Beyazlarım ve Sen [BEDDUA]

Bu dünya yaşanır her şey gelir ve geçer,
Ömürler kısalmış artık elbet gelir mahşer.
Ayağına bir taş takılır cennet yolunda,
O sıra benim ismim belirir kolunda.

Burçlardaki Terazimiz kaldıramaz bu yükü,
Bir türlü düzelmez bu ihanetin büküğü,
Unutmak kar değil, nerde geçen o sene?
Taşlar ağlasın her adımında o yoldan geçerkene!

On biri gösteren akrep ismi gibi değil! O bile zararsız,
Herşeyimi sunduğum bu aciz kişilik hala daha kararsız!
Günlük lakırdı ve eğlence olmuş gitmiş muhabbet ve sevgi,
Allah'ım yok mu böyle sefilleri bu dünyadan silecek koca bir silgi?

Suya bile güzel söz fayda ediyor durulanıp gidiyor,
Ne cinstir anlamadım iltifat ediyorum hala seyrediyor!
Halis duygular oyuncak olmuş çoluk çocuğa da onları büyük sandım,
Soygazlaşmış kapalı bir gönüle inanıp tekrar tekrar kandım.

Nefret mührünü yazarken hala vardır diyordum iyi bir aşk,
Oysa dönmekteymiş benim aleyhime demirden yapılmış bir çark,
O küçük dünyanda yaşa; Bana ne ayak ol ne de kol,
Nasıl girdiysen hayatıma istemiyorum seni artık defol!

Yapraklar dökülür kısa zamanda ben saçımı ağarttım,
Nasıl vesile oldun anlamadım ama dünyamı kararttım,
Her beyazım sana kara bir delik olarak dönsün gelsin,
Yutsun ümitlerini çeksin içine! Allah beterini versin! ! !

Bilmek değildir bildiğini söylemek, bildim diye bilirsin,
Bir bilen bulamadıkça çözüm bulamaz yola gelirsin,
Yüzleşmeye ve kaderine göğüs germek ister cesaret,
Handikapların korkaklıklığının eseri, çelişkilerin bekaret!

Yarım kalan aşkların geri kalan parçaları yapboz şeklinde kalır,
Öyle aşkların kırıntılarını da ancak senin gibi muhtaçlar alır.
Arayışların içinde kaybolurken artık başka masumlara uğrama,
Sahte gülümsemelerin ile o güzelim simgeleri karalama!

Üşüdüğümün resmiydi o keskin soğukta donakalmış bir burun,
Bana neden üzüyorsun diyenler! Hadi bir de ona hesap sorun!
Ne cennetim kaldı bu dünyada ne de hayalimdeki hurim,
Yıkılmadım ama yine yarı yolda bırakıldım yine tekim...

25.05.2010