Yokmuş aslında beyaz atlı prensler,pamuk prenses olalım diye kandırmışlar hep bizi.Öyleki hepimiz birer prenses sanmışız kendimizi,sandırmışlar.Zehirli elmaları yemişiz aptalca,her prens sandığımızın beyaz atı bile yokmuş,Aslında at bile,yokmuş hatta beyaz diye bir renk.
Kötü kalpli çirkin cadılar varmış,doğruyu sürekli gizleyen sihirsiz aynalar.Öpünce prens olmayan kurbağalar.Kendini özel sanan bizler varmışız bir de...bir de çakma prensler.Ok atıp durmuşlar sürekli yüreğimize doğru.Saplanmamış halbuki hiç biri kalbimize.
Karlar yağmış,güneşler açmış,gelen olmamış kulubemize ama kalbimizden gidenler çok olmuş.Yedi cüceler gitmiş,yanlız kalmışız yanlızlığı kocaman kendisi küçücük ve boş yataklarda.Sabahlar olsun diye dualar edip gece bastırınca ağlamışız,susmuşuz,uyuyakalmışız ağlarken,sonra uyanıp
yeniden ağlamışız.Bir omuz aramışız başımızı yaslamak için,ne bir ses varmış ne de bir nefes.
..
960
MAVİ BEYAZ SEN TONUNDA 5
Ben mavi beyaz sandalım diye mi
Bu kadar yakışır sana mavi beyaz her tonuyla
Nefesimi kesti bu aşk
Bir şey yapamıyorum
..
beyazları düşledim bugün
küme küme bulutlar,bizi sarmışlar
pamuklu şeker gibi uçan bir halıda
sonsuzlığun yolculuğuna çıkmışız
beyaz düşlerle.........
beyazları düşledim bugün
..
İnka
Mutluydu
Atlarıyla, davullarıyla
Sevinçleriyle, yaslarıyla
Tanrılarıyla…
Mutluydu İnka
Topraklarında esene kadar,
..
• Sofrada tuz
• Çayda şeker
• Damakta tattır beyaz
•
• Gülşen de gül
• Kafeste bülbül
• Dilde feryattır beyaz
..
Beyaz örtü beyaz örtü
Üzerini neden örttün
Daha nice yıllar vardı
Defterini neden yırttın
Beyaz örtü beyaz örtü
Bir çırpıda örtüverdin
..
Beyaz ol
Kalbin arınsın kötü duygulardan
Temiz olsun gözlerin kötülere bakmadan
Beyaz ol
Karanlıkta kapat, açma gözlerini
Boş yere ümit verme tut sözlerini
..
Allah’ım ömrüne ömürler versin
Hep gülesin benim beyaz gülüm
Sevdiğim taptığım yalnızca sensin
Bunu sakın unutma ey beyaz gülüm
İstemem ne para ne servet nede bir pulu
Sevmesin benden başka bir Allah kulu
..
Tepeden bakıyordu şehre,beyazlar giyinmiş o yüksek tepeden...Yirmi dört saat o beyaz elbisenin üstünde otururken kenti izliyordu o siyah lekeyle.Kucak açmıştı kimsesiz bir dağ,sarmıştı kollarıyla,unutması için bir daha hatırlamaması için basmıştı sımsıkı bağrına.Kenti dinliyordu kızaran kulaklarına aldırmadan,o kulakları sağır eden insan kalabalığının sesini.Herkes birbirine benziyordu yukarıdan bakınca,aynıydı herkes farklı renklerdeki,farklı şekillerdeki kıyafetlerin içinde.Farklı olanlar ağaçların altına toplanmış beyaz mermerlerin altında toprak çekmişlerdi üstlerine.Anlatamadığı derdiyle kenti anlamaya çalışıyordu o beyaz tepenin göğsüne başını yaslamışken.Koşuşturuyordu insanlar durmaksızın bir yerlere; kimi elele,kimisi elinde poşetlerle.Bir çocuk oturmuş ağlıyordu sırtında çantası,üstünde önlüğüyle fakat görmüyordu kimse,belli ki bir mendilden daha çok ihtiyacı vardı birazcık sevgiye.
Ve yıldızlar geliyordu bir bir,izliyordu kentin tüm tepelerini.Gözgöze geliyordu bir an ve kaçırıp gözlerini susuyordu utancından en tepeden bakarken şehre.Saklanıyordu insanlar duvarlarla çevrili bir ışığın altına.Yüzleşiyordu geceyle ama aldanmıştı bir kere yıldızların ışığına ve geri almıyordu hediyesini o kara gece.
Şehri süzüyordu en tepeden,çekerken bulutlar gölgesini ıslanıyordu kan kırmızı kiremitler ve ayağa kalkıp ilerliyordu adım adım,artık süzülüyordu şehre en tepeden,lekesi daha karaydı çünkü o karanlık geceden.Aynıydı herkes,farklılar toplanmışken ağaçların altına,hercai menekşelerin açtığı toprakları çekerlerken üstlerine gidiyordu verdiği sözden dönmeden.Ne geceler geçti hediyesinden ne de döndü gidenler,herşey başladığı yerde bitermiş,o tepede başlamıştı herşey ve yokluğunda isyandı aslında kente inen ve şimdi gidiyor işte,tepeden inme tıpkı o karanlık gece gibi üstelik bir elveda demeden...
..
Adını bilmediğim o kadar çok aşk yaşadım ki seni tanıyana kadar.
Kimisiyle günlerce konuştuk. Tüm kelimeler tükenip ayrılık dolu düşünceler satırlarımızı basana kadar susmadık ve en sonunda sessiz saatler başladı. Adı sevda olan camlarımızı taşlayıp yüreğimizi ayazda bırakarak kapıyı çarpıp gitti. Bir müddet ısınmayı denedik olmadı, ısınamadıkça soğuduk soğudukça kar kapladı tüm yolları. Sonra birileri beyaz oldu o beyazlarda birilerine giden kar beyaz yol oldu.
Bazısı sadece susmayı denedi benimle. Yüreklerimiz bir olmalıymış aşk denilen lisanda. Olur dedim ve biliyor musun onun da adını hatırlamıyorum. Biz sustuk ayrılık yaklaştı tam yüreklerimiz bir olacakken sonbahar çöktü bu şehrin sokaklarına. Ben namımı bu şehrin sokaklarını her sene yıkayıp hayatı dedem zamanının fotoğrafları gibi sarartan sonbahardan aldım.
Kimileri umut dedi bizi mutlu sona taşıyacak olan sevda gemisi. Tamam dedim ona da. Bindik umut bandıralı sevda flamalı gemiye. Önceleri kaptanlık köşkü oldu sorunumuz, sonraları benim yüzme bilmemem. Evet, umuttu bize mutlu sona taşıyacak olan ama bir flaması ve kaptanlık köşkü yoktu umut denilen varlığın. Çok geçmedi önce denizler kudurdu sonra kaptan köşkünü terk etti farelerden önce ve en sonunda battı umut bandıralı sevda flamalı aşk gemisi.
..
SARHOŞ
Ben seninle ısınıyorum bu sonbahar bu kara kış
Gecenin karabasanından gündüzün yanılsamasından
Ben seninle yaşıyor seninle ölüyorum
Ben deniz mavisi sen beyaz
..
Odam beyaz olmalı
Tüllerim beyaz
Yatağım beyaz
Tenin de...
Beyaz olmalı her şey
Sütüm beyaz
Yoğurdum beyaz
..
Siyah beyaz bir insanı sevmek
Delice bağlanmak onun tekdüze haline
Günün en tatlı saatini,
Siyah beyaz renkleri bozsa bile,
İçindeki en canlı halleri
Onun bu renkleri soldursa bile,
Siyah beyaz bir insanı sevmek…
..
Karanlığı bilmedim hiç seninle.
Her günüm beyazdı.
Mutluluğun da acının da rengi beyazdı.
İlk beyazımdı gelinliğim, ilk umutlarımdı.
Beyaz kireç boyalıydı yuvamız.
Mutluyduk kendimizce.
Plastik saksılarımızdaki beyaz sardunyaların rengi bana benzerdi
..
Ak kara, siyah beyaz, al kırmızı..............................................................................gri ye flu diyorlar ceolar mecburen................................................................................................a dört e yazıyorum............kalem kurşun değil grafit.....................................................sevdama yazıyorum berrak.....................................................SAÇLARA DÜŞEN AKLAR, İÇİMİZDE SIZI........SÖZLER BEYAZ........ SİTEMLER...... KIRMIZI................. Hem şiirdir hem şarkı...... her hakkı sevda ile sevdama tabikinen de bana mahfuzdur..
..
Hayatla ölüm
Siyahla beyaz
Hayat beyaz
Ölüm siyah
Arası yok bu işin
Ya siyah ya beyaz.
..
Beyaz güvercinim
uzaklardan geldi yorgun
Beyaz güvercinim benim
konduğu yer kendi yurdu
beyaz güvercinim benim
..
Masumiyetin adıdır beyaz
Duruluğun saflığın
Umudun aydınlığın
Barışın emeğin
Ve sütünün rengidir annelerin
Onur beyazdır
..
Kim zorda olsa koşar yardıma
Hayat kurtarır beyaz melekler
İnsanlıkta, iyilikte on numara
Canlara değer verir beyaz melekler.
Olmazsa olmaz alemin gülü
Her derde çare beyaz melekler
..
seni bir kere öpsem
beyaz bir kuş olur soluğum....
ve anlamalısın yürek atmalarımdan sana nasıl hasret
nasıl mecbur olduğumu!
ben sevmeye mecbur
beklemeye tutsak biriyim.
..