Heyy! ! Çocuk...
Hayal ile hayati birbirinden ayırdığın gün,
Ask acısını tadarsın...
Hazırlıklı olmazsan eğer!
Dilin damağın kurur
Nefesin daralır,
Karanlığı zindan ettiler
Kara çaldılar yüzümüze
Sükut altındı bildiğim
Şimdi beş para
Soytarılar kara çalıyor
Sen bilmezsin bilemezsin! ! !
Benim seni neden unutmadığımı...
Gözünden ulu orta yaş düştü mü hiç
İçten içe yangının sardı mı bacayı?
Söyleyecek söz bulamayıp...
Tebdili siyaset golgesinde
Mushaf mushaf yaş dökerken
Gönlün kapılarına vurulan
Tasınması zor kilitler
Örülmüs taş duvar gibi ketum
Mühürleyip dudaklarımızı
Ben , senin iklimin de Yasamaya geldim !
Senin olduğun hava ile dolmaya
Sensizlik depremi yıkarken dünyamı
Bakislarinla imar etmeye geldim
Senin yağmurumda ıslanmaya
Soğuğunda titreyip donmaya
Öncelikler hep değişir de! .
Değişmeyen sonucu belirleyen tercihtir...
Tercih in sahibi insan,
Yaşadığı surece kendi tercihinin eseri
Sonucun kaynağı olayların müsebbibi olandır.
Üzüleceğimiz sevineceğimiz anların
Berrak su ile kirli temizlersin
Artık elindeki temiz su kirlenmiş olur.
Su su olarak kalır
Ama temizliğini yitirir.!
İnsan ise berrak su iken
Kin hırs riya yalan gibi kirlere bürününce
İki dudağın arasından dökülen
söz kadar çabuk uzaklaşırken!
Boğaza düğüm düğüm
Nefes kesen hıçkırık gibi içten!
Kurumuş göz pınarındaki
Son damla yaş oldun da düştün
molodets!