Beyza Hanımın Ekmekleri...Öykü

Ali Efeoğlu
478

ŞİİR


3

TAKİPÇİ

Beyza Hanımın Ekmekleri...Öykü

Eski günlere döndüm rüyalarımda
çocukluğumun sokaklarında gezindim yine
ve,bir süre sonra
Park Kahvesinin,
geceleri mavi neon ışıklı balıklı havuzunun yanında buldum kendimi
suda oynaşan balıkları seyrettim yine sanki o zaman ki çocuk gözlerimle..

daha sonra yine her zaman ki gibi
Park kahvesinin etrafında ki geniş merdivenleri indim
Babaannem Beyza Hanımın istediği sıcak ekmekleri almak için
fırıncı babanın dükkanına girdim,yine güler yüzlüydü fırıncımız
sıcacık ekmekleri hamurlaşmasınlar diye yağlı kağıda sardı da verdi
ve aynı çocukluğumda ki gibi,kapıdan çıkarken seslendi;

Beyza Hanım Teyzeme selamlarımı söyle,ellerinden öperim
ekmekler yağlı kağıttan kayar,düşerler,
aman dikkat et,Beyza teyzeme pis ekmek götürme

güler yüzlü fırıncımıza teşekkür ettim..

Park kahvesinin merdivenlerinden tekrar gerisin geri yukarı çıkarak
bahçesinden geçip nihayet Beyza Hanıma giden sokağın başına geldim..

fakat,sokakta arnavut kaldırımı denen taşlar yoktu artık
her yer asfalt kaplamaydı,
iyi olmuş,yaşlı babaannem gidip gelirken rahat eder diye düşündüm
ve ekmekler soğumasın,Beyza Hanım sıcak sıcak yesin diye yola koyuldum..

ortanca amcamın evini geçtim,
evin bitişiğinde ki evliya yatırın ruhuna bir Fatiha yolladım
derken arabacının evi,meftun ablanın çiçek bahçesi köşkü,
istiklal savaşı gazisi Necati Beyin yüksek duvarlı malikanesi
ve,nihayet Hacı İsa Mahallesine dönen köşe başı göründü..

heyecanla,taptaze ekmeklerin sıcaklığıyla köşeyi döndüm sağa doğru
ilk gözüme çarpan,karşı komşumuz Nuran Ablanın,her çeşit çiçeklerle bezenmiş,
çiçek kokularıyla esanslanmış evi oldu..
yine çocukluğumda ki gibi güzeldi
yine kelebekler bir çiçekten diğerine uçup gitmekteydi..

derken kalbim heyecanla çarpmaya başladı
başımı sola döndürürsem,Babaannem Beyza Hanımın evi karşımda olacaktı
başımı döndürdüğüm an ise,yıkıldığım an oldu
gözlerim karşısında,çatısı çökmüş metruk bir ev buldu..

nasıl olabilirdi böyle bir şey
nasıl mümkündü..
Beyza Hanım neredeydi

konu komşuya sordum,
Beyza Hanım, yine çok sevdiği Kuranı okurken
başı üstüne düştü,öldü dediler
ruhu Malikül Mülk-e,
bedeni ise eski mezarlığa gitti dediler..

başımı kaldırdım gayri ihtiyarı
evin ön tarafında ki ufak pencerenin arkasında Beyza Hanım oturuyordu
ve her zaman ki yerinden bana sıcacık gülümsüyordu
canım benim...canım babaannem...
başında yine beyaz başörtüsü ve Cennet gibi güzel o bakışlar..
derken birkaç saniye sonra aniden kayboldu Beyza Hanım..

büyük bir şok halinde geriye döndüm
ve,Nuran Ablanın çiçek bahçesi gibi evinin yerinde olan koca apartmanı farkettim o an..
neler oluyordu bana
dünyalar arası bir gezintimiydi yaşadıklarım? ?
bir görünüp bir kaybolmalar nedendi? ?

fakat her ne ise seni bulacağım Beyza Hanım,
bak,senin çok sevdiğin sıcacık ekmeklerden getirdim sana,
fırıncı babanın da çok selamı var

geldiğim sokağı geri döndüm
güleryüzlü fırıncı babanın dükkanından geçerken
içeride asık suratlı bir yabancı gördüm..

hazır buralardayken,
kaymak gibi yoğurtlarını yediğimiz yoğurtçu Bekiri de göreyim bari dedim
duvarları hala Bekir mavisine boyalı dükkanda Bekir yoktu,
tanımadığım bir başkası vardı çalışmakta..

yüreğimi hüzün kapladı..

yolu daha uzatmadan eski mezarlığa vardım
mezarlığın girişinde,sol tarafta bir mezar dikkatimi çekti
üstü açık ve çeşitli çiçeklerle süslüydü
mezar taşında ki isme baktım,
Nuran Ablanın adı yazıyordu..

mezarlığı ayıran beton yolun diğer tarafında ise
yoğurtçu Bekirin mavi boyalı taşı duruyordu..

ortalara doğru ilerledim birden burnuma taze ekmek kokusu aldı
fakat bu koku koltuk altımda ki ekmeklerden değil
resmen topraktan geliyordu..

az ileride ise aynı boyda iki selvi ağacı vardı
diğer geniş ağaçların arasında hemen farkediliyorlardı
işte orada da Babaannem Beyza Hanım yatıyordu
selvi ağacının biri baş tarafında,diğeri ayak ucundaydı..

yağlı kağıda sarılı sıcacık ekmekleri usulca bıraktım Beyza Hanımın başucuna..
Babaanne,canım,bak sana çok sevdiğin o sıcacık ekmeklerden getirdim

ayağa kalktım,
ve hepsinin ruhuna ayrı ayrı Fatihalar gönderdim..

bir müddet sonra
bu garip ve hüzünlü rüyasal yolculuğu artık sonlandırmak için
mezarlığın çıkış kapısına doğru yürüdüm
kapıya vardığımda dönüp son bir defa Babaannem Beyza Hanımın mezarına baktım,
gördüğüm manzara şuydu,
Beyza Hanımın başucuna bıraktığım o sıcacık ekmekler,
artık yerinde yoktu...

4.Nisan.2011.İzmir
Ali Efeoğlu

Ali Efeoğlu
Kayıt Tarihi : 6.4.2011 16:09:00
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Meltem Ege
    Meltem Ege

    tatlı bir hüzünle örtülü bir demet nostalji

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Ali Efeoğlu