Beyazın Karanlığı Şiiri - Faysal Atmaca

AH KUDÜS-Ü ŞERİF’İM AH!
Sen ki sû(u)r içinde eman
Ya dışarıda gafil, ya dâhilde iman
Göğünde hazır olda melekler
Ah Kudüs-ü Şerif’im ah!
Senin her şeyin yaman
Rabbimin incisi, Âdemin ikincisi.
Âlemlerin yerlisi,
yine de en dertlisi
Zaman ummanlara galebe
Dağları devirirken
Ah Kudüs-ü Şerifim ah!
Sultanların perisi
Atam İbrahim’in yurdu
Baban Aze’r bile imanına kudurdu
Milletinin aşkına, elin hep göğe doğru
Ah Kudüs-ü Şerifim ah!
Sürüsü hiç bitmedi, gâvurun oğlu
Yakup’tan mı bahsetsek, özlemek için
Yusuf mu? Bünyamin mi?
varın siz seçin
Kenan ili çitler ile namlulara esaret
Ah Kudüs-ü Şerifim ah!
Garipsin öz yurdunda, bu ne biçim seçim?
Yunus’un balıklara emanet
Gemidekilerde korku, felaket
Yunus adaşının karnında ediyor secde
Ah Kudüs-ü Şerif’im ah!
Dönüşümüz yakındır, sarmıyor ceket
Kudüs’e varılıp, görülmez mi Musa?
Onun için söylemeye mısralar kısa
Âsası yeter O’na, yatsa da dağ başında.
Ah Kudüs-ü Şerif’im ah!
Düştüğümüz gibi kalkacağız inşallah
Susa susa...
Davut’una Sion dağını eyledin mekân
Siyonistler başucunda
Üretirler kirli kan
Güneş batmak üzere diyor
Muhammet Mustafa(sav)
Ah Kudüs-ü Şerif’im ah!
Bunca nimete rağmen zillet
Dayanamıyor insan
Daha neler neler...
İsa’nın dedikodusu
Meryem ile İmran’ın kokusu
Yarattın da geldik buraya Rabbim
Ah Kudüs-ü Şerif’im ah!
Sende durur kıyametin korkusu
Şükür Ya Rab!
Yolumuzu düşürdün kutsal mekâna
Öğretisi çok güzel, ister gitsin Fizan’a
Pak diyarlar darılmasın ne olur
Ah Kudüs’ü Şerif’im ah!
Süleyman’la ulaştık mizana
Bu sözlere ağlamayan kalmasın
Mustafa’nın(sav) ayak izi solmasın
Melekler tutarken o muallâk taşını
Ah Kudüs’ü Şerif’im ah! Muhammed’in (SAV) gökyüzünde Kaldır artık başını
Lût gölünde azabın Lût’un kavmine
Şahidiz Ya Rab! Gördük, yerin dibine
Eriha’ya ne kalmıştı ki zaten
Ah Kudüs’ü Şerif’im ah!
Bağla bizi O Rahman’ın ipine
Selam olsun Selman’a, Rabia’ya
Dirlik üzere birliğin tamamı fatihaya
Ömer’in Allah’u Ekber der dağından
Ah Kudüs’ü Şerif’im ah!
Kapılarından al bizi de Hüdâ’ya
Selam olsun Yavuz’a, Süleyman’a
Küffar geldi huzurunda imana
Selahaddin Eyyubi hizmetinde tam zirve
Ah Kudüs’ü Şerif’im ah!
Canım fedadır sana
Geldi ayrılık vakti, uğradık İsmail’e
İhvanımız sefil olsa da, açlıktan bile
Gözlerinde kanlı yaşlar
Kaptanımız şaşkın
Ah Kudüs’ü Şerif’im ah!
Seni anlatmak çok zor geliyor dile
Söyleyecek nice söz var
Elbet bu kadar değil
Lâl olan dilimize inat
Yüreğin kabarsın, eylesin meyil
Gelemeyen dostlara da
Rabbim nasip eylesin
Ah Kudüs’ü Şerif’im ah!
Duvarına bir an bile
Hain eli değmesin