Beykoz'um
Önümde masmavi deniz,
Yalıköy sahilindeyim..
Yine kurulmuş bak dalyan,
Sanki ben içindeyim
Sıra sıra yalılar
Önlerinde sandallar
Vapurlar hep geçerken
Birileri el sallar
Önde mavi dalgalar
Arkada yemyeşil orman
Mutlu olmayı bilir
Kıymet bilir her insan
Beykoz’un Korusunda
Kaymakdonduran suyunda
Şen şakrak sesler var
O gök kubbenin altında
İlkbaharı yazı bir
Başka bir heyecandır
Onçeşmenin suyundan
İçmek mutlu bir andır
Güleryüzlü insanı
Sıkıntılar çekse de
Ne dert kalır ne keder
Boğaziçi’ni seyretse
Akşamüstü gün batımı
Dolar hep sahilleri
Ayışığı yakamoz
Mest eder hep gözleri
Girişinde vardır sıra
Sıra sıra kavaklar
Renk renk çiçek açmış
Kenarda Erguvanlar
Anne,Baba eş çocuk
Gezer akşamüzeri
Yan bakmaz sana kimse
Görmezsin hiç süzeni
Tek derdi işsizliktir
Beykoz’umun insanı
Sabah akşam doludur
Otobüsü vapuru
Küçük şeyle mutludur
İsyan etmez kadere
Onun için mutluluk
Sağlıklı geçen bir gece
Yine akşam olmuştur
Meydan insan dolmuştur
Yorgun argın olsa da
Sohbetleri hep hoştur
Çayırında çocuklar
Koşturur da koş durur
Uçurtma ve çıtalı
Rüzgarında uçurur
Akbaba’nın bastonu
Kanlıca’nın yoğurdu
İsmin almış bilirim
Büyük cevizden Beykoz’u
Kavak,Poyraz,Riva’sı
Hafta sonu arası
Her insanın kapanır
Kapanmayan yarası
Polonez,Bozhane
Göllü Paşamandıra
O Yemyeşil örtünün
Renklerini sırala
Paşabahçe Çubuklu
Göksu Küçüksu’yu
Beykozlu bilirim
Huylarını suyunu
Şişe Cam Tekel’i
Bir de Deri-Kundura
Üzülür kahroluruz
Neden ki hep boş dura
İstanbul’a uzaktır
Gönüllere hep yakın
Kırmaz insan evladı
Konuşurken bir bakın
Kayıt Tarihi : 30.7.2011 00:24:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!