BGG 023 Yazmasaydı ölürdü, o yüzden 80 y ...

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

BGG 023 Yazmasaydı ölürdü, o yüzden 80 yaşında, halen yazan bir delikanlı Mehmet Solmaz (Benim Güzel Gazianteplilerim)

İlk gençlik yıllarında tanımıştım onu. Sevmiştik birbirimizi. Kolayca kaynaşmıştık. Zaten o, tanıştığı biriyle kaynaşmak için ortak nokta bulmanın ustasıdır.
Türkmen kökenli olduğumu öğrenince girivermişti koluma. 'Amcaoğlu amcaoğlu...' diye dilinden düşürmez olmuştu beni.
Türkmenler birbirlerine 'amcaoğlu' derler. O kadar yakın bulurlar birbirlerini.
Tanıştığımız yıllarda 'Ben Seni Çok Seviyorum' adlı şiir kitabım çıkmıştı Gaziantep Kültür Derneği Yayınlarından.
Hem amcaoğlu olacaksın, hem şair... Mehmet Solmaz bırakır mı seni? Kitabımı öve öve yere göğe sığdırmıyordu.
Oysa tahminimce kitaptan bir tek şiir bile okumamıştı. Bu da onun kusuru değildi. Türküyü çağrıştırmayan şiiri sevmezdi. Ne yapsın? ..
Bildiğim kadarıyla 40 kadar kitap yazmıştır Mehmet Solmaz. Hepsi de araştırma yapıtları.
Araştırma yazmak öyle kolay bir iş değildir. Günlerce, haftalarca, aylarca, kimi zaman da yıllarca peşinden gitmelisin yazacağın konunun.
Öyle yapmıştır Mehmet Solmaz da. Gitmiştir konularının peşinden ömrü boyunca. Bıkmadan, usanmadan, yorulmadan.
Engin gönüllüydü. Hiç büyüksemezdi kendini. Çocukla çocuk olurdu, büyükle büyük... Kendinden küçüklere bile saygıda kusur etmeyecek kadar kibar bir insandı.
O yıllarda Mehmet Solmaz hem öğretmenlik yapıyor, hem kitap yazıyordu. Anılarından özgün müzikte medarı iftiharımız olan 'Edip Akbayram'a öğretmenlik yaptığını okuyunca, onun ortaokullarda Türkçe öğretmenliği de yapmış olduğunu anlıyoruz.
Yazılılarda kimse kopya çekmesin, diye hep sıraların üstünde dolaşırmış. Buna karşın çocukların hepsi kopya çekebilirmiş yine de.
Kopya çektiğinin farkına vardığı öğrencilerinin yüzüne vurmazmış bunu.
“Yazık, senden beklemezdim…” dercesine hüzünle bakarmış yalnızca. Böylesine güzel bir öğretmenmiş Mehmet Solmaz.
Kültür Derneğinin Başkanı Hulusi Yetkin'le iyi anlaşıyorlardı. Dernek yayınları arasında kitaplarını çıkartmaya başlamıştı.
Sanırım yayımlanan ilk kitabı 'Keşiş Dağı Arpalık'tı. Bu kitap elbette bir araştırma kitabıydı ama adı Yaşar Kemal romanlarını andırıyormuş gibi gelmişti bana. O yüzden de sevmiştim.
Gaziantep kazan, kendisi kepçe. Adım adım dolaşırdı kentimi. Nerede anlatacak bir şeyleri olan yaşlı bir dede var, ya da nine... Nerede tarihi bir yapı var, nerede yazmaya değer bir konu var, oraya tünerdi.
Kentte dolaşmayla yetinmez köylere uzanırdı. Gaziantep'in köyleri de yetmedi daha ötelere gitti... Gittiği her yerden bir yapıt kazandı. Çok çalışkan bir araştırmacı yazardı.
'Dı dı dı...' dediğime bakmayın. Benden 8 yaş büyük. Bu yazıyı yazdığım 2005 yılında onun 75 yaşında olduğunu biliyorum. Ama o, hâlâ delikanlılara taş çıkartırcasına yazma peşinde.
Mehmet Solmaz Köy Enstitüsü kökenli. Adana Düzici mezunu. Köy Enstitülü olacaksın da yazar olmayacaksın. Olası mı? O zamanlar köylülerin 'Enüstatos' dedikleri bu dünyanın en mükemmel eğitim kurumunda sadece demircilik, yapıcılık, marangozluk, ayakkabı tamirciliği, çiftçilik de öğretilen öğretmenler yetiştirilmiyordu.
Aynı zamanda bol bol da okur yazar yetiştiriliyordu Köy Enstitüleri'nde. Tanıdığım Köy Enstitülülerin nerdeyse yüzde elliden fazlasının yazar olduğunu saptamışımdır.
Yazımın başında 40 kadar kitap yazdığını söylemiştim Mehmet Solmaz'ın. Ben bunlardan ancak 17'sinin adını saptayabildim.
1. Keşiş Dağı Arpalık, 2. Karayılan, 3. Şehit Şahin, 4. Şehit Kâmil, 5. Şehit Mahmut Söylemez, 6. Gaziantep Savunmasına Şehit Şahin'in Yeri, 7. Ezo Gelin, 8. Gaziantep'e Övgü Şiirleri Antoloıjisi, 9. Gaziantep Şiirleri Antolojisi, 10. Küçük Hafız ve Mustafa Yavuz, 11. Gaziantep Çevre İncelemesi, 12. Sapanca Çevre İncelemesi, 13. Sakarya İl Yıllığı, 14. Geyve Çevre İncelemesi, 15. Milli Günlerimiz, 16. Her Yönüyle Üsküdar, 17. Ümraniye...
'Ne işi varmış oralarda da yazmış Sakarya'yı, Geyve'yi, Üsküdar'ı, Ümraniye'yi anlatan kitapları? ' diyeceksiniz. Mehmet Solmaz'ı tanısanız sormazdınız bunu. O gittiği, yaşadığı her yörede, yazan, araştıran, üreten, yaratan biridir.
Dahası ası 6 çocuk sahibidir. Her çocuğunun öğrenimi sırasında, öğrenimini bitirip ataması yapıldığında, özellikle kız çocuklarının yanında olmak ister anne babaları. O yüzden Evliya Çelebi gibi dolaşıp durmuştur çocuklarıyla o da. Oralarda da hep araştırmış, hep yazmıştır.
Bu yazıyı yazdığımın üstünden geçecek yıllarda kim bilir belki de kitap sayısını iki katına çıkartacaktır o. Öylesine de kalemi işlek, çalışkan bir yazardır emmioğlum.
Yazmazsa ölürdü. O nedenle yazan yazan yazan, artık seksene merdiven dayamış bir delikanlıdır Mehmet Solmaz.
Onunla son karşılaştığımızda yıl 1990'dı. Kent İstanbul. Ben Cağaloğlu Yokuşunu tırmanıyodum. O Eminönü'ne iniyordu. İnkılap Yayınevi'nin önünde karşılaştık. Bir birmizi görünce yitiğimizi bulmuş gibi sevinmiştik.
Ah, keşke seni bir kez daha görebilsem de, sevinsem yine yıllar sonra emmioğlu!

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 27.6.2009 01:12:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Orhan Mehmet Solmaz
    Orhan Mehmet Solmaz

    sevgili üstadım,Ben Mehmet Solmaz'ın oğluyum.Babam hakkındaki övgü ve taktirleriniz için minnettarım.Babam şu anda 83 yaşında ve çok rahatsız.Kişileri tanımakta zorlanıyor.Keşke duyabibilseydi çok mutlu olurdu.Sizi tanımaktan onur duyacağı.
    orhan mehmet solmaz 05368604167

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Fevzi Günenç