ölüp ölüp dirilebildimse
ve bir defa dahi ebemevi yapabildimse taaa eski zamanlarda karahacılı denen bir dinar köyünde
ve mavi kaplı he-men oyuncaklarının çok daha pokemonca olduğunu algılayabildimse 24 yıllık bir adet matematikçi iken
ve söğüt yapraklarını şipit de denilen yufkaya dürüp karın tokluğuna oyun arkadaşlarım olmayı kabul eden yufka yürekler görebildimse..
ve kola turka reklamını iki ay boyunca bir trabzon yaylasında izleyip ulan bu nası bişey ki deyip yayla inişi saç sakal bi vaziyette soğuk karpuz da satın aldığım bi tükanda tadabildimse..
ve yine trabzon sanayi mahallesinde asayiş berkemal? nası yazılıyor bunu bile bilemezken adrenalim zirve yapabildi ise kurşun sıkışlara hedef olamadan bir üç buçuk yıl geçirebildimse..
ve zorunlu olmayan kısımlarını da doldurma hevesinde isem lanet olası forumların bana ayrılan profil inceleme bölümlerini..
ve yine fethiyede beraber kaza yapma şerefine nail olduğum yeğenime küçükken yaptığım bir sevecenlik gösterisinden sonra dayı o kadar da komik olmuyosun resti ile karşılaşabildimse..
ve diyecek bişey o anda bulamadıysam..
ve gece iki yirmide dahi sanal ortamda olabilecek kadar teknolojiye yakın olabildimse..
ve yine gece yarısında çevirdiğim uyduları hatırlayabiliyorsam avrupalara..
ve yine çayırda inek güderken geniş çimenlerin arasında güttüğüm ineklerden hangi birinin yaptığını hala bilemediğim sıcak mayısa basabildimse kimseden habersiz..
ve aynı çayırda çok eveli ninemin dizine elini yaslayıp domates peynir dürümünden ekmek ufaklarına dikkat etmeden ısırdığı löpürdek ile ötelere bir karizmatik lider edasıyla bakıp şoraları da sulayalım da gidelim talimatına boyun eğebildimse isyansız..
ve aynı çayıra akrabalarımdan çokları ile aynı anda su motorunu da yükleyip inat bir eşeğin arabasında yol alabildimse..
ve hep bu eşek arabasında ıslanabildiyse çayırlık pantolonum..vidon da denilebilen su matarasından sızan soğuk su ile sabah sabah kavak gölge geçimlerinde..
ve işte ta o zaman heves ettimse bir römorkun genişliğine ve güvenilirliğine..
ilkokul dergilerinin neden hala mavi kütüphanemde durduğuna şahit olabildimse son köy oksijeni çekişimde..
ve köye on yıldır uğramayan bir adamın ailesinin girdiği psikolojik vakaları inceleyebildimse geniş geniş son köy oksijeninde..
ve yirmi yıl polisliğin her merhalesinde bulunan emekli bir adamın yaptığı taşımacılık sektöründe lavanta kokusunun aslında az önce indirdiği temizlik malzemelerinden geldiğini anlayabilsem bir on yedi temmuz ikibinyedisinde..yoksa ki ben parfüm kullanmasam da..cümle nin saçma olduğunu düşünsem yine de silmesem..
köyümde su elektrik olmasa da sevebilsem..
eski koyunların toz kaldırışlarını özlesem her ikindi vakitlerinde..
ve her sürünün bi çok köpeğinden yüksek duvarımıza çıkarak güvensem kendime..
ve ilk ingilizce quizinden seksenbeş aldığımı hatırlasam neyin tecellisi ise şu anda..ve masa arkadaşıma o sınavda kalem açmaya gidiyor muşum gibi yapıp kağıdı net görmesine yardımcı olduğumu hatırlasam yine de..ve yine aynı arkadaşın teee yıllar sonra bir ara atama da okulumun bulunduğu taraflara mutlaka atanabilme ihtimalinin yüksek olduğunu düşünsem..
yeni aldığın bir cep telefonunda eski bi çok numaralar kayıp olsa..ve vakitli vakitsiz gelen cevapsız çağrıların kimden geldiğini bilemesemde ve sen kimdindi diye soramasam da onları yine bi cevapsız çağrı ile mutlu etmeye çalışsam çabalasam..
azra akının kainat güzeli olduğu devirlerde de dünya üzerinde yaşama aktivitelerinden birini yapıyor olabileceğimi düşünebiliyorsam..
iş ilanlarından pek çoğuna başvuru yapabildiysem..
kabul veya ret cevabı alsamda önemsemediysem..
bazen kendimi değerli hissetmek adına böcekler tarafından ısırılmayı bile göze alabildimse..bak en azından onlar kabul ediyor varlığımı demek adına..
guzine bir sobanın üzerinde ısınan semaver suyu ile alabildimse en fazla duştan tat..ne küvet ne telefona benzeyen aletten aldığım kadar..
ve katledilen çoğu deniz canlısı ile uzaktan yakından hiç bi alakam olmasa ve geceleri vicdanen o yönde bi sorumluluk hissetmiyorsam..
ve en güzel bişey olarak yeni tanıdığım bi insanın soy isminden manalar çıkarmaya çalışmıyorsam manyak bi üniversite öğretmenim gibi..kendisinin zübük gibi bi soyadına rağmen kendine yiğit kahraman manalarını yakıştırsa da öyle biri olmadığına tüm sınıfça ben de kanaat getirmiş olsam..
ve bu güne kadar hiç bi dikili ağacım olmasa..
bak şimdi suçlu hissetsem kendimi..
ve ekmeksiz yediğim hiç bi yemekten zevk alamasam bugüne değin..
pilavın üzerine et suyunu seve misiniz gibisinden döken her fertten nefret etmesem de yine de sevmesem..
uyurken sayıkladığımı söylese kalkıp biri..cep telefonuna kaydetse de ben de dinlesem..herkes dinlese..
eski futbolcuların şortlarının kısalığı dikkatimi çekse hep futbol arşivinden bi maç yahut dünya kupasının en güzel gollerini izleme modunda..
çamlıca tepesinde dışardan yiyecek getirebildiysem yahut götürebildiysem..
lakin ilk uyarının dışardan gelen yiyecekler hakkında oolduğunu duysak üç kafadar..sonra gizli gizli çitletsek ayçekirdeklerimizi..
emirganda kahvaltı yapabildimse bu güne kadar en az bir defa..ve tuvaleti kullanabilir miyim diyen bir arkadaşa tabi tabi diyen bir görevliye gidip abi bende kullanabilir miyim diyebildimse ve adamın hala yardımseverliğinden ödün vermeyen tavrı ile tabi tabi herkes kullanabilir şeklindeki cümlelerin muhatabı olabildimse ölmeden önce..
ve öğle sıcağında terini gıdım gıdım yudumlayan bir kezban kadının aynı günün gecesinde evinde fırtılanalar kopsa para pul adına..ve aynı ananın ikinci derceye çıkan yanıklarını bir doktor karşısında yine bir başka anadan doğma halde gösterdiğini duyabildimse..ve aynı ana doktor bey bende haya neyin kalmadı artık bu yanıklara çare bul serzenişine şahit olabildimse..
bir babanın ağlamasına şahit olabildimse bir karne gününde..aydatını veremediyse bir baba gaziosmanpaşada..ve ümüğünü sıkasım geldiyse o anda formalitenin..ve dağıttı isem herkese aynı anda karnesini..
mat-2 konularını herkesden daha bi fazla anlayabildimse..anlatabildimse yüreğimin yettiği kadar..
civcivlerimiz olabildiyse bir zamanlar kuş gribinden eserin olmadığı dönemlerde..ve hep ibikli horozları seçebildimse daha en tıfıl halinde..
çekiç örs üzengi kemiklerinden örsü diğerlerinden yıllar önce ayakkabı dükkanımızda tanıyabildimse..ve hep bununla gurur duyabildimse biyoloji derslerinde..
en çok halley sevebildimse çikolata adına..ve kuyruklu yıldız altında bir izdivaçta bu çikolatamın nelere alet edildiğini farkedebildimse çok sonraları..
kız kulesinde oturup henüz çay içemedimse lakin..
hayat hikayemde yer verebildimse üsküdar belediyesine..ve ramazan da kurulan iftar kuyruğunda beklemeye..
büyük bi şairle çay içebildimse..ve üniversitenin ikinci adamı ile oturup kahve içebildimse dört beş defa..lakin kahveyi kendi çıkarlarıma alet edebildimse..burs bulabildimse bu içmelerden sonra..
ve kaplıca buharında belki de en fazla kalabildimse yedi sene sandıklı termallerinde..ve her çıkışta çelik turşusundan tadabildimse tadılabilecek kadar..mor turşu bile görebildimse herkesten çok daha çocukken..
ve bisan bi bisikletin hep arkasına binmek zorunda kalabildimse..ben hep ii olabildimse..sonra keşke daha bi şerefsiz olabilseydim diyebildimse çok sonraları..
ve kırmızı kahvedeki adamları merak ettimse hep..nerdedir memleketimin esir yürekleri diyebildimse..dert edebildimse köyümü aslında herkesten daha bi öte..lakin bunu kimse bilemese..
bilgisayar sertifikasını alabildimse epey zaman önce..internet kafeden eser olmamış olsa daha o zamanlar..ve eve asabildimse diploma azizliğinde..ve en çok da o sertifikadaki resmimi beğensem hep..
ilkokul öğretmenime yumurta satabildimse..cem diye çocuğuna kış soğuğunda giyilen mestlerin fermarındaki cem yazısını söküp hediye etmeyi düşünebildimse en küçükken..
her anfi dersinde hep en arkayı tercih edebildimse..ve hep morotoryum kişiliği oynayabildimse üniversitede..ve hep en son gelebildimse okula..ve hep en uzak kalabildimse okuldan..ve okul benim için kapıya kadar olsa..ve hep direk hatın özlemini çekebildimse okul çıkışlarında..ve hep körüklünün körüğünün arka tarafını arzu edebildimse kimsenin umarsızlığında..
ve yeşil bi paso ile tanışabildimse ilk üniversite yılımda..bol bol ve beleş gezebildimse..lakin bi türlü sümela manastırına gidemedimse yahut gitmedimse..
fındık toplayabildimse, çay toplayabildimse ve bana ait olmayan bi çok kültüre göz atabildimse..
yine bi trabzon yaylasında iki ay gece gündüz kalabildimse..yağlı sobayı yakabildimse..çay içebildimse..sis bulutuna bakabildimse dağların doruklarından özgürce..kuymak yiyebildimse..kaybolan sığırları arayabildimse bi köylü kadar doğal..karadeniz kadar coşkulu olabildimse gurbet yerine..
trabzona istanbul kadar değer verebildimse..ve iki şehri de fatihin koynuna koyabildimse bir gecede..
kolezyonda bir defa dahi alışveriş yapabildimse..çağdaş edebiyatta kuzen denilen bi akrabama kollları çıkabilen bi mont alabildimse en sarısından..
bi lise öğretmenime uzun süre horon tepen lazların figürünü göndermeyi düşünebildimse..ve gönderebildimse..
ve mithat ençin bitmeyen gecesinde onunla beraber an be an körlüğü tadabildimse..ve gözlerimi sevebildimse kitabın en sonunda..
ve çevrimdışı gösterebilmeyi çok sonradan öğrenebildimse..ve aslında çoğu zaman giren çıkanları gördüğüm halde bir titreşimle dahi olsa sevindirmeyi ihmal edebildimse..
aslında çok önceden sevebildimse istanbulu..bi takdir belgesinin hediyesi olarak aldığım saatin ve şemsiyenin çok sonraları aslında piyasadaki en kaliteli saat ve şemsiye olduğunu anlayabildimse..
ve her eminönü inişlerinde bir teyzoğlu muhabbetine hasret kalabildimse ve çoğu zaman giderebildimse ney çalan bir istanbul bedesteninde sütlü kahve içiminde..
ve her harem iskelesinde acııyabildimse kendi kendime..ve günah çıkarabildimse her gidiş gelişimde yedi sütunlu mabede..ve ben kendim olabildimse çoğu vakitte..
beni ben yapan değerlerime sadık kalabildimse..hep daha iyi olmanın ezikliğini yaşayabildimse..anadoluyu kazanmanın ne gereği vardı diyebildimse çok sonra..ve aslında kendimden uzaklaşmama sebep olan bir yıllık hazırlık ingilizcesinde kültürümle alakası olmayan aktivitelere muhatap olabildimse..
yine alman kültürüne ait olmadan kahvaltıda ne yersin sorusuna verdiğim cevaptan puan alamadımsa..ve altı yıl almanca yedi yıl ingilizceyi çok iyi konuşabildimse..lakin bu bana sadece birinci sınıfta adam geçirmeme yarar sağlayabildi ise..
dersaneye gitmedende güzel bi bölümün kazanılabileceğini kendimde görebildimse..dersaneye gitmedende kpss kazanabildimse..kimseye yük olmayabildimse..yarım dönem bırakabildimse okulu..tekrar hazırlanabilmeyi göze alabildimse..sonra geri en geri taa geri dönebildimse trabzonlara..
sıkılmadıysam tüm bunları yazarken lakin daha sonra devam hevesinde isem..
ben daha ölmedim..
inan ki mutluyum..
Kayıt Tarihi : 5.9.2007 02:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!