Şakir Sabri Yener Başöğretmenimin “Gaziantep Büyükleri” kitabı “Bir çok “Benim Güzel Gazianteplilerim” yazılarımın kaynağı oldu. Bir yazarımız bu kitaba atıfta bulunarak şunları söylüyor:
“Asıl Gaziantep büyüğü kendisidir.”
Bu tanı mestetti beni. Çok yerinde bir tanıydı. Söyleyene tüm yüreğimle katılıyorum. Gerçekten engin gönüllü bir insandı Başöğretmenim.
Onun “Halkevi”nde etkin görevleri olduğunu, 1939 yılında Ali Nadi Ünler ile birlikte, Başpınar Dergisini çıkarttığını, sayılamayacak kadar çok araştırma, derleme yaptığını, öğretmen, başöğretmen olduğunu, şiir yazdığını, beste yaptığını biliyorum.
Yener’in yapıtlarının tümünü belgeleyen bir araştırmayı da içeren “Gaziantep Halkevi Yayınlarını”nı araştırmak, yazmak hangi şanslı Gaziantep yazarına nasip olacak bakalım?
“Öğretmenlerin öğretmeniydi” tanımı yetmez anlatmaya Şakir Sabri Yener başöğretmenimi. O tanıdığım en büyük başöğretmen değildi sadece. İyi bir dilci, iyi bir şair, iyi bir müzisyendi aynı zamanda.
Biz onun öğrencileri kendisiden aldığımız feyizle öğretmen olup ondan öğrendiklerimizi öğreterek, güftesini yazıp bestelediği, bizlere öğrettiği marşlarla eğittik, büyüttük yaşama saldık çocuklarımızı.
Her sabah onun bizlere öğrettiği marşı arkadaşlarımla birlikte bağıra bağıra söyleyebilmek için koşarak giderdim Akyol’dan Eyüpoğlu Mahallesinin Kastelbaşı Çıkmazındaki “Gazi Mustafa Kemal İlkokulu”na.
İstiklal Marşımızı kemanı eşliğinde Halil öğretmen söyletirdi. Onun ardından, sözleri de bestesi de Başöğretmenimin olan, aradan 50 yıldan fazla zaman geçmesine karşın bugün bir dizesıni bile unutmadığım bizim marşımız gelirdi.
“İşgal tadını tattın/Düşmanı yurttan attın/Büyük zafer yarattın/Tarihte güzel Antep...//
Kurbanım böyle yurda/Seveyim seni dur da/Kalamazdın gâvurda/Benimsin ezel Antep...//
Billur dereler akar/Manzaran beni yakar/Mor dağlar fıstık kokar/Öpeyim gel gel Antep…”
Yedi yaşındayken babamın elimden tutup beni onun okuluna, makam odasına götürmesiyle başlayan okur yazarlık serüvenimi ona, öğretmenlerin öğretmeni, Başöğretmenimiz Şakir Sabri Yener’e borçlu olduğumu düşünüyorum.
Hiç de öyle kimi öğretmenler gibi korkulacak biri değildi. Ağarmaya başlamış güzel saçları, ışıl ışıl bakan sevimli mavi gözleri, çok tatlı bir dili vardı. Yanıma gelmiş, yumuşacık elleriyle saçlarımı okşamıştı ilk karşılaşmamızda.
“Senin okuyup adam olacağına inanıyorum Fevzi..” demişti. Adam olma çabalarımın görünmez kılavuzu kendisiydi olmuştu böylece belki de…
Sonraki yıllarda derslerimize de gelmişti güzel Başöğretmenimiz.. Dilbilgisi derslerimizde bizimleydi hep. Onu çok seviyordum. Dersini çok seviyordum. Çok çaba göstermeme karşın dilbilgisini yeterince kavrayamıyordum. Belki de o yıllara, o yaşlara göre oldukça ağırdı müfredat.
Zayıflığımı görüyor ama o da bana zayıf not vermeye kıyamıyordu. Öğrenemediğim konuyu, tüm sınıf öğrenmiş olsa bile bir daha, bir daha anlatıyor, zihinlerimize iyice yerleştirmek için çırpınıyordu. Böylece zor zor geçtim dilbilgisinden ilkokulda sınıflarımı.
Ancak onun bana, bu zor öğrenen çocuğa verdiği emekler boşa gitmedi. O çocuk büyüyünce İlkokullar için dört dilbilgisi kitabı ile noktalama işaretlerini öğreten bir çok öykü yazdı.
Sadece bu kadar da değil, Türk dili kurallarına uygun, arı bir dille yazılmış, yüzlerce öyküye, anılara, romanlara, çocuk öykülerine, çocuk oyununa imzasını attı onun o zor öğrenen öğrencisi.
Sanırım yapıtlarımı görse benimle gurur duyar, o yumuşacık elleriyle yine saçlarımı okşayarak “Aferin” derdi bana.
Şimdi kendimi pohpohlamayı bırakayım da başöğretmenimi anlatmayı sürdüreyim…
Şakir Sabri Yener, 1888’de Gaziantep’te doğdu, 28 Mart 1973’de aramızdan ayrıldı. Geride kendisi gibi şair bir de oğul ile bir yığın yapıt bıraktı.
Başöğretmenim hakkında bilmediğim bilgilere ulaşabilmek için Cemil Cahit Güzelbey ağabeyimin “Gaziantep Büyükleri ve Gaziantep Meşahirine ek” kitabına başvurdum. Burada yeterli bilgi bulamadım. “Meşahir, meşhurlar” demek oluyor.
Belki bilmek isteyenler olacaktır, “Gaziantep Meşahiri” adlı yapıtın yazarı Hikmet Turhan Dağlıoğlu’dur. Dağlıoğlu bu kıtabında 53 Gaziantep ünlüsünü yazmıştır. Ancak Sevgili Şakir Sabri Yener, Dağlıoğlu’ndan 5 yıl önce yayımladığı “Gaziantep Büyükleri” kitabına Gaziantepli 55 ayrı önemli kişiyi almıştı.
Böylece Cemil Cahit Güzelbey’in “Gaziantep Meşahirine ek” kitabından önce sözünü ettığim iki yazar toplam olarak 108 ünlü Gaziantepli’den söz etmiştir.
Ya Cim-Cim’in “meşaire ek”inde kaç Gaziantepli bulunuyor? .. İşte bunu saptamak zor. Başvurduğum kitapların ortak eksiliği, kişilerden hangi sayfalarda söz edildiğini gösteren “içindekiler” sayfalarının olmayışıydı.
Bu nedenle olsa gerek Cim-Cim’in kitabında da, Dr. Erdal Ceyhan’ın “Gaziantep Tarihi”nde de, Mahmut Oğuz Göğüş’ün “İlk İnsanlardan Bugüne Çeşitli Yönleriyle Gaziantep” kitabında da aradığımı kolay kolay bulamadım. Bulabildiklerim ise, bir damlacık bal için bir çuval keçiboynuzu yemek kadar zor oldu.
Yener Başöğretmenimle ilgili olarak bana ışık tutan tek yapıt “Gaziantep’te Kültür-Sanat - Edebıyatta iz Bırakanlar” kitabı oldu. Kısacık da olsa, Başöğretmenimin yaşamıyla ilgili olarak edinilen bilgiler aktarılmış bu kitapta.
Çok engin gönüllü bir insandı Başöğretmenim. Ne kendisi söz ederdi kendisinden ne, ne de bir başkasının söz etmesine katlanabilirdi. Böyle bir durum karşısında, yüzü kıpkırmızı kesilir, çocuk gibi utanırdı.
Şimdi söyleyeceğim şu sözleri duyamayacağı için rahatım:
Ne kadar dolu dolu yaşamışsın sevgili Başöğretmenim! Ömrüne ne çok şey sığdırmışsın! Ünlü ünsüz tüm Gaziantepliler’in sana gönül borcu var!
Toprağın bol olsun. Işıklar içinde uyu.
Kayıt Tarihi : 26.6.2009 23:55:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Fevzi Günenç](https://www.antoloji.com/i/siir/2009/06/26/bgg-012-ogretmenlerin-ogretmeniydi-sakir-sabri-yener-benim-guzel-gazianteplilerim.jpg)
Mekanın cennet olsun dedecim.Saygılarımla...
Ahmet Ayaz
TÜM YORUMLAR (3)