Beyhude Şehrin Aynasında

Rüstem Badıllı 3
213

ŞİİR


6

TAKİPÇİ

Beyhude Şehrin Aynasında

Şu şehir…
Sıvasız duvarlarında yoksulluk terliyor,
Çay ocaklarında adamlar, kendi dertlerini demliyor.
Camlarda birikmiş suskunluk, pervazlardan sarkıyor,
Ve bil ki, bazı pencereler sırf içeriyi unutmak için kapanıyor.

Gecenin çakırkeyfi, yıldızları un ufak etmiş,
Sokak lambaları yanık bir mektup gibi titriyor.
Bir çocuk düşlerini ikinci el pazarda satıyor,
Biri kağıt topluyor, biri hayal…
Hangisi daha ağır, kader mi yoksa o çuval mı?

Uykusuzlar kahvesinde hayat, bayat bir sigara gibi yanıyor,
Ve sobanın başında bir ihtiyar, anılarını kısık ateşte kavuruyor.
Kim demiş ki geçmiş geçmiştir?
Bazı hatıralar var ki, insana gölgesini bile unutturuyor.

Şu caddeler…
Biraz alkol, biraz umutsuzluk, biraz da yenilmişlik kokuyor.
İnsanlar yürümüyor, bir şeylerden kaçıyor.
Kimi gençliğini, kimi borçlarını, kimi de kendini kaybetmiş,
Ve gariptir, hiçbiri dönüp de kaybettiğini aramıyor.

Bak etrafına, şu binalar bile birbirine küsmüş,
Öyle uzak, öyle yabancı…
İnsan, insana ne kadar uzaksa, tuğlalar da öyle uzak birbirine.
Ve unutma, şu şehirde en çok sustuğun şey, bir gün seni bağırarak terk eder.

Ah, ne diyorduk en son?
Aşk mı? Para mı? Haysiyet mi?
Üçü de gülünç, üçü de pazarlık konusu.
Ve hatırla, bu şehirde en pahalı şey, insanın kendi içine ettiği küfürdür.

"İnsan bazen öyle bir susar ki,
O suskunluk, en gürültülü isyan olur..."

Rüstem Badıllı 3
Kayıt Tarihi : 10.2.2025 17:45:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!