Kente ilk göçen akrabamız Şafık Dayım oldu. Gaziantep’e yerleştikten bir süre sonra yalnızca benim değil, artık herkesin “Şafık Dayı”sı olacaktı Şefik Günenç...
Çocukluk yıllarımda, her yaz uzun bir tatil için annemle köyümüze gittiğimizde, yanından ayırmazdı beni. Bağlara, bahçelere götürürdü.
Bir gün bostanda, koparttığı kırmızı bir meyveyi bana yedirişini hiç unutmam.
“Elma yer misin yeğenim? ”
“Yerim dayı...”
O güzelim kırmızı, tatlı elmayı yemek üzere ilk dişi attığımda, midem ağzıma gelmişti. Bu elma değil, domatesti!
Dayımın bu şakası o günden sonra domatesi de sevdirecekti bana.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta