Bu bir sesleniş … Atiden maziye,
Maziden atiye, bir ilim öyküsü…
Tonyukuk’ tan Akşemsettin’ e,
Şeyh Edebali’ den Hoca Nasrettin’e…
Bu bir sesleniş, bu bir bilim öyküsü.
İşte karşımda Bilge Kağan!
Bir elinde ok, bir elinde kalkan;
Etrafında hocaları da varken,
Emir buyurdu…
Dedi ki yüce halkına: “ Bu aziz yurdun
Altta yağız yer yarılmadıkça,
Üstte gök kubbe çökmedikçe,
Bu taştaki nakış nakış bitiğim silinmedikçe;
İlini, töresini kim bozabilir?”
Bir tılsımlı ışık gördüm karanlık bir mağarada,
Bir ses duyuldu “ Oku!” diye bu arada,
Cahilliğin düşmanı, ilmin dostudur öğretmenlik…
Peygamber, evet, Peygamber postudur öğretmenlik…
Sene 1453, Rum diyarı Konstantine’ ye
Bir beyaz at girer üstünde bir bilge.
Herkes han zanneder, sarılır eteklerine
Lakin bilmezler ki bizdeki bir ince düşünce
Hoca, handan önce gelir,
Akşemsettin girer İstanbul’a Fatih’ten önce.
Yavuz Sultan Selim’i görürüm Mısır yolunda
Hocası İbn-i Kemal yanında, biraz solunda…
Bir çamur sıçrar atının ayaklarından kaftanına,
Herkes ölüm fermanı bekler
O, biraz duraklar ve ekler:
“ Eğer ölürsem bu kaftanı örtsünler tabutuma.”
Hacı Bektaş yolunda Yunus’u görürüm;
Buğday almak için gider, himmetle döner.
Asırlar boyu ilim aşkıyla gezer:
“ Yunus söyler diller ile
Ol kumru bülbüller ile”
Bir meclis görürüm bezmiezelde
Fuzûlî, Bâkî, Şeyh Galip gülşende
Ne kadın, ne şarap…
İlim kesbiyle nar olurlar ateşte.
Nasrettin Hoca’yı görürüm Konya’da,
Elinde bir tas göle maya çalar.
Herkes dalga geçer, kahkaha atar;
Bilmezler ki
Türk milletine sonsuz hayal gücü aşılar.
Halide Onbaşıyı görürüm Sultanahmet Meydanı’nda,
İstiklal Şairi’ni görürüm Kastamonu’mda,
Ellerinde kâğıt, dillerinde ağıt;
Özgürlük fikrini yayarlar Anadolu’mda.
Bir öğretmen görürüm,
İlim yayma telaşında.
Memleketimin köyünde, dağında-taşında;
Başöğretmenim,
Atatürk’üm kara tahta başında…
İlk öğretmenimi görürüm bir köy okulunda;
Yüzünde gülücük, elinde tebeşir,
Dilinde sihirli kelimelerle,
Bana öğretmenliği sevdirir.
Dalmışım bu gece, gidip gelmişim
Maziden atiye, atiden maziye…
Tonyukuk’tan Akşemsettin’e,
Şeyh Edebali’den Hoca Nasrettin’e.
Bir haykırış çınladı kulaklarımda,
Dediler, şu söz yer etsin dudaklarında:
Cahilliğin düşmanı, insanlığın dostudur öğretmenlik…
Peygamber, evet, Peygamber postudur öğretmenlik…
Mehmet UYSAL
Kayıt Tarihi : 1.8.2018 12:43:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!