Bir beyefendi vardı,
İstanbul'u, o İstanbul yaptı.
Her gün girdi vitrininde,
Ayakkabı olan dükkanına.
Ak düşmüş saçları,
Yorgun gözleri vardı.
Dükkanın önünde iskemlesi,
Çay içer, etrafa bakardı.
Turistler görürdü onu,
Dünyanın her bir yerinden,
Bir parçasıydı o İstanbul'un,
İstanbul'u, o İstanbul yaptı.
Geçip gidenler olurdu yanından,
Bir de, ayakkabıya bakanlar,
Kimse bir kere,
Şöylesine dikkatlice,
Adam akıllı,
Gözlerinin taa içine bakarak,
Görmedi onu.
O İstanbul'u, İstanbul yapardı,
Habersizce.
Bir zamanlar o da gençti,
O da İstanbul'un mehtabını izlerdi.
Boğazda şen kahkahalarla,
Rakısını yudumlar demlenirdi.
Şimdi oturduğu yerden, öylece,
Etrafını gözetiyor biri gelir diye.
O İstanbul'u İstanbul yaptı,
Eli sakarlaştı, gözü kırıştı.
Bir zamanların çapkın beyefendisi,
İstanbul'da Türkçeyi en doğru o konuşurdu.
Şimdi çay içmekten sararan dişleri,
Bir inci gibi sözler dökülürdü.
Kimse görmez onun gördüğünü,
Zamanın acımasızlığını,
Ağzını bir kaç kez açacak oldu,
...
Kayıt Tarihi : 14.1.2023 01:08:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!