Z-beyitler 3-"sonsuzluk telaşı" 2018

Ömer Ekinci Micingirt
1860

ŞİİR


51

TAKİPÇİ

Z-beyitler 3-"sonsuzluk telaşı" 2018

Adamlara erdem çıplağa üstlük
Yalancı düzene yüktür dürüstlük

Aşk nerede yârin kimdir sen nesin
Öze er ki sonsuzluğa eresin

Varlık bir fırıldak döndürmek sanat
Varı vakfetmektir gerçek kânaât

Kalbi dudaklara sıkıca tuttur
Her asırda tutturanlar mevcuttur

İhlas ben'den kurtarır,
Yârin eline verir.

İnkâr kine doymamış,doymayacak sanırım;
Firavunu aratan, çok haydutlar tanırım.

Seni kime anlatsam, kim ne bilir ah ana!
Öksüz yığınlar hasret, şefkat pişen tavana.

Yüreğiniz dik durur başınızı eğseniz;
Sırâtel mustakîm mecburiyetindeyseniz!

Öyle bir milletiz ki, bütün tarih boyunca;
Her kavmi bir eyledik, asâbiyet duyunca!

Tartışmayı bırakıp cahili ârif sayın
Aptallarla uğraşıp,sebeple dalaşmayın

Yâ rab hâdim eyle bizi ecdada
Yüreğim Kabe'de alnım secdede

Sahibi unutmaz hayvanlar bile,
Teslimiyet yoksa izâh nafile...

Gücünle mesûlsün unutma sakın
Gerçekte vuslattır senin firakın

İçgüdü boyasını sınırsızca sürenler
İnsanlıktan nasipsiz ayaklı sürüngenler

Kibir gurur dünyalık,bilmem ki ne demeli;
Çokluktaki hiçliği,ruhlara işlemeli...

Giyim kuşam sınırsız hep beraber hürüz hür,
Çıplaklığın renginde dolaşıyor tesettür.

Hakikate muhalif güzellikler beladır
Ne fark eder kardeşim mavi yeşil elâdır

Sözüm hakikattir izahatım net;
Örtü moda oldu horlandı iffet!

Aklıma hükmedip kıstırdın beni
Sevi bıçağıyla kestirdin beni

Hâdisatı bırak hakikati yaz
Desem payandalık kızar anlamaz

Tahsisatın hüsranı sû-i zân'ı emiştir
Büyüklerin pek çoğu sükût tembihlemiştir

Dürtü tende dikiş tutmaz bir çuldur;
Pes edenin akıbeti meçhuldür…

Kardeşliğin burcuna uzanabilse eller
Musibeti defeder, kin nefreti engeller

Mahlûkatlar görünce mertebeleri dürdüm
Ben’i benden almayan hayalleri süpürdüm

Yıkanıp kefenlenir ölü başı taranmaz
Caminin bahçesinde kardeş payı aranmaz

Bilincini diriltip zihni şuûra yasla
Unutma ki şuûrsuz amel olmaz ihlâsla

Soyunuk sokakları hiçe sayan var ama
Giyinik çıplaklar da sâmimiyet arama...

Vereni görmektir edeb hâya ar
İffet bilmeyende izzet ne arar

Yaşadığın sürece günlerine yan;
Gücünü gereğince kullanmıyorsan!

Halk içinde hiçlik çokluğu rettir
Hiçlik samimiyet,aşk ibadettir

Vuslatın hâyaliyle sen yoksun diye sustum
Varlığımın sebebi ben hep sana mahsustum

Sıdk sahibi sır bilene açınız
Uzak durun ben diyenden kaçınız

Ne öyle yâr sevesin,ne beden senin olsun
Ve öyle yâr sevesin,ebeden senin olsun

Dostu zevk olanın yâri odudur
Bütün sermayesi dedikodudur

Görsellik perde mi neye göredir
Görmek ve görsellik farklı töredir

İmtihan pek ağır, işte bu yüzden
Ben ben'den kaçarım gece gündüzden

Benimle birlikte sen gel ağla yâr;
Nedâmet adına tevbelerim var…

Maksat hep O’na varmak, ölüm vuslat dediler,
Tasâvvuf deryasının muhabbet sularında…

Tüm aynalar görmek için var ama;
Görmeleri aynalarda arama!

Ferasettir bu millet vicdanın kalesidir
Asıra ışıldayan huzur şelâlesidir

Birileri izleyip, cürümlerini yazsın
Tekamülü kaybeder gülüp ağlayamazsın

Şayet olabilmekse yazdığın birkaç satır
Birçok şeyi perdeler çok şeyleri aksatır

Dört gözlü nankörlerin sadece işi yorum;
İhâneti gördükçe kızıp çekişiyorum!

Sevildiğimi söyler, sevgi samimiyet der;
Neden düşüme düşmez mademki beni sever.

Değerlendiriniz, biraz aklınız varsa;
Hakikat değişmez tüm insanlık yalvarsa!

Elinde kumandası tanımadım veledi;
Dizilerin emrinde yuvanı iskeleti!

Her daim kalp öğütür, tefekkürün memesi
Ne güzel şey çok şeyin, aksettirilmemesi

İnsanlık iksiri kurtuluş yâren
İstikametlere kılavuz Kur’an

Benlikteyse şâyet ne bilsin nankör
Görmeden gösteren aynalarda var

Sâmimiyet nedir mükemmellik kim
Var’ı tanımadan yoğa eskidim…

Mânasız kafiyeler, hırıltılı şarkılar;
İzâhata ne gerek, anırtıdan farkı var!

Kıymetin gayretindir, dürüst çalış diri gez;
Cesedinin pahası ırkınla ölçülemez! ..

Zevk-i safa bürünür yaşayın derdi;
Ölüm geldi ağzının payını verdi! ..

Duânın isyankâr adı;
Ölüm sana yakışmadı!

Varlığın pençesinde yokluğun boğum boğum,
Ben beni arıyorum,ah peşinden koştuğum! ..

Nur zulmette aranmaz, maneviyat maddede;
Sözler kafesten duvar, torun nankör mad dede!

Yakine yakınlık uzaklığı bil
Senin aradığın uzakta değil

Kardeş dedik kerdeşim, kardeşlikte ahretsin
Her haletin riyadır, demem Allah kahretsin

Dedikodu dörtnala, ateş gibi ecelim
Eceli düşündükçe ihtiyarlar mecâlim

Geçmiş ve gelecek, vakitlere var mı ek
Şehit şühedada adelettir ölmemek

Yaşama yakınız, ölüme uzak
Konuşmak afaki suskunluk tuzak

Terk edemediklerin hırs kin nefret bir anlık;
Kahrolsun dedikodu,yaşasın unutkanlık! ..

Her beyit hesaplandım brüt toplandı netle;
Sözün bağı çözüldü,toparladım gayretle! ..

Fâizler ve bankalar, ribâ arsıza meme
İthal koçlar türetti, sahip oldu ülkeme

Hisler çok şey söyler çok şeyi tanır
Gıpta bilmeyenler ancak kıskanır

Kurak baharlara ilâçtır ısı
Vûslata vesile umut sancısı

Ah bir sıyırsaydım benlikten beni!
Felâh bulacaktı ruhun düzeni…

Teslime sesleniş yaşadığım gam;
Geçmişe sığmazdı çizseydi ressam!

Gereğince düşün sabreyle sığın
Fırsata ihanet fırsatsızlığın

Ağabey dadaş bizde, halaya deriz bibi
Eskimez ifadeler bükülemez kol gibi

Hûriyi kıskandırır yaşlı ninem eriyle;
Sadakat mermer duvar,aşkın köşeleriyle! ..

Ben-sen kim hakikat ne, sonsuz gerçeği tanı;
Pişmanlığa bağlama beynindeki urganı! ...

Paletleri yürütüp özür rica yazdılar;
Kahpeleri oynattı,din irtica yazdılar! ..

Ne var benliğimde, “ben” benden ayrı;
Sermayem yok başka, cürümden gayrı!

İnsan kimdir dediler; insan hikmet insan sır,
Gerçek insan odur ki, ihsanı hatırlatır...

Âşk var sûkuta evli ve benzersiz balayı;
Âşkı âşka söyletmek,âşıkların dileği! ..

Aşk var yaktı külliyen, gel gõr yüreğim elle;
Hayırlara erdirsin, Allah Azze ve Celle...

Aşk var aşk süreklidir, karşılıksız tek cümle;
Meşakatı sırtlayıp, hâl eyledim cürmümle...

Aşk var yemin ederim,secde başında annem;
Aşk var zulüm zevk gazap,ihtivâsı cehennem! ..

Aşk var dünyevî şehvet, iffet yok lânet olsun
Aşk var amel-i sâlih, evlilik niyet olsun

Aşk var zikrin nizâmı, Yunus’un eteğinde
Aşk var hikmet ve gayret, arının peteğinde

As k var ateş gibidir, çok can yakar bunu yaz;
Aşk var helâl lokmadır, bozulmaz bayatlamaz.

Aşk var gönûl kulluğu,budur doğuş sancısı;
Aşk var tevbe gerekir sevdanın yalancısı! ..

Aczini bil kim mağrur, olanlari bilirsin;
Bir gün nefsi terbiye bulamayabilirsin

Sonsuzluğu ararım, hep varın ertesinde,
Sonlu olmak ne acı, mezarın ertesinde .

Gerçeği hatırlayın, şöhret fanıza yazın;
“Kader adalet eder” fan kafanıza yazın!

Çok şeyleri bıraktık geçip giden her dünde
Öncesini hatırla, orjinallık kökünde!

Tıpkı başaklar gibi,ben'in önüne baksın;
Ve hesap harmanında,nasıl arınacaksın.

Karanlıklardayım ben,sen ise bensiz teksin,
Neden diye haykırsam,belki gizleyeceksin!

Halin sitem yağmuru, bakışlar dilim dilim;
Gözyaşlarım çoğaldı siteminle sevgilim.

Hak bâtıl ne bilirim ârif olmasam dahi;
Mâdem ki ben fâniyim izahatım şifâhî...

Haset ile gıpta, servet ne asla
Yâ Rab irâdemi şükrünle besle

"Gassal elinde meyyit" olabilmek ne âla;
Kulluğumuz acâyıp,küstah bencil ukalâ.

Fikrin izzetidir fıtrata niyet
Saffet-i îman ve sâdıkıyet

Dehşet ateşleri düşünürüm hep;
Beni korkutuyor,ben'deki meşrep!

Anaya öf diyenler çok şeye maruz kalır
Fikirsiz şiirlerde, söz gider arûz kalïr.

Gecelerin gerdanında oynaşıyor mâsiyet,
Sokakların ıslâhı...kimden kime vasiyet!

Yol bilen simâların ruh ve kalbi nemlidir,
Çileli sevdalarda muhâbbet önemlidir...

Onlar hesap gününe hûşu ile erdiler;
Aşk ve ıstırapları aynı beraberdiler...

Ben sen o irtica, üç hece aşsak;
Bizli mısralarda hep karşılaşsak.

Sağırlar tekkesinde çığlık atmak mânasız;
Âşk flörtler doğurdu, musâllada anasız...

Zilletin meşrebi dolgun ve etli;
Mevzû hevâ-i nefs ehemmiyetli!

Bakışları efsunlum, neden gözlerin yosun
Unuttun mu sen beni yoksa sevmiyor musun

Arada alkışlayıp, epey andılar beni;
Şairlerden ziyade, şâir sandılar beni.

İrfân ile dolmalıdır, bal tasın;
İrfân yoksa kör-kütüğe baltasın

Şâirler ölse de şiirler diri,
Şiirler öldüyse getir tekbiri!

Evrensel olmalı duâ ve niyet;
Duâ mecburiyet âşk mazhâriyet!

Firâvunlar Nemrutlar sonra Moğollar yıktı
Sebeplerin sebebi, zevk maraz çıplaklıktı

Haysiyetli kalemler, vicdanların nâsıdır;
Zulmün keskin kılıcı,hakkın müdafaasıdır!

Adam örfe Fransız,ne erkek it ne dişi;
Felsefeler müstehcen,davranışlar fildişi!

Bilene ölüm yoktur,perde perde göç vardır;
Pişmanlık kaygı ümit,sonsuzluğa geç vardır!

Tüm kavgası inkâr, yönü şaşıdır,
İlmi anlayışı, aklın kışıdır! ...

Bazı mâhlukatlar benzersiz tektir
Yekûn sermayesi böbürlenmektir

Tâkva sahipleri kibrine tandır;
Hulefâ-i Râşid ahlâkındandır.

Sarstı tüm iffeti moda derinden;
Aktı şöhretleri memelerinden! ..

Tufan uyanacak kalmaz yarına;
Vuracak inkârın şah-damarına!

Flört ne anlamam ben bilmem beyim;
Cana cân - aşka âşk, yükleneceğim;

Vücut şehvet tortusu biz ise hamalıyız;
Aklımızdan kefeni hiç çıkarmamalıyız!

Hilelere aldanıp, binme şeytan atına;
İnsan düşman olur mu insanın fıtratına!

Yoksul yalnızlığım hüzün tuvallerim var
Âşık olmak nasip işi, şairlere yâr! …

İzâha ne gerek kıtmir bir ittir,
İslam kurtuluştur İslam ümittir...

Fitneyle başlamıştır her kalbin hârebesi;
En büyük muhârebe, nefsin muhârebesi!

"Kıssalar güzeli " izzetten yana
Zindanlardan irfân sundu cihana

Ben olanı söyledim, bir şeylerde gözüm yok;
Avurtlarım dert dolu, ağlamaya lüzum yok…

Günahkârın ahmağı günahını anmaktır;
Tevbelerin makbulü, gizli hayıflanmaktır…

Tüm insanlık tek renktir, netsinler derimizi;
Hakikat bahçesine, açın kalplerimizi! ...

Belirsiz günde gelir, ya bir kayık ya gemi;
Satar gider tufana, beş paralık gövdemi! ..

İhânet sır ifşa zân, haneme kâr geçtiler,
Basitliği sırtlayıp; tekrar tekrar geçtiler!

Nankörde ne arar çile gam keder;
Duygu sevgi ölü, idrâk derbeder! ..

Ağız şıpırtatmalar,fitne fücur ve kader;
Hikâyenin tamamı ve kin nereye kadar!

Çarmıhlar ve Pilatus,derinleşiyor pusu;
Öfkenin müsebbibi,pandora'nın kutusu!

Aynen ikbâl yıldızı, susmuş yazgıyı bekler
Her ne zaman ağlasa ona benzer bebekler

Vuslatın baharıydı,namazı kıldığın gün;
Ben senindim seninle,benle anıldığın gün!

Âsi rüzgârlar gibi, esip gitti gün battı,
Sonrada Don Kişot'dan hikâyeler anlattı!

Rüyalar kekeliyor, yine yatamıyorum;
Dipsiz karanlıklara söz anlatamıyorum!

Bedduayla zıtlaştık hayrola kışlarımız,
Ufkumu karartıyor yuh ve alkışlarımız.

Mâkes bulan fikirler,vicdanların sesidir,
Fikirleri susturmak,cehlin vesilesidir! ..

Faşizmin iştahıdır hazinenin memesi,
Çürüme doğruların çok türeyememesi!

Çok şeylerim dökülür şiirleri elerim;
Hâlimi ifşa eder bütün kelimelerim!

Tüm münasebetlerde, ölüm hakikat deriz;
Yorgun ve hazırlıksız bir gün çekip gideriz!

Şâirane bir hisle,sağa sola doğruldum;
Düşündükçe kahreden duygularla yoğruldum.

Kardeşlik bozuk para,ithaflar hırs kindarlık;
Çözülüşün sebebi, haysiyetsiz dindarlık! ..

Düzenbaz orkestrası,menfez çalar sazları;
Fırtınaya pervane,kalemin yobazları! ..

Sitemim kendime,kendime mirim;
Rüzgâr ters esiyor ben derbederim!

Ticaret pek harami tehtid alıp nefret sat;
İfâdeler ihtilal,mürekkepler cerahat!

Zillete kovalıyor moda okşarken seni,
Hazzetmiyor izzeti, sattığımın düzeni!

Ve kibrin cazibesi,enâniyet ben ben ben,
Sendeki ben'sizliğin tılsımı tefekkürden...

Tahakküm çılgınlığı kıvrak zekanın pası;
Ruhun manivelası,erenlerin duâsı! ..

İfâdeler ihtilal, tıpkı Mao'nun sazı;
Tüm renklere bürünüp kirlettiler beyazı!

Koşturuyor sağımda
Dudağı dudağımda

İdrâki törpüleyip,şuuru rendeledim,
İhtiraslar başladı,titreyip sendeledim!

İkbal hırs şöhret kin,paralı yorum,
Ve sükut vurdukca paralıyorum!

Huzursuzluğum geniş,hâlde kuruntum uzun;
Lânetli düşmanlıklar kâlde kuruntumuzun!

Ürkütmeden besleyin sadakatli itleri;
Çekin hakkı çarmığa nefretin müritleri!

Noel’e kurban ettik şu köydeki culuğu;
Avrupa’ya terk ettik mukaddes yolculuğu!

Şişe ve medeniyet, bildiğim şu pek şişmiş;
Şuur şiir bir yana, karın burun bitişmiş!

Dürzülere çiğnetme şiirin etlerini;
Zevkin piyonlarının yık keyfiyetlerini!

İnsanlığa götüren istasyon da var mısın;
Yoksa ürüyen köpek,meleyen davar mısın?

Jakoben her zihniyet zulmünü basmaktadır,
Konuşanı linç edip susanı asmaktadır! ..

Çatladı izân irfân, kin nifâk fücur sesi;
Terazi de tartılmaz,vicdanın mahkemesi!

Çile yok zikzak çoksa, pek kızmayın ham deyin;
Sakat tartışmaları, terk edip tamam deyin!

Tarafgirliklerimiz, sağ-sol aradakiler;
Sonra kardeş kavgası ve mağaradakiler!

Faşist zihniyetler edilemez test;
Bütün şahsiyetler menfaatperest!

Sürüyü kurt kaçırdı ürdükce itlerimiz;
İte değil çobana, bütün tenkitlerimiz!

İçimdeki ürpertim, yüzü kendinden huşu;
Ruhumu fethetmesi, içten güzel oluşu...

Vuslâta talibim, rüyam bu bayım,
İnşallah sonsuzluk vapurundayım!

Bakışları orjinal, şiirsel bir ayetti;
Yalnızlığı ıstırap, sükûtu şikâyetti...

Ecdât iştişâre der,müsbet "bir"de anlaşmak,
Doğruları çarpıtmak,zihnen gergedanlaşmak!

Kadeh tokuşturup hıyânet süzün;
Dehşet rövanşı var mutlak songüzün!

Hayretlerim artıyor,kaygısızlık zor;
Hengâmesi burjuva,tezatları oynuyor.

Sefalet başlamıştır, vaz geçmişse "ar"ından,
Temiz el beklenemez, lağım yazarlarından!

Uyakta bezirgân irfanda etsiz;
Şâir hiç olur mu mesuliyetsiz!

Güçlüye çaldı çanlar, kader kimleri eler,
Kalemleri sattılar, kravatlı köleler!

İstikâmet bozdurur,imtiyazın kâmeti,
Adaletle ölçülür sözün mukâvemeti!

Duâ ibâdettir,hâlini arzdır,
O'nun rahmetini tefekkür farzdır.

İnfâk ile süsleyip,nimetleri has edin,
Ve hayırda hırs eden,gıpta olur hasedin.

Olmazların tarifi güneş balçık göl gemi
Vâkitleri mıhlayıp değiştirin gölgemi…

Şâirlerin tahsisatı şiirdir
Erenlerin şiirleri şuûrdur

Bağnazca makaleler,polemikten dehlizler;
Tarafgir intibalar, şuursuzluğu gizler.

Alim cahil bilge fikir ten değil
Buğdayı su öğütür değirmen değil

Çağ açıp kıtalar fetheden ordu
Baruttan ziyâde gül kokuyordu

Kirlendi dindarlık kirlilik dizde
Sakatlık manevi terbiyemizde

Cehenneme ordu böbürlenen baş
Ateş yakacağı,insanlarlad taş

Keşke sâmimiyet,gözlerdeki yaş
Ya rabbi nidâsı tevbe yakarış

Taşıyana şifadır, edep öyle bir süstür
Zariflik ve tazelik ar bilene mahsustur

Hüznü anlatamam tebessüm engin,
Hep bana bakmaktan ben gibi rengin…

Yorgun bitkin ötesi, geceler har gibiyim;
Ben benden kalabalık, sende de var gibiyim.

Sen ürkek ceylanım hatmeli yarim
Gözlerin yakacak, göz pınarlarım

Rüya biter an gelir, yıldız söner def terler
Kendine gelmeyene soldan gelir defterler

Gurur kibir enenin atlısı yayanı yok
Şirkle kirlenenlerin yıkayıp yuyanı yok

Acı ve zorluklarım hikmetin aletidir
Arşın sahibinin sonsuz adaletlidir

Her şeyi sermaye eylemez para
Akıbet gelmeden kendini ara

Korkum müstâkimsiz karar yazarlar
Şiirsel ömrümü, zarar yazarlar.

Ömer Ekinci Micingirt
Kayıt Tarihi : 28.3.2017 13:19:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ömer Ekinci Micingirt