Öyle yazma bahanesiyle afilli cümleler falan kurmayacağım, bildiğin canım sıkılıyor.
Annemdeyim yaklaşık 1 aydan fazla, dışarı da güneş var, bense dünyanın savaştığı lanet virüsün yedinci günündeyim..
Sanki bıraksalar ,deliler gibi kendimi deniz kıyılarına, ormana, alışveriş merkezlerine falan vereceğim; ki bu sonrasında da hiç mümkün gözükmüyor..
Herşey düşüncede güzel, ama ben şu melankoli hallerime bayağı alıştım :) Misal sana da oluyor mu? Tam bir şey komiğine gider gibi olduktan sonra , aklına düştüğümde gülmen kesiliyor mu? Sanki sensiz mimiğim dahi oynamasın istiyorum, yasak gibi, az biraz haram gibi.. İnsan bunu kendine neden yapar bilmiyorum..
Yediğim yemekte, beğendiğim filmde de.. Herşeyi soğutuyor , herşeyi yarıda bırakıyorum.. Böylesini kendine daha hak görmek gibi..
Adın dolanıyor boğazıma, nefes alamıyor olmanın verdiği sancıyla, kızarıyor gözlerim dalıp gidiyorum.. Adın diyorum ah ne güzel..
Bir gün Neşet Ertaş bir röportajında sevdiği kızın adını bir an da söyleyince pişman oluyor ve diyor ki “Yazman gurban oluyum, sevda sırrınan olur..”
İçimde adına dair öyle güzel sırrın var ki.. Lakin sır olup gideceksin diye çok korkuyorum..
Öyle dedi çünkü dün, sana dair arayan başka biri.. Belirli aralıklarla seni ve hislerini küçültüp cebime tıkıştırmaya çalışıyorlar; önemsizleştiriyorlar; sonra da ben de onları tekrar açıp içimin en güzel duvarına genişçe yayıyorum.. :) Bir görsen, içimde ki manzara çok güzel..
Biliyor musun beni anlamanı beklemiyorum. Bu sana fazladan bir mesai gerektirir ; ki kimsenin hayatında ağırlık yapmamayı epey önce öğrendim.
Biraz düşünmeni isteyebilirim sadece, nasıl olduğumu..Belki de nasıl olduğumu anlatmak için tüm çabam. Bu boktan, beş para etmez dünyada hala iyi kalabilmenin ve iyi yaşamanın mücadelesini verdiğim için ,beni kutlamanı istiyor da olabilirim.
Biraz çocuk ruhluyum ne yapayım; iki güzel kelime dinlerken senden, gözlerimi sonuna kadar açmamdan bilirsin bu hallerimi :)
Şimdi yanımda olsan seni çok özlediğimi söylerim.. Defalarca.
Biliyor musun bazen telefonumun çaldığını sanıyorum. Sen sanıyorum...Yaşımdan beklenmeyen çeviklikle koşuyorum, koşuyorum. Bunu en çok rüyalarımda yapıyorum...
Bana iyi biri olduğumu söyleyen herkes gibi, çekip gitmene kılıflar uyduruyorum. Seni affetmek için, senin ağzından , kendimden özür diliyorum..
Görsen güler miydin halime, kollarını açar sarılır mıydın bilmiyorum..
Ama terkettin; çok kötü terk ettin. Aldatılmadım, kalbimi kıracak tek cümle duymadım. Hep iyiliğimi isteyen adam bir kere kendi iyiliğini istedi ve benden kurtulmuş oldu :)
Öylece ardından kalakaldım işte.. Kendime zarar vermeyi, hatta bir yerlerden atmayı falan düşündüm. Bu insanı özgür kılan bir eylemdi, senden sonrası zaten olmazdı ki..
Üzüleceğini düşündüm sonra, kılıma zarar gelse üzüleceğini..Ben seni mahvetmek istemiyordum ki. Beni sev istiyordum sadece..
Şimdilerde ise hiçbirsey yolunda değil, sağlığım dahil.. İbrem bozuldu, nevrim döndü, kalbim daha hızlı atıyor, zaman geçmiyor ve yokluğunla boğuşuyorum..
Seni de tanırım ben , sakin görünsen de , büyüyen gözbebeklerinden bilirim içinde ki fırtınaları, sigarayı çekişinden anlarım aklından geçeni, hatta şu an aramak istediğini, nasıl olduğumu merak ettiğini, beni özlediğini.. Bilirim bana anlattıklarını başkalarına anlatamadığını,gitmek istediğin, adı bilinmeyen uzak ülkeleri başkalarına söylemiyor olduğunu..Gelemediğini bilirim, bilirim sırf sen dönme arkanı diye o kapıyı nasıl sert kapattıklarını..
Ve nasıl özlediğini bilirim,boğazını sıkarak seni sevdiğim zamanları..
Adını söylediğimde o iki hecenin nasıl aşkla çıktığını. Sen bilirsin sana en ufak bir şey olduğunda üç gün, üç gece ağlayacağımı..
Ömrümde ilk kez biriyle hayal kurmuştum. Ve en komiği inanmıştım o hayallerin gerçek olacağına. Yapabilirdik. İki insan birbirini çok severse her şeyi yapabilir çünkü. Ama iki insan birbirini çok sevdiğinde çok çabuk kaçabiliyor. İki yalnızdan bir mutluluk doğmaz mıydı?
Of tabiki!
Başaramadık..
Teşekkürler sevgilim. Öğrettiğin onca şarkıya, yazdığın sözlere, beni kendime her gün daha fazla inandırdığın ve yoluma yalnız bakabilmeyi gösterdiğin için..
Sanma ki aidiyet duygum yok oldu, ben sana ait olmak için elimden geleni yaptım.. Daha en başındayken bile “İstemiyorum” dedikçe “Olmaz köpeğin olayım, üstüme bas geç ben hep burda olayım” der gibi kuralsız kayıtsız beklentisiz sevdim ben seni..
Başka bir kadına ait bir adamı sevmeyi, ben tercih etmiştim.. Onun başka bir dünyası olduğunu kabullenmiş, bana ait olmayan bir adamın beni yaralamayacağına inandığım için aramıza kalın duvarlar örmemiştim.
Haftanın belli günlerinde, belli saatlerde yüzünü görmek beni uzunca bir zaman mutlu ediyordu, şimdi o örmediğim duvarlar üstüme yıkılıyor, bazense o duvarları üstüne yıkıp seni öldürmek istiyorum, aynı gün içinde binlerce kez artık seni düşünmeyeceğime yeminler ediyorum, dualar ediyorum, insanlara küsüp kabuğuma çekiliyorum, başka dünyalar kurmaya çalışıyorum.. Olmuyor..Ben bana aşık olup olmadığını bile içimde sorgulamadım.. Gideceğin zamanlarda da “gitmesen ulan” diyemedim.. İsteseydim vicdanında koca bir yara açabilirdim ama hep en güvendiğin liman olmayı tercih ettim.. Bir başkasını anlattığın zamanlarda ne kadar yenildiğimi anlama diye titreyen ellerimi bacaklarımın arasında tuttum.. Defalarca elimdeki telefonu kafana çarpma fikri geçtiği halde; sen iyi misin derken, gözlerinin içine baka baka , dünyanda ki tüm kadınları tek tek öldürmeyi düşündüm.
Şimdi ise, hayatında arafta kalan ben oldum ve ayrıldık..
Ayrılığımızın ardından, sana kalanın channel kokusu olmasını isterdim ;lakin tek hatırladığın dört adet ellilik biranın kokusu olmalı..
Sana beni hiç unutmayacağın gerçeğini hediye ettiğim için üzgünüm ..
Sevgilim, şimdiden tüm yılbaşların, özel günlerin ve milli,dini bayramların kutlu olsun…
öpüyorum yanaklarından..
Ve her gece olduğu gibi , bu gece de yüzünün tüm kıvrımlarını düşünerek uyuyorum..
Sevgiler,
Tümörün..
Kayıt Tarihi : 13.5.2021 00:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!