Cadde paralı yığın deyyus fışkırır meme;
İzdivaçlar süprüntü kardeşlikler mahkeme.
Emperyalist uşaklar ihtilalle yoklarlar
Paranoya devşirir vehimleri çoklarlar
Mehmedimin nefesi kalbime gelen ısı
Cengâverin soluğu, erdemin şırıltısı
Ruha irfan doğurtmak, edipliğin ebesi
Dudakların cihadı sözün muhasebesi
“Şiirler hikmettir “bilemezsin yâr,
İmgeden öteye hakikatler var.
Sokak lambası gibi gece gözlerini aç
Seherler ezanlara,yalnızlık sana muhtaç
Hayat onur haysiyet emek
Ebedi yaşam sonsuz demek
Kalp sesi hakikatler kuşağında usulüm
Şüphesiz sarfettiğim her heceden mes'ulüm
Dudaklardan kalplere doğrulsa dillerimiz,
Sâmimiyet ışıldar, gönül kandillerimiz.
Fikriyat isli kazan köşe başları cadı;
Vicdanı ateş aldı, olduk fikir celladı.
Çevre kalabalık ruhum hep tektir;
Bedenim toprağa tek inecektir!
Ferâset zayıflığı, şöhretle azabilir;
İstikâmet hükmedip inkârı yazabilir.
Utancı çalkalayıp sevgiye zevk gelecek
Ailenin ar duvarı flörtle yükselecek
Câhil meclisinde tartışmak puttur
Terktir en güzeli yahut sükuttur
Hakikatte erer, ehil olanlar;
Ermeye kapalı cahil olanlar.
Fatihayla süsleyip; korkularımla girin;
Sessiz sessiz okuyup yavaş yavaş indirin.
Çok şeyleri kaybettik, çok şey girdi araya,
Çokşeyleri yamadık,kahreden manzaraya.
Aşk gönüllü hamallık,karşılıksız emektir,
Bir delinin uğruna, bir ömür beklemektir.
Keşkelerin nispeti bugün yarın dün;
Terk edebildiklerimizi düşünün! ..
Enâniyet yapmadan, yapacağın tek husus;
Tevâzuyla hitap et ”hayır konuş veya sus”!
Öksüze gözyaşı düşüren eller,
Cürmü misvaklıyor canlı heykeller!
Hissiyatta ıslan, seher vakitleri yan;
Kendini bulursun,sessiz haykırsan!
Çıplaklığı boyayan iffetin etlerine;
Mihmandar oluverir hep şer kuvvetlerine.
Gözdeki sekinet yakarış medet;
Yaş dökse ibâdet sussa ibadet.
Erkek evinin bahçıvanı beyidir
"Kadın erkeğin gelincik çiçeğidir"
Hiç zannetmiyorum söz etmek harcım
Duyuş acz sezgiler, cürüm ve borcum
Şâirin heyecan hedefi tektir
Ölünce varlığı pekişecektir
Noksan bir simânın alâmetidir;
Sözlerim ahvalin malumatıdır!
Dile vasıfsızlık lâfızla andım;
Ben ile yoruldum ben’le paslandım!
Kolejlere gönderdik tahsil göre itleri
Haçı takıp oldular papazın müritleri
Aşk uğruna büyüdükçe ufalıp;
Gerçek aşkı bulanlara aşk olsun!
Gözyaşıyla yıkanıp dili kalbe almaktır,
Kulluk yâre yakarış,kapısını çalmaktır.
Fâiz kimin düzeni,sen çalış ben yiyeyim;
Asrın kisralarına bilmem ki ne diyeyim!
Ömür binasından her gün bir tuğla;
Düştükçe hesap yap yaptıkça ağla!
Sâmimiyettir İslam, kanaat vericilik;
Tüm renklere hürmettir,gerisi gericilik
Görmelerim imkânsız hecelerim cansızdır,
İmkânsızı başarmak, mutlaka imkânsızdır.
Orijinal giysilerden görgü ne güzel kılık,
En çirkin vasıfsızlık, dini istismarcılık!
Sırt sırta diz dize, koşmak el ele;
Tevhide kavuşmak,bütün mesele.
Söze değiniyorum sonsuzluk hayâliyle;
Hep hayal ediyorum,ümidin vebâlıyla.
Hasta bedenlere ilaçsa acı haplar;
Sûfi kalpleredir hüzün ve ıstıraplar.
Liyâkatlar yerlerde bilmem ne olur yarın;
Nerde din kardeşlikler, oyuncağı inkârın!
Yeni dinler türedi,hammaddesi âyetsiz;
Merak ile başlayan tahrip var nihayetsiz.
Ben ben’i terk eyleyip kendime varıyorum
Kendimi değiştirip, kendimi arıyorum…
Besmele hayrın başı, Rabbimin remzi elif;
Mânâ derin gizemli, rivâyetler muhtelif...
"O" na nankörlüktür,kibir gurur zân;
“Ya Rab ben pişmanım “müthişti o an!
Bebek yapıverir, keşke rumuzu
Kalbe dudağımız ve ruhumuzu
Ölüm madem kesin öleceğim net,
Kime ne diyeyim her şey emânet.
Nefis-perest köşeler, zillet yalar zift eler;
Oldu cellat korosu, namussuz piyadeler!
Korkak kişilerde yaratan çoktur,
Yârı “bir” olanın korkusu yoktur.
Her hâlin fıtratsa yalan giremez;
Girse de izini kaybettiremez!
Şiir ruh duruş benttir;
Çok şeylere kementtir.
İfşâ birçok şeye ayak bağıdır,
Fitne nankörlüğün sacayağıdır.
Aptalca söz etmez safa girenler;
Kalbi temiz kimmiş eleştirenler.
Başarının ana gücü gayrettir,
Basiret ferâset ve de hayrettir.
Hayâ edep ar etmez
Flört iffet üretmez!
Mıhlandım tenhasına boğuştum hayat ile
Sonu takasa koydum sonsuz nihâyet ile.
Hasrete gürz salladım, yandı gözlerim pişti,
Şiir sessizliğime, görmek zihnime düştü...
Cismanî ve bedenî,azgınlık ve azdırma;
Allahım bu milleti,azgın kavim yazdırma!
İnsanlık kayboluyor, şâirlik neme lazım,
Şâirliğe lüzum yok insan olmak tek hazzım.
Mazisine muhalif epey şair var ama;
Milliyetsiz şairden, milli şiir arama!
Bir gülün açılması vaaz,oku düşün yaz;
İnsan insandan kaçar,vaazlardan kaçamaz.
Mevsim mânevi harman, ara ara O'ndayım;
Çukur beni bekliyor, ben hâlâ balkondayım.
Akrep saat hafta ay, tilki-tavuk bal-ayı
Kişne şimşek es rüzgâr, bu bambaşka balayı
Edebi olmayan yayadır;
"İslâm'ın ahlâkı hayadır"
Edebi olmayanın ebedi yoktur
Küfrün sığınacak mâbedi yoktur
Kanaat yok mutlu etmez yazlığı
İktisat mevt, mevzû şükür azlığı
Fırtına gülüşlerim Sibirya’da kış gibi;
Sessizliğim ihtilâl, idama bakış gibi.
Şiir deseler de mısralarım harf;
Belki birkaç sözcük belki bir paraf.
Kalpte yağmur has bahçede gül'dünüz,
Neyiniz var; keyifsizce güldünüz! ..
Hiçbir şey zâyi olmaz,hak yol o madem hak’tır
Mutlak tüm mazlumları, tekrar kaldıracaktır
Şehitlere cehennem delilere hesap yok;
Fiyâkalı kardeşim üstünlükte nesep yok.
İnanç ve akideyle örf ahlaka aç olur
İmansızlık taşıyan törelerde suç olur
Hırs ve ihânetler mansıp pâyeler,
Nerde mesuliyet, yüksek gayeler…
Kalbi inkişaflar,alınlarda nur
Ruhun inkılâbı kolektif şuur
İfrât ve tefritlerden, yüz kızartan etlerden
Fahşâdan uzak eyle,hayvanî lezzetlerden
Sevgiyle kucakladık, gürcü ermeni rumu;
Bangır bangır soykırım batı'nın uçurumu!
Söz söyle ki mücevherden az olsun;
Gün ışısın, çiçek açsın,yaz olsun...
Hakikat sis duman küfr-ü mutlak bir;
Korkarım kardeşlik tehlikededir!
Duygular ıstırapa kapıdır,
Zevk safa şâirin girdabıdır.
Seslenişe kör olana ter yoktur
Pusulası zevk olana yâr yoktur
Çok şeye vesile Veysel’de hırka
Tek bir'de birleştik bilmem kaç fırka
Hayâllerin iş merkezi ettendir
Gerçek olmaması adâlettendir
Ziyân olduk virânede kum gibi;
Utancımdan eriyorum mum gibi! ...
Gözyaşıyla kaynıyorsa; İsrail’in kazanı,
Buna sebep Müslümanlar ve krallık düzeni!
Bunca ahmaklık niye mademki aciz kulsun;
O’nun kapısında dur, yaşam yerini bulsun!
Moda ihtilâl yaptı, şöhret aştı sireti;
Deyyûs sokaklarında epey katır türedi!
Güçlülerin cazgırlıkları çok olur;
Ve gün gelir bir gecede yok olur! ..
Ruhun fıtratı tektir, insana saygı haktır;
Tıpkı cennet bahçesi” İslâm güzel ahlâktır”
Hayat hep sınav yurdu,durma çalış sefer et
Hastalık, keder, hüzün günahlara kefaret...
Ahkâm kesti söz koktu, hiç yandı diri diri
İmge mâna terk etti, uyak yıktı şiiri!
Tertemiz alınlarla haşreyle ya Rab bizi,
Mağrıptan ta Maşrıka aşk eyle secdemizi.
Kim yıkım rejisörü kim katletti dokuyu
Hangi rejim getirir,topraktaki kokuyu...
Cehenneme ilhâktır haset nifâk kin ene,
Kusurlar araştırıp, ölü eti yiyene...
Bütün sözler biter son aralıkta
Söz var arşı geçer zamparalıkta
Rahman Rahîm Raûf elbet var ama;
“R”lere körlerde şefkat arama!
Yükselişler sürekli sabır gayret yanıştır
Çokluklarla çarpışıp hiçliğe tırmanıştır
Ahkâm döktürürüm altımda halı
Vicdan yerle yeksan dilim kapalı
İlklere heves etmem,ruh yoksa ilki kalır
Ciddiyet ölçüsünde bir şiir belki kalır
Sessizliğinde ömrün, hiçe vuruştur namaz
Secdelerde öpüşmek aşka duruştur namaz
Etkili münafıklar tapar gibi yaparlar,
Tanrıları çoğaltır; canlılara taparlar.
Haysiyetli kalemler, vicdanların nâsıdır
Zûlmün keskin kılıcı hakkın müdafaasıdır
Hayatın lezzetleri, şükret ruhunu dindir
Rahmet-i İlahi’ye “şefkat aşktan keskindir”
Şakakları zonklatmak kalemlerin kârıdır
Hak hukuku var etmek, vicdanın şiârıdır
Düşünmek sabırsa affetmek yârdır
Duâyı şaşırtan duâlar vardır...
Oku hayretle bak göze yaş ekle
Akıbeti düşün, seheri bekle…
Gayret ceht ölçektir mücadele hak,
Zaferden ziyâde, seferine bak.
Susan kelimeler his dünyama dem
Sözün derinliği, Allahu a'lem...
Oruç İblise kement,mümin oruçtan emin
Oruçluya kapalı, kapısı cehennemin.
Şükür kanaattir, yetinmek azla,
Tokluktan ölenler açlardan fazla.
Ahlâkı temsil etme, nefsi terbiyede var
Nefs musallat olmuşsa er-geç kendine yontar
Yaşat senin yoluna, öldür senin için yâr;
Kulluğunla taçlandır kalbim durana kadar.
Sadece konuşan her vâkit dündür
Nefsine nâsihat eden üstündür...
Nifâk tohumları boy verdi bir bir,
Bekliyor cehennem ve mukadderdir.
Kabristan acımasız,çığlıklar meçhûl
Üç şeyi görüyorum,öksüz yetim dul
Hedefe varılmaz fısk fücûr kinle
Sükûnet kuşanıp, kendini dinle.
Bir gayeye bağlanmazsan ne kabul
Her meşakkat, başarıya tekâbül...
Lâkırdı çok söz köksüz,koca koca adamlar
Şahsiyeti çürütmüş, hesapsız ihtiramlar
Ar edep dini töredir
Ölçü imana göredir
Köpeğinden faksız görün utanın
Zihni Frenkleşmiş taraf tutanın.
Derin düşünmeleri, düş'e düşürmek işim
Baktım söylenenlere zannedersin dervişim
İrşatla yoğrulmak eşsiz varlıktır,
Varlık ki; ebedi bahtiyarlıktır.
Kilidi sağlam tut, kapıları ört,
İstikamet birdir,hak mezhepler dört.
Birçok şeyi fırlat, iki şeyi tut
Zevk sefa şan şöhret, beşik ve tabut
Öyle büyük bir lâf ki, halife dendi bize
Asabiyet kondurma, kardeşlik kubbemize
Garip yolculara ıstırap zevktir
Yakıcı közlere râzı demektir
Yansımaları olsun, dedi öyle bir yaz ki;
Sığmaz nasıl yazayım şiirlere sığmaz ki.
Mâziye sevdalıyız,barışığız atiyle
Zulmeti kazacağız Hakk'ın hakikatiyle
Ne varsa kaynaklanan hususiyetler nette
İmkân ve fırsat bilip; buluşalım cennette.
Kendine gel haddin bil, toprak ol bahçe gibi
Güler yüz ve tatlı dil; gül kokan bohça gibi
Güzel söz söylemek hak hakikattir
Ahlaklı bir zekâ bozulmaz tattır
Milletine hep neden yâd gözüyle baktınız;
Mâzisine küfreden, siz zâten alçaktınız! ..
Gerçek hürriyet veren, engin öğütlerle din
Ki dinsiz özgürlükler, Melut altında Siccîn
Kalemim sabit kılıp; dilimi koru Yâ Rab;
Yazdıkça kanatlansın imânım nuru Yâ Rab!
Hiçbir-şey zâyi olmaz, o Rab’dır madem Hakk’tır,
Düşen tüm mazlumları, tekrar kaldıracaktır…
Çok şey isen şayet,bir şey değilsin;
Hiç ol ki birçok şey, haddini bilsin!
Dindarla sorunlu Dündar'la dosttu
Ve mevt çukuruna serildi postu!
Secdesizde nur olamaz,
Secdesizler hür olamaz!
Hakikat kapısına, Darvin kulpu taktınız,
Darvindende öteye alçaktan alçaktınız!
Edep ar dini töredir,
İdrak vicdana göredir.
Gel de kızma şu anıran eşeğe,
Göbekleyip sığınmıştır şişeye!
Şöhretin avlusunda şeytandan da çokbilmiş
Paslanmış düzenleri, zaman hepsini silmiş
Namussuz düğmeli imge iliği
Şiir diye sunar müptezelliği
Duru hür kalemden beslenir şiir,
Şiirler şairin haysiyetidir.
Zaman ömüre leçek,gece elmastan peçe
Hesap kitap tahsisat, sır ve ifşa iç içe
Küçük görmelere vaktimiz yoktur
Davamız pek mubarek terakki haktır
Kendime uğrarım bir salâ duysam
Kendime koşarım ben'i bulduysam
Şiirler yazıyorum yüreğe değen
Kalp ehli yazabilsem kalp eskitmeyen
Zevk-safa ölüyoruz her gün birimiz beyim,
Derdi olmayan hasta; ölü dirimiz beyim!
Taarruza göz yumup fıtri olmayanı sür
Örtüyü tak cilvelen, adını koy tesettür
Affeyle Allah'ım vakt-i seherde
Bütün gamsızları düşür Sen derde
Tevhîd rükû, Hilâle şandır
'Vatan sevgisi imandandır'
Ruhlara diriliş, meydanlara ses;
Şehitlik pek yüce vatan mukaddes!
Aşk vatan deriz biz, iki hece tek cümle;
Şehâdeti sırtlayıp koşarım tüm gücümle!
Gitti tüm hayatım kalanı kısmet
Kalanı fark ettim, gidene nispet
İfadenin isyân adı;
“Ölüm sana yakışmadı”
Şâir bir bilmezse; her sözü hile,
Küfrün sazı çalar her perde ile!
Gideceği yol belliyse koş deme
Ümit dolu gözlere yokuş deme
Gıybet kazanında, insan eti var;
Hesap var mizân var yiyin o kadar!
Kelâm fıkıh ahlak ehl-i sünnet bir;
Kur’an-ı yaşamak vazifemizdir!
Avuçlar semada secdelere var
Duâlar duâlar duâlar...
Her söz medeniyet ruhta o anki
Yaz be üstad diyor; katibim sanki
Hadis'siz din diyenler,siz söyleyin biz yuttuk
Şunu bilesiniz ki, "İpinden sıkı" tuttuk! ..
Batı pek haysiyetsiz,medeniyet kör,
Garbın hâk anlayışı, sömürü terör!
Kalbim kulağını aç, şâkir olup kıyam et;
Şükürsüzlük illettir, kıyamsızlık kıyamet!
Vatikan hür tefeci, zulmün sözcüsü AHİM
Kiliseler hükümran, kalk "Milleti İbrahim"!
Gözyaşını silmeden tebessümü beğendin
Tutkuların esiri, sevgiyi bilmeyendin.
Hakikat vatan aşkı,can vermektir ertesi;
Şehâdetin cilvesi, mukadder şehit sesi!
Sonsuzluğu muhâlif, özgürlüğü tutturma
Her ne varsa unuttur, ölümü Unutturma
Ne kadar çoğaldı üredi tek tek;
Siyongiller ile leş yiyen köpek!
Kartal konmaz alçak dağın üstüne;
Alçaklığın altı nedir üstü ne!
Âtiyi hayal et, hakikatle bak;
İlâhi mesajla fısıldar bayrak.
Mutlu olmak için kalbi O’na sun
Gayri şeyi unut, aşkın âşk olsun
İnsan medeniyet, kalbî ettendir;
Silip parıldatmak mürüvvettendir.
Ruhun zikzak çiziyorsa kork âsım
Cürümleri saklanamaz morktasın
Gömlek atar fıtratında her yılan
Fıtrat giyer günahından sıyrılan
Yokluğun intihar sükûneti var
Sensiz boğar gibi beni buralar
Kan içtikçe kudurur,çokça ölümdür kârı
Peşindedir Müslüman küfrün entrikaları
Ölmek bir şey değil, ölmek pek şeydir,
Ölmeden ölmeyi bilmek çok şeydir.
Fazileti pek büyük, gün bu gündür aşure;
Tevbe sunmuş Âdem’e,müjdelemiş beşere.
Duygu bilmez insanları bırak kaç;
Veyahut sus sessiz kalmak son araç.
Hesap mizân ve ceza,öl ölmeden kâbre var;
Kâbrin hemen ertesi, Mahkeme-i Kübrâ var!
Âhir zaman illeti, ümmetteki sessizlik;
Ve mimsiz medenilik,din imân meshepsizlik!
Veren ele raf çoktur,
Vermekte israf yoktur.
Hakiki iki söz Kadir ve Bedir
Ne güzel lütuf-u İlâhiyedir
Bismillâh de olma münkirlere el;
İsm-i a'zam oku fıtratına gel!
Ruh idrâka su gibi, ceset sefer tasıdır;
Taşırmadan içirmek hareket mikyasıdır.
Benlik postunu sarsa;
Kölelikten kurtarsa! ..
Küfretmekti milletine tek derdi,
Küfrü ile gömülerek geberdi!
Kültür taarruzuyla,cemiyet kürnetmiştir,
Kapitalist eşekler, köleliğe yetmiştir!
Fıtratın şiddetiyle, ebediyet var olur,
İzahsız hissiyatlar, zillete medar olur.
Çok şey var ki hissiyattır yazılmaz,
Hissedersin, hissedenle gezilmez.
Vâkit hep ısıtan hisler eliyor
İmgeler yağdırıp söz çiseliyor
Kökü kopmaz şuur var mı yâdında,
Hangi kültür sürgün istidadında!
Mâzinin nağmeleri tekbire çalan sazlar,
Karanlık dağılıyor, geçti durduramazlar.
Batıda Puşt oynaşır,doğuda vicdan sızlar,
Bir varil petrol için, oynaşır vicdansızlar!
Koşup kendini bulmak, bulup taşımak niyet
İbadetle taçlanan, şuurdur ubudiyet
Dünya ebedi değil,sevip esir olmadık;
Meşakkati sırtlayıp müteessir olmadık.
Ehl-i hakikatın parıldar aklı;
Muhkem bir itikat Kur'ân ahlâklı.
Bir’i tutsan tutamazsın sen seni;
Sen tutmazsan ecel tutar enseni.
Sonun zili çaldıkça, aklı aralıyorum;
Derdimle rahatlıyor,dertsiz daralıyorum!
Parâzit denilir, pireye bite;
İt demek vebâl mi it oğlu ite!
Yanık tatlı lisânlar, anlat bana bestemi;
Veysel’deki telde mi, Mozart’taki seste mi!
Gör iblise eş olmuş, ifâdeyi tırtıklar;
Yaratmaktan dem vurur,beyinsiz yaratıklar!
Şu kâinat külliyatı, âşk sesi,
Hissiyata çağırıyor herkesi.
Nifâk tahribattır yol tektir Hak’tan;
Ümmet şaşı oldu, yol şaşırmaktan!
Her şey fâş oldu rafta;
Vicdan hangi tarafta!
Sadakat fethetmektir göz yaşartan bir gülle,
Tek nüsha noktaları, çözemedim virgülle.
Cumâ yolculuk burak,
Tâbi olmak, son durak.
Çağın tahribatları, riyakâr ve diyetsiz;
Kasıtlı ihtilâflar, sanma ehemmiyetsiz!
Dengedir havf reca,denge yol açar
“Allah'tan korkanlar Allah'a kaçar."
Sensin cevher cevher siz,
Kalamam ben cevhersiz...
Ferâset müslümanın şahlanan atlarıdır,
İmân dinin temeli, âmel sıfatlarıdır.
Yıka öp ırmak gibi, bilirim çoşkulusun,
Usulca buluntlandır hevenkle çoşkulu sun.
Tevhid-i İlâhîye ziyâfet der minâre;
Ses verir muhabbetle, alır götürür yâre.
Manâsına ermeden dine tahrip dediler;
İnkâr ve dalâletle, bir nesili yediler!
Feryatlarım kuru, muhâbbet buzluk;
Keza; susuzluğum sırf duygusuzluk.
Âşk hakikattir, ermekse gaye,
Gayretler zevk ise,aşklar hikaye.
Felsefeyi havlattıkça sanat der,
Hikmet ehlî felsefe saltanat der.
Şuûrsuz ağıza kelime leştir;
Kilit vur rezile,kelimeleştir!
Hâl içre sakinet kalbin pası et
Yaşasın kardeşlik geber husumet
Hikmet tefekkürde fikreyle sınâ,
Düşme felsefenin fesatlığına!
Fikri meziyettir sükutû dilin,
Dilin ham maddesi toprağı bilin.
Duâların sahibi, senden ummak niyetim;
Ey yokları var eden,hayrolsun musibetim.
Nedir bu söz sahtekâr,“İkrâ” varsa kanun var,
Nedir muhafazakâr; tek söz Müslümanım var!
Kardeşi çekiştirmek hangi dinin mantığı
Peki kim taşıyacak soğuk gözsüz sandığı
Büyük inkılaba vakfeder alın;
Fıtrat kıvamında tüm duyguların.
İdrak ve irade,akli meleke sizin
Her gayret nisbeti samimiyetinizin
Azgınlar ve maskeler, azdıkça susuyorum;
Susmanın en güzeli, yazdıkça susuyorum!
Her sokağın arkası, gözledim doldum,
Sütûnları kirlettik, âşk sevmez oldum!
Varın ötesinde nice sırlar var,
Kopar zincirini gör azar azar.
Ziyneti zevk olan sevdası şirktir,
Leylayı aramak Leylayı terktir.
Terazili koltuklar
Adalet yok hukuk var
İdrâka göredir sevgi ve saffet,
Sevmeyi bilmedim Allah’ım affet.
Sana hoş havf reca,şüphesiz asla,
Havf doldur beynimi recayla besle.
Gözyaşım âkıbet derdiyle aksa;
Ümmete ağlasın, ağlayacaka.
Secdeler bizi bekler, yürü abdest alalım;
Aşk bürünsün yürekler, gelin namaz kılalım.
Maskeler kapış kapış,düzen alçaktan alçak;
Herkes ölüm tadacak, toprağa yaslanacak.
İfâdeyi istismar hem, kepâze sözdür ulân;
Besmelesiz hurafeler, sözlüklere sokulan!
Âşkın zirvesi âslı niyettir,
Manivelası samimiyettir.
Kahrım sabır rüzgârı,düşe kalka beklerim,
Şerri çarmığa çeker belki gözbebeklerim.
Secde niyâzlara ahlaktır neden
Ahlak sonsuzluktur ahlak ebeden
O, aşktan sancak gibi; hasretle yanan ocak;
Göz kırpmadan cân verip cânana yaslanacak!
Öl sen islam alemi, öl ki ölüdür yazsın
Sen ki garba oyuncak, aymazdan da aymazsın
Yığın yığın aydınlar;
Yığın;hepsi bu kadar!
Dindar kitapsızlık garbın niyeti;
Şarkın tevhitte ki müphemiyeti!
Gücün avuçlarında yaşıyor fetret;
Emperyalizm moda,terk etti fıtrat!
Teşrih teşhisler sönük, İfadelerimiz çiğ;
Hâl ve kâl noktasında,yaptıklarımız tebliğ.
İfsat şeytanidir, şeytani tattır,
Yalan münafıkça bir hakikattır!
Uçup gidiyor günler,herkeste bir arayış var;
Aşkın fevkindekiler, yalnız hep O’nu arar.
İkrâmlar akseder Zâtından kat kat;
Tevbeye riayet Leyle-i Berât!
Ancak ve sadece infâk varlıktır,
En büyük varlığın fedakârlıktır.
Hakikat cephesini görebilen lâl olsam;
Tefekkür kırıntısı, üflenen kaval olsam!
Kendine yaşayan mahlûkat tektir,
Çoklukta arama, boşa emektir.
İrfân bilmez aydınlar,ara ara ıhlanır,
Kemalatın sancısı gönüllere mıhlanır.
Allah için sevin aşklar aşk olur,
Acı münakaşa, sen-ben kaybolur.
Beşik ve mezarlar ben sen o hani;
Nankörler gösterin, pörsümeyeni!
Memur bey Micingirt öldü diye yaz;
Kütükten düşmekle kelem yıpranmaz.
Zevkin değirmeninde, aşka yol yok elendik;
Çözülüşle el ele çoktan kelepçelendik!
Bireysellik benliktir, terk edebilmek erdem;
ben “ben”e uğramadan gerçeğe kalktı perdem.
Deli ve ötesinde meczupça yaşıyorum;
Zihnim ayaz kapalı, buz kar çekişiyorum.
Sol elim kalabalık sağ elimde bir forum,
Bir yerlere kaydolmuş, sessizce bekliyorum.
Kafam hoş, yüreğim titrek ve cahil;
Kapımda bekliyor sanki Azrail.
Zamanla yürüyoruz diri-ölü bir anlık;
Ağla Micingirt ağla kahrolsun unutkanlık!
İçgüdü boyasını sınırsızca sürenler;
Okyanusta yürüyen, ayaklı sürüngenler.
Açlık siyaha kaldı mideyi soktum rafa,
Tefekkürü terk edip döndüm hissiz tarafa!
Enâniyet ziynetim zevk ile filizlendim,
Gözlerini kapayıp, basitlikte gizlendim.
Vicdanlar çiğnenir köşe başında, kimisi anırır kimisi ulur,
Sessizce izliyor kalabalıklar,sükût kükreyince sular durulur!
Yaratıklar içinde yeri dolmayacak yâr,
Cennetlik kokusunu fark edenler bahtiyar.
Gece-gündüz dolaşır kendisine gelemez;
Emâneti baltalar, nefsini rendelemez.
Fısk fücür münakaşa beni taşıyan güğüm,
samimiyet izafi,teslimiyet kördüğüm!
Hakikatin yolu ne biri bana bildirsin,
Nerde o babayiğit günahlarım sildirsin!
Dünya cebimde benim, cebimde saklı kat kat,
Zulmet ve nur şu dünya, hakikatte meşakkat.
Gittikçe iz bırakır hasretim lime lime,
Benim olur kâinat eli değse elime!
O gün sermayeni kurtlar yiyecek!
“Terk-i Terk” edenler eskimeyecek.
Zanna göre yaşadığın din olur;
Ve putların bin değil yüz bin olur!
Fark edip gördünüz mü erendeki yanışı;
Hikmet tespit sesleniş, ulvi dalgalanışı.
Bireysellik adına estim yağdım gürledim,
İçgüdüyle küçülüp hiçe ihtiyarladım!
Gerçeğin gözlerine taklit zehri sürüyor,
Çoğu aza terk etmiş,nefsini götürüyor.
Daha henüz ölmedim sağ olmaya sağım da;
Yaşamı bekliyorum ecelim kucağımda.
Istırabın temeli ter kokmayan yemekten;
Tahsisatı fark edip, vazgeçin esnemekten.
Ritmin mihengidir notada esler,
Pembe mor ney gibi diri nefesler.
Görmelerim artıyor, basitliğe varınca;
Ben ben'den kaçıyorum karınca kararınca.
Gözyaşı damla damla yanaklarda nem izi;
Tufanın kollarında su aldı teknemizi!
Rütbe itibar makam, prangadır pâyeler,
Şöhretin tutsağıdır, hedefsiz hikâyeler!
Kendime yürüyorum ve kendime hancıyım
Yürümekten ziyade, kendime yabancıyım
Bu gün de düşürdüm yine bir tuğla,
Ağla sen Micingirt tâbi ol ağla!
Vermedi deyip almayan bendim,
Benliğe soyundu idrâk tülbendim!
Yaş kırk yedi kırk sekiz, zulmet nur adım adım,
Ödünç dakikaları çalıp ihtiyarladım.
Enâniyet gizledim iki büklüm halime;
ihânetle yağlayıp “keşke” sürün kel’ime!
Tebessüm hep buğulu kahkaha asla dedin,
Ashap ile ağlayıp ashapla gülümsedin.
Gerçek ve ötesinde, yaşadıklarım anlık,
Tedbirde telafisiz,kahrolsun unutkanlık!
Ve ibret vesikası insanlara karınca,
Karıncayı görürüm gözlerim kararınca!
Kalbim temizdir deme,
Od lâzım cehenneme!
Senin ile sensizlik, bu üslûp ne kadar zor,
Mahrem bilmez güzeller güzelliği yoruyor.
Kaç neslin feryâdı durur masamda
Yağan fırtınayım, ağlamasam da.
Ümmet ve kavgaları aklıma düştü Kırım,
Ateşim yükseldikçe, sabreder sığınırım.
Söz ve ifadeler tâat değil araç,
İdrakin sırrıdır secdede miraç.
Kalpten dudaklara birkaç bardak çay,
Orkestra başladı, Hay Allah’ım Hay.
Ruhumu coşturan bir cezve şiir,
Şiirden ziyâde, hayret ve seyir.
Beyhude bir sıtayış,şirk yığınak kiminde,
Mazluma hak aranmaz, bâtılın ikliminde.
Hakkın manivelası, sabır ve âhtır
Sebepte semere yok veren Allah'tır
Yalnızlığım kalabalık, sanki Salıpazarı var;
Kalb-i selîm olanlara,ehlullâhın nazarı var.
Kalp var Gazze gibi kalp var velidir,
Kalbi yumuşatan, yârin elidir.
Matemlik felsefe, ışığı bol adı
Tasvirliyor ölüm sana yakışmadı
Din slogana sığmaz;
Susun ağlayalım az!
Derin yamaç, yeşil sargıdır kabir,
Yârı anmak nefse burgudur kabir!
Yürekten yüreğe fikrim aklım "bir"
Diriliş başladı, dirilmektedir...
Terör silah kavga,hedefleri biz
Büyük olacaktır kardeşliğimiz!
Hâkikat şuur yaz, gerisi duyum,
Üslûp şu; acaba okunur muyum.
Edep özleyişlerim, faziletin enleri,
Alkış öptü patladı, edibin frenleri!
Susuz okyanuslar yürüyen gemi,
Çokluk ıslatamaz, gözdeki nemi.
Tefekkür, ön şartı şuurdur “İkra”;
Cinâyet meyletmek kitapsız fikre.
Seni izâhatta mevt, âcizdir dilim
Sende kemâl buldu cevami’ul-kelim
Beşikten mezara inanan yapı
İmân, sonsuzluğa açılan kapı
Mizâna giderken mevta hak almaz,
Ölümsüz davalar, arafta kalmaz! ..
Hikmetsiz süsleyemez, kalp mârifet evini,
Felsefeyle besledik, nefs emmare devini.
Şiirsel bulgularım, kalemimin nemidir,
Şüphesiz ki yaklaşan hakikat dönemidir.
Sahibi dururken iti lâf etme
Ürdüreni fark et, itilâf etme
Fıtratın sıfatıyla, kebâriden çık,
Küstahlığı bırak olma münafık.
Yığınlar kavgalar yolculuklar var
“Allah'a gitmeyen yol neye yarar”
Hissiyatımdaki meçhûl deyişler,
Varın emzirdiği son bekleyişler.
Pek öndeyiz teşhirde, ilkesizlik ne saklar;
Sanki seyret şöleni, ar der ardan aksaklar!
Polemik yok net soru,sen teşhire et misin;
Müjdelenen ana mı, eşliğe namzet misin!
Seslerin ötesinde,nice sessiz sesler var,
Gömüp unutsak ta biz,onlar bizi arzular.
Menfaatperestlik batılda vardır,
Erdem fedakârlık küfre şamardır.
Gözler tıpkı cehennem dudaklarında hayâ,
Şuur ötesi varlık, sığmaz iki mısraya.
Garbın çarmıhları ne son ne ilktir,
Susup görmemezlik divâneliktir.
İnsanın infâkı secdesi kârdır.
Ve pahası, irâdesi kadardır.
Kavruk gecelerde devran eder gam,
Yastık kıyam olur, yorganlar ahkâm.
Anarşistliği bırak, "bir"likte terle,
Büyük ehemmiyetli hakikatlerle.
Hû bilmez kalplere hûşu çeşmesi,
Tasâvvuf edebin küllîleşmesi…
Nifâktan besleniyor Firavun ’un atları,
Rahatlığa giriftar, bütün kemalâtları.
Tâsâvvufi hûşu, tevbeler vardır,
Ve yâra yürüyüş nasûh kadardır.
Görüp görünmeyen enler,
Salih amel işleyenler.
Metânet gözyaşları, bulutlanıp durdular,
Sevinçle bekliyorum,sanma unutturdular.
Kâl dilini tut ki hâl dilin aşa,
Fıtratı unutup düşme ataşa.
Menfaatperestin ameli çürük,
Ahlaksız secdenin,temeli çürük.
Tek perdelik oyun bu, yer yer ürperdik sette;
Bâzen nefse oyuncak bâzen mutlu müsvedde!
İçimdeki ateş gibi sen de yan,
Hiçlik çıkışların maskaralıktan!
Oyuncağa takılmam, varış bir nefes beyim,
Sağ-sol düşünceleri, bir gün geberteceğim.
Kelimeler konuşuyor, hecelerim uluyorlar,
Çokluktaki yalnızlıklar ipe çekip suluyorlar.
Vahdet diliyoruz, ârz kapısı sen;
İcâbet sahibi, sensin hükmeden!
Hâdis imanımdır, kaynak âyettir,
Lâf etmek küfürdür ve cinâyettir.
Arzuları bırakıp; kalbin diline varın,
Kendince zikri vardır, bütün zihayatların.
İkiyüzlü mâhiyet, kaba sığmayan kelâm,
Kardeş eti yiyerken bekliyor dârüsselâm!
Fiil hasbi hâllerin,hakikatli arzıdır,
Duâ kulun niyâzı yakarışı farzıdır.
Fiilde şöhretperst, kâlde ihlâs okuyur;
Enâniyet dürttükçe münâfıklık kokuyor.
İfâdeler mahzûn ümmet perişan;
Nasıl anlatayım, ey! büyük insan.
Şâirin hasreti, bu bendeki kin,
Bir beyite sığmaz iki güvercin!
Gözyaşlarım pek yorgun avuçlarım diridir,
Şiirler benden sonra bir ömrün teşhiridir.
Koşun koşun koşun secde bekliyor;
Tefekkür mimarı vecde bekliyor.
İnfâkın mimarı, ufku âhiler,
Ve nefsin askeri şu ibâhiler.
Yürek burkan bakışlara diyemem ki sen inle;
Suskulara hû doldurup, inliyorum seninle!
Fetih gerek yolcuya, tez atları getirin,
Tez medeni cehâlet, tezatları getirin.
Kafa kâğıdım Ömer âdil olsa üst adım,
Hâvf-recâ imgelerim ölülerse üstadım.
Nefsin kaypaklığı sendeki tapu,
Zamansız kaydırır,kapanır kapı.
Sermayesi suizan, ebleh durmadan yazar,
Sessiz bahtiyarlığı bilmez yürüyen mezar!
Riyakâr sığınışlar; üslûp kronik silme,
Şizofren dudaklarda kutsiyet beğenilme.
Ey varlığa müptelâ yokluk öpüyor tek tek,
Başlayınca mülâkat er meydana diyecek.
Bana softa diyen ahmak,softalıkta tam
Ömür kısa uğraşamam sükût vesselam
Tek kitaba dayan ve kendini bul,
Kadere sığınıp kederden kurtul.
Aç uyuyan bütün çocukları yaz,
İnfâk edilmeden insan olunmaz!
Küle döner hüzünlerim, elerim,
Ben sadece kulum derse gülerim.
Kalbin letâifidir,dilimizin eğesi,
Fıtrata sadakattir terbiyenin gâyesi.
Çölleri çiğ damlatır içimse hep vaha der,
Hayallerim serapta ruhum gel Allah’a der.
Acı hep imtihanım bir beyit iki satır,
İmtihanın zorluğu, hakikati kavratır.
İzahsız dehşeti bekleyen tandır,
Münafığın sermayesi yalandır!
Heyulâ tarlaları ve sonra akbabalar,
Şeytanın zembereği gündelik akrabalar.
İnsan âciz insan âh,bâzen şirkte vahadır,
Şâir putları sevmez, kulluğu Allah’adır.
Haysiyet bilmeyen lâfta tat olmaz,
Söyleyen ağıza itimat olmaz.
İzdivâç kültürün oyuluşudur,
Oyuğa zilletin koyuluşudur!
Gerçek âşk tufanı, tevhidin dili,
Tek-bir-de toplanıp yakın kandili.
Tasâvvuf hem edeptir amel tâkva hâyadır,
Tevhid-i muâmele, tasâvvufsuz yayadır.
Kan sever sömürü, gırtlaklar her ân,
Kader hâktan yana dönüyor devrân.
Cennet nedir bilmeli devlet mademki ana,
Cehennemi de bilip; koşa şefkatten yana.
Alın secdeye değdi aklımda paralarım,
Kaza üstüne kaza, kendimi paralarım.
Tevekkül teslimiyet hâvf ve recâ beklerim
Koyunları kurt kaptı ürdükçe köpeklerim
Gerçeğe pervâne hür bulamadım,
Günahtan kaçacak yer bulamadım.
Haddini bilmeyen çok şeye gebe,
Var edeni düşün uyma sebebe.
Zevk sefa rahatı unutan doktor;
Lokman’ın varisi, emsâli yoktur.
Hikmetli fikirler muhabbet huya,
Mademki insanız küçüklük niye.
Ağlayınca görülür, ağzımdaki seyrek diş,
Ciddiyetsiz gülemem ve ölüm tek ciddi iş!
Felsefeler imânsız İfâdeler hep mistik,
Lâik yobaz ve dinci alayımız narsistik.
Zihin sağır kalp kara belediyeye yürür,
Vicdanını poşetler, sokaklara tükürür.
Edeb ve merhâmet ve erdemlilik,
Bu üç haslet yoksa; şahsiyet klik!
Akıl işi mi? Anla, düşün yaz,
“Dünya için din feda olunmaz”.
Oturuyordum dağın göğsünün hoşluğunda,
Tarifsiz hakikatler doluydu boşluğunda.
Gül yüzlü fikirleri kibre teslimat züldür,
Hak görmezi görmezlik namerde tenezzüldür,
Ezân ve şehâdetler susmuyorsa vatandır,
Kutsalları reddeden felsefe şarlatandır! ..
Kaderde çok şeyler var oku öğren anla yaz,
Kül edip yandırsan da odunlar anlayamaz!
Kayıt Tarihi : 28.3.2017 13:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Ömer Ekinci Micingirt](https://www.antoloji.com/i/siir/2017/03/28/beyitler-4-6.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!