BENİM GÜZEL GAZİANTEPLİLERİM: 139
50 yıl önce bugünkü kadar taze şiirler yazmıştı Hüseyin Bayaz
Bayaz öğretmenimizin günlük olarak yayımlanan Halkın Dili Gazetesini uzun süre basımını yaptıktan sonra Rüştü Hoca’ya sattığı baskı makinasını çok iyi anımsıyorum. Bir ara Hoca’nın matbaasında Cevdet Ustanın çırağı olarak çalışmıştım.
Babamın beni niçin bir matbaaya çırak koyduğunu düşünüp dururken bu makinenin satın alınıp Suburcu’daki dükkânımıza taşındığını görerek çok sevinmiştim.
Hüseyin Bayaz neler yazardı Halkın Dili’nde bilmiyordum. Ama onun düşüncelerini yayan gazeteyi her sabah koltuğumun altına alarak “Şunu yazıyor, bunu yazıyor” bağırışlarıyla Suburcu’dan Karagöz’e, oradan Eskisaray Caddesine, Elmacı Pazarına doğru akardım.
Beni bu eylül öldürecek
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Devamını Oku
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta