BGG 010 Nereden bulur, nasıl koşarak get ...

Fevzi Günenç
551

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

BGG 010 Nereden bulur, nasıl koşarak getirirdi onca hayırlı haberi Müjdeci Memik Dayı (Benim Güzel Gazianteplilerim)

“Müjdeci geliyor müjdeci! ” diye sevinirdi onu öteden gören savaşcı Antepliler. “Kim bilir yine ne güzel haberlerle geliyordur! ”
Moralleri iyice çökmüş olsa bile Memik Dayı’yı görür görmez yüzleri aydınlanır, göz bebekleri parlamaya başlardı hepsinin.
O gün de her zamanki gibi koşa koşa geldi Memik Dayı.
Başı kabak, ayağı çıplaktı. Şalvarı, gömleği lime limeydi. Ama o bunlardan şikâyetçi olmazdı hiç.. İyimserdi hep, gülümserdi hep… İyi haberler getirdiği belli olurdu her halinden...
“E. Anlat bakalım Memik Dayı,” dediler.
“Durun bre yiğitler. Bir soluk alayım hele. Hanek kaçmadı ya. Nasıl olsa hepsi bende. Hapsettim onları yüreğime. Bir bir anlatacağım gördüklerimi duyduklarımı…”
“Otur öyleyse, soluk al… Bir yudum da su iç…”
Yarısından azı dolu matarasını uzattı Tabakaneli Ökkeş.
“Yok, dedi, susamadım. Su istemem.”
Oysa susadığı belliydi. Dudaklarının kıyaları kurumuştu. Ama savaşanların suyunu içmeye kıyamıyordu.
“Getirdiğin haber hayırlı mı hayırsız mı onu söyle bari” dedi Kozanlılı Hanifi.
“Ne dersin sen Hanifi gardaş! Size hiç hayırsız haber gitirir mi Memik Dayınız!
“Doğru doğru…” diye hep birden onayladı oradakiler onun sözlerin. “Hiç hayırsız haber getirmez bize Dayımız.”
O zaman anlatmaya başladı Memik Dayı. Her zamanki gibi yüksekten attı:
“Gözünüz aydın yiğitlerim. Gavurlar Adana’dan geliyormuş. Bizimkiler kanlı Geçit’te pusuya düşürmüş bunları…”
Keyifli haber sevindirmişti yiğitleri. Onları keyiflendirmenin hevesiyle coştu Dayı:
“Kaçan kaçıp canını kurtarmış. Kaçamayanlardan tam 105 tanesini esir almış bizimkiler.”
“Vaybeee! ..”
“Ocağın batmaya, eee? .. Ne yapmışlar o kadar esiri? ”
“Şimdi biz doyduk da onları doyurmak mı kaldı Memik Dayı? ”
“Vuraydılar tepelerine dipçiği, göndereydiler hepsini eşekler cennetine. Anlayaydı gahbe analılar, alemin yurdunu istila etmek neymiş.”
“Bizimkiler o kadar vicdansız değil canım…” diye konuştu Memik Dayı. “Hepsi Heyeti Merkeziye’ye teslim edildi esirlerin. Heyeti Merkeziye de gavurun bizden esir aldığın yiğitlerimizle değiştirecekmiş onları.”
“Bak bu iyi olur işte…”
Başka bir gün daha iyi bir haberle geldi Memik Dayı.
“Gözünüz aydın yiğitlerim. Maraş’tan kırk katır yükü bulgur, un geliyor..”
“Deme Memik Dayı! ”
“Dedim gitti vallaha…”
“Yemin etme, başın ağrır Memik Dayı.”
“Yok Memik Dayının başı ağrımaz, bir ayağını kaldırıp söyler yalanı o.”
Hepsi kahkahalarla güler savaşçıların. Yiyeceğin gelemeyeceğini bilseler de, bu haber morallerini yükseltmeye yeter onların.
“Geçen sefer de köylerden 10 deve yükü mısır geliyor dediydin, ne mısırlar geldi ne develer.”
“Deven başı geldi…”
“Keşke başı gelseydi. Onu yerdik bari…”
“Ne bileyim, develerin yola çıktığını duydum ama yollarını şaşırdılar zaar…”
Yine kahkahalar…
Nereden bulur, nasıl da koşarak getirirdi onca hayırlı haberi Müjdeci Memik Dayı… O da inanırdı mıydı anlatırken, yoksa inanmaya ihtiyacı olan gaziler inanmak mı isterdi sadece…
“Çocuklar, Kuvayı Milliye yardım gönderiyormuş Antep’e…”
En çok sevindikleri haber bu olmuştu Savaşcıların.
Ama ne yazık ki Kuvayi Milliyeden yardım gelemedi. Çünkü yurdun bir çok yeri işgal altındaydı. Kuvvacılar hangi birine yetişsinlerdi.
Kuvayı Milliye’den silah cephane gelememişti ama, tümden yalan da çıkmamıştı Memik Dayının haberi.
Civan gibi bir yiğit göndermişti onlara Kuvayı Milliyecilerin başı Kemal Paşa. Kılıç Ali diyorlardı adına. Çok yararlı işler yapacaktı o, Antepli savaşçılarla dayanışarak…”
İşi gücü müjdeli, moral veren haberler getirmek olmasındı sadece. Memik Dayının da canı çekerdi düşmana kurşun atmayı.
O da isterdi gebertmeyi, istilacı bir kaç gâvuru. Kurtuluş için onun da emeği geçsin, vuruşa vuruşa isterdi. Olmadı… Bunun yerine moral hocası ilan etti kendini, savaşan Anteplilere.
Hiçbir zaman kurşunları da tüfeği de olamadı garibimin. Keşke parası olsaydı. Ne eder eder, bir yerlerden bir tüfek edinirdi. Varsın yırtık olsundu şalvarı, mintanı. Giyinip kuşanacağına silah alırdı…
Yüreklerine büyümesin diye kimseye söyleyemedi bu acısını Dayı Memik hiç bir zaman.
Kurtuluşu göremeden yaşamını yitirenlerden oldu o da. Şehit olduğunda, gözü açık gitmesine pek şaştı tanıyanlar. Kim nereden bilecekti ki, bir düşmanı haklayamadan şehit olduğu için açık gitti gözü…

Fevzi Günenç
Kayıt Tarihi : 26.6.2009 23:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Fevzi Günenç