Dil verdiğimiz yâre nigâh-i gazabından
Tasrîhe mecâl olmadı îmâ ile geçtik
Nâilî
***
Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin
Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez
Ş.Yahyâ
***
Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
Râsih
***
Künc-i mihnetde rakîbâ beni tenhâ sanma
Kâr ger sende yatursa elemi bende yatur
Bağdadlı Rûhî
***
Ger derse Fuzûlî ki “güzellerde vefâ var”
Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır
Fuzûlî
***
Cihânda âşık-i mehcûr sanma râhat olur
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
Ş.Yahyâ
***
Derdim nice bir sînede pinhân ederim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân ederim ben
Nef’î
***
Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
Eşkimi kıldı füzûn giryemi hûn etti felek
Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
Yavuz Sultan Selim
***
Sînede bir lahza ârâm eyle gel cânım gibi
Geçme ey rûh-i revân ömr-i şitâbânım gibi
Nedîm
***
Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-i firâkız
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
Selîmî
***
Göz yaşlı gönül zülf-i perîşânlar içinde
Kaldım karanu gecede bârânlar içinde
Tâcî Bey
***
Eczâmızı hep rîk-i beyâbân-i gam itsek
Cânâne giden nâme-i hicrâna dökülsek
Nâilî
Kayıt Tarihi : 6.2.2014 17:05:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bir cümleyi de, açıklamayı da, eleştiriyi de 'beğenmedim veya puan niyetiyle' yeşil çizgiyi kırmızıya çevirmek zevk mi acaba?
Var ise hatalarımız ve eksiklerimiz hoş görülmesi ve düzeltilmesi dileğiyle.
Sevgi ve saygıyla..
Hikmet Çiftçi
“GERÇEK DOSTLAR BİRLİĞİ”
***
BEYİTLER
Dil verdiğimiz yâre nigâh-i gazabından
Tasrîhe mecâl olmadı îmâ ile geçtik
………………………………Nâilî
*
İhtimal ki, kızdırdığı sevgilinin öfkeli bakışlarına maruz kalan aşığı, kendini anlatmaya fırsat bulamaz ve derdini ima ile anlatmaya çalışır.
Naili
***
Ders-i aşkın müşkilin Yahyâ nice halleylesin
Söyleyenler kendini bilmez bilenler söylemez
…………………………………Ş.Yahyâ
*
Aşk dersinin müşkülünü, zorluğunu Yahya nasıl halletsin? Aşkın çilesini çekenler kendinde değil, bilenler de zaten bu çileye razı olanlardır ki, onlar da dertlerini söylemezler.
Zira aşk, halledilecek bir mevzu değil.
ŞeyhülislamYahya
***
Dilde gam var şimdilik lutfeyle gelme ey sürûr
Olamaz bir hânede mihmân mihmân üstüne
……………………………………Râsih
*
Gönlüm kederli. Şimdi çok üzgünüm, ey sevinç, ey mutluluk!
Bir hanede/evde (yürekte) misafir üstüne misafir olmaz…
Râsih
***
Künc-i mihnetde rakîbâ beni tenhâ sanma
Kâr ger sende yatursa elemi bende yatur
………………………Bağdadlı Rûhî
*
Bela, eziyet köşesinde beni yalnız sanma ey rakip!
Eğer sende bir elem, keder var ise bende de aynı keder var.
(Rakiplerden, aşk belasına kim daha çok katlanırsa kazanan o olacak anlaşılan. Yalnız olmayışları, gönüllerinde yaşattıkları sevgilileri ve onların kederleridir.)
Bağdadlı Rûhî
***
Ger derse Fuzûlî ki “güzellerde vefâ var”
Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır
………………………………Fuzûlî
*
Eğer Fuzuli derse “güzellerde vefâ var” diye, sakın aldanma! Şair sözü billâh yalandır.
(Güzellerde hiç vefa olur mu? Aşk, zaten başlıbaşına çiledir, cefadır. Onun için şair aşkta vefadan bahsederse fuzulidir (boştur), aşkta vefa yoktur…)
***
Cihânda âşık-i mehcûr sanma râhat olur
Neler çeker bu gönül söylesem şikâyet olur
………………………………….Ş.Yahyâ
*
Her bakımdan kısıtlanmış, yasaklar konulmuş bir aşığın bu dünyada rahat olacağını sanma. Bu gönül sevgilinin elinden neler çeker, anlatsam aşkımdan yana şikâyet olur.
Şeyülislam Yahya
***
Derdim nice bir sînede pinhân ederim ben
Bir âh ile bu âlemi vîrân ederim ben
……………………………………Nef’î
*
Derdimi öyle bir sinede saklıyorum ki, bir âh çekersem bu âlemi viran ederim, yakar yıkarım…
Nef’î
***
Merdüm-i dîdeme bilmem ne füsûn etti felek
Eşkimi kıldı füzûn giryemi hûn etti felek
Şîrler pençe-i kahrımda olurken lerzân
Beni bir gözleri âhûya zebûn etti felek
…………………………Yavuz Sultan Selim
*
Gören gözüme felek nasıl bir büyü yaptı bilmiyorum.
Felek daha çok ağlattı, nice kanlı gözyaşları döktürdü.
Aslanlar kahredici pençemden tir tir titrerken
Felek beni bir gözleri ahuya perişan ettirdi, ceylan gözlü karşısında aciz ve çaresiz düşürdü.
Yavuz Sultan Selim
***
Sînede bir lahza ârâm eyle gel cânım gibi
Geçme ey rûh-i revân ömr-i şitâbânım gibi
…………………………………..Nedîm
*
Ey canıma can katan, ruhuma akan sevgili! Akıp giden ömrüm gibi beni bırakıp gitme!
Gel, canım gibi gir gönlüme, rahat eyle.
Nedîm
***
Biz bülbül-i muhrik-dem-i gülzâr-i firâkız
Ateş kesilir geçse sabâ gülşenimizden
…………………………………..Selîmî
*
Ayrılık bahçesinin nefesi yakıcı (dertli ötüşlü) olan bülbülüyüz. / Biz, ayrılık bahçesinde (başka gül bahçelerinde - âlemde) gülünden ayrı düşmüş yanık yanık öten bülbülüz.
Bizim gülşenimizden (gül bahçemizden) gün doğusundan esen o hoş ve serin rüzgâr geçse ateşe döner.
Selîmî
***
Göz yaşlı gönül zülf-i perîşânlar içinde
Kaldım karanu gecede bârânlar içinde
………………………………Tâcî Bey
*
Gözlerde yaş, saç baş dağılmış, perişan.
Karanlık gecede sicim gibi yağmurlarda kaldım.
(Gönül perişan, gözlerde yaşlar. Karanlık ve yalnız gecelerde seller gibi gözyaşı dökmekteyim.)
Tâcî Bey
***
Eczâmızı hep rîk-i beyâbân-i gam itsek
Cânâne giden nâme-i hicrâna dökülsek
………………………………..Nâilî
*
Bütün bedenimizi gam çölünün suyuna dönüştürsek ve sevgiliye giden ayrılık mektubuna akıtsak…
Naili
***
Aldanma ki şâir sözü elbette yalandır
Fuzûlî '
teşekkürler...
TÜM YORUMLAR (7)