Şiire çiçek açtıran şairdir Ali Çapan. Hem de bir tek şiire, bin bir renk yükleyerek, bin bir çiçek açtıran bir şair o… İşin güzel yanı, “Benim Güzel Gazianteplilerim”den, “Benim Gaziantepli 30 Şair Simurgum’dan biri de değildir yalnızca. Benim en özden dostlarımdan biridir aynı zamanda Sevgili Ali Çapan’dır o. Ne mutlu bana, böyle güzel bir dostum var! ..
Şiirini kendisinden önce tanıdım Ali Çapan’ın. 1967 yılında Ticari Bilimler Akademisini bitirip doğup büyüdüğü kente gelmişti. Gaziantep’e… Oğuzeli’ne...
1948’dir, doğduğu o yılın adı. Aradan 19 yıl geçecek… İlk gençlik yıllarını aşık olarak dolu dolu yaşayacak… Sonra sevdiğine yazdığı senanatları kağıda dökecek… Bir dosya oluşturacak… Doğa Yayınevi'nde buluşacağız…
Dosyaya önce şöyle bir göz ucuyla bakıyorum ilk karşılaşmada. “19 yaşında bir delikanlı yazsa yazsa ne yazar? ..” diye düşünüyor olmalıyım. Ama daha ilk şiiri sarıyor beni. İkincisine, üçüncüsüne geçiyorum.
Bir de bakıyorum ki işi gücü unutmuş, dalmışım dosyanın derinlerine. Kim bilir kaçıncı sayfadayken, belki de dosyanın sonuna doğru, gözlerimiz karşılaşıyor. İşte o zaman görüyorum Ali Çapan’ın hiçbir zaman değişmeyecek olan olgun gülümseyişini. Bu yaştaki kendine güvenini... Ne yaptığını, ne yapmak istediğini bilen bakışlarını…
Dost kılıyor şiir bizi. O maliyede çalışıyor. Maliye neresi ki? Benim matbaanın karşısı. Hemen hemen her gün beraberiz artık. Özellikle öğlen aralarında.
Eli kumpas tutmayı öğrendi Çapan’ın. Hurufat kasasının karşısına geçiyor, kendi şiirlerini diziyor. Ben de katılıyorum kimi zamanlar ona.
Ne taze ölüyü mezar.
Ne de şeytan, bir günahı,
Seni beklediğim kadar.
Geçti istemem gelmeni,
İlk "çiğdem çiçeğim "de tanıştım şairlik yanı ile Çapan in. Söylenecek her şeyi söylemiş zaten FEVZİ bey
Bana bir şey kalmamış.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta