Kutladığımız son 25 Aralık Kurtuluş Bayramımızdan birkaç gün önceydi. Sertaç Bilişim’e çağrılıydım. Babası Mehmet Sağlam kadar temiz, iyi niyetli, güzel şeyler yapmaya gönül vermiş bir genç buranın sahibi. Gazanfer Sağlam…
Antep Harbi kahramanlarının çocuklarlınca, torunlarınca yapılacak anlatılardan oluşacak bir CD hazırlıyordu. Kurtuluş etkinliklerinden biri olarak değerlendirilecekti bu CD.
Benden de dedem Ökkeş Bahri Günenç hakkındaki bildiklerimin anlatılması istendi.
Verilen süre sadece üç dakikaydı. Üç dakikada Koca Ökkeş Bahri Günenç’in romana sığmayacak yaşamından ne kadarını anlatabilirdim ki? ..
Dedemle ilgili bildiklerimi elimden geldiğince kısaltarak anlattım. Ama bir şeyi, asıl anlatılması gerekli bir şeyi anlatmayı unutmuştum. Kısa zaman çemberi içine sığacağım diye:
Savaş ganimeti olarak kalan, Ermeni mallarının eşraf tarafından kapışılması sırasında yaşananları…
Eşrafın sadece, bencil bölüşümüne “tuh! ” demesiyle ilgiliydi anlatmak isteyip de anlatamadığım. Bu iğrençliğin içinde kalmayı onuruna yedirmeyişiyle ilgiliydi…
Kapıya koşuyorum
Gelen sen misin diye
Bir siyah saç görmeyeyim
Yüreğim burkuluyor
Ağlamaklı oluyorum
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta